Franck translate Turkish
301 parallel translation
Your next patient is waiting, Dr. Franck.
Sıradaki hastanız bekliyor Dr. Franck.
Franck Schaller.
Franck Schaller.
The opening bar of the Franck A-major sonata.
Franck'ın La Majör Sonatı'nın uvertürü.
If not, your story still has to be credible 10,000 francs is... incredible!
Çalışmasa bile hikayenizin bir değeri olmalı. 10,000 franck... çok komik!
Frank, you better get out there. He's about ready to go in.
Franck, oraya gitsen iyi olur.
Franck came back to life.
Frank yaşama geri döndü.
- Franck.
- Frank.
- Frank.
- Franck.
- Franck?
- Franck.
- Franck. - Franck.
- Franck.
Franck. - Oh, this is it.
Tamam, başlıyoruz.
You must be Franck?
Siz Franck olmalısınız.
I'm Franck's assistant, Howard Weinstein.
Ben Franck'ın asistanıyım. Howard Weinstein.
A cake, Franck, is made of flour and water.
Franck, pasta dediğin un ve sudan yapılır.
Excuse me, um, Franck.
Pardon Franck. Bir saniye müsaade eder misin?
Annie, Nina and Franck were in charge now.
Annie, Nina ve Franck, olaya el koymuşlardı.
- Who's Franck Eggelhoffer?
- Franck Eggelhoffer kim? - Ne?
Let's go. Franck and his crew had arrived to finalize all the details of the wedding.
Franck ve ekibi, düğünün son detaylarını halletmek için geldiler.
Howard, uh, Franck was saying something about moving out the furniture.
Howard, Franck mobilyaları çıkarmakla ilgili bir şey dedi.
Franck, that'll- - that'll be a big help.
Franck, çok yardımcı olursun.
- Franck thought it would be great... to have swans waddling around the tulip border, you know, as the guests enter.
- Franck, lale bordürlerin oraya kuğuların yakışacağını söyledi. Konukların gireceği yerde.
- Franck, does the tent connect through here?
- Franck, çadır buraya mı bağlanacak? Onu tamir edecektim.
No, Franck.
Hayır Franck.
Franck and Howard shoveled our path themselves at no extra charge.
Franck ve Howard, yolu kürekle temizlediler. Hem de bedavaya.
- Franck?
- Franck?
Franck, do you have that needle and thread?
Franck, iğne ve ipliğin var mı?
Franck, where are the cars?
Franck, arabalar nerede?
What if Franck did the baby shower for us?
Bebek partisini Franck yapsa nasıl olur? - Franck mı?
George. What?
Artık Franck'ı sevdiğini sanıyordum.
I thought you liked Franck now.
- Adamı sevdiğimi hiç söylemedim.
No, no, Franck.
Bu sefer olmaz.
I hired Franck to surprise the girls with a double baby shower.
Howard, acele et. Çabuk. Kızlara çifte bebek partisi yapmak için Franck'ı tuttum.
I'll admit we got a little carried away, and it wasn't even all Franck's fault, although God knows I tried to blame him.
Buraya büyük bir pencere. Biraz kendimizi kaptırdığımızı kabul ediyorum. Üstelik hepsi Franck'ın suçu bile değildi.
- Howard! Howard! Franck and his crew were working around the clock to have the baby's room ready by D day.
Franck ve ekibi, bebeğin odasını doğuma yetiştirmek için gece-gündüz çalışıyorlardı.
And oddly enough, knowing Franck was at the house made me feel better, although I have no idea what he did there all day.
Tuhaf ama Franck'ın evde olduğunu bilmek içimi rahatlattı. Yine de bütün gün orada ne yaptığını hiç anlamadım.
- Oh, Franck, I'm not gonna close my eyes.
- Franck, gözlerimi falan kapatmam.
- George, Franck, dinner!
- George, Franck, yemek hazır.
- Now what's this guy's name?
- Franck.
- Franck.
- Franck mı?
Franck.
- İşte bu.
Hello.
Ben Franck.
I am Franck. A pleasure to mat you.
"Tanıştııma meemnun" oldum.
- Franck!
Franck!
- George, Franck's office, line two.
George, Franck'ın ofisinden arıyorlar.
Franck's executive assistant.
Franck'ın asistanıyım.
Franck! Franck.
Franck!
Where are you?
- Franck?
- Franck?
- İyilik olarak tatlım.
- Oh!
Hayır Franck.
Nina was showing a few of her friends the new baby's room... and Franck started giving decorating tips.
Franck da dekorasyon fikirleri vermeye başlamıştı.
- Don't "oh, Franck" me.
Başlatma Franck'ından.