English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Freshly

Freshly translate Turkish

529 parallel translation
We think it's a real good, freshly-laid egg!
Gerçekten iyi ve taze yumurta verdiğini düşünüyoruz!
How many times have I told you that a gentleman must have freshly laundered rags?
Sana kaç kez söyledim bir beyefendinin temiz paçavraları olmalıdır diye.
I have 62 freshly trained nurses straight from England, and all dying to nurse someone.
İngiltere'den 62 tane yeni mezun hemşire geldi ve hepsi birine hizmet etmek için yanıp tutuşuyor.
And yet, Leona, a freshly-painted sign was in front.
Fakat Leona, önünde yeni boyanmış bir tabela vardı.
Unless he walked through a fish market, bought four pounds of shrimp, and brushed against a freshly painted fire escape.
Balıkçı dükkanından geçerken iki kilo karides almadıysa ve daha yeni yangın merdiveni boyamadıysa tabii.
It's more like freshly laundered linen handkerchiefs... like a brand-new automobile.
Yeni yıkanmış mendil gibi, yepyeni bir araba gibi.
Here I am, all freshly bathed and scented and feeling like a brand-new human being.
İşte temizlenmiş, kokusunu sürmüş, adeta yeniden doğmuş gibi buradayım.
Always a pleasure seeing your freshly scrubbed, smiling faces.
Sizin bu taze boyanmış gülümseyen yüzlerinizi görmek her zaman bir zevktir.
A girl may look as pure as freshly fallen snow then suddenly you discover the footprints of 100 men.
Bir kar tanesi kadar temiz görünen bir kızda..... bazen 100 erkeğin parmak izine rastlarsın.
A freshly dug grave!
Taze kazılmış bir mezar!
Like freshly baked pumpernickel.
Tıpkı taze pişmiş çörek gibi.
I brought you your coffee, freshly brewed.
Kahveni getirdim. Taze ve yeni pişmiş.
We are going to show our freshly reinstated Archbishop that we can still do without him.
Kısa süre önce görevine iade ettiğimiz, başpiskoposumuza, hala daha... onsuz yapabildiğimizi sergileyeceğiz.
And what time it is freshly baked?
Ve ne zaman taze ekmek oluyor?
Watch your freshly ironed shirts!
Orayı da altüst etme çünkü yeni ütülenmiş gömlekler var orada.
These freshly painted furnaces cooled off a long time ago, and the bathtub built for the commandant of the crematorium right next to them is now useless.
Bu boyalı mobilyalar uzun zaman önce sakinleşmiş. ve krematoryum müdürünün, fırınının yanına koydurduğu bu küvet, artık kullanılmıyor.
She was only 17 or 18 and just like a freshly blooming flower!
Daha 17 veya 18 indeydi, yeni açmış taze bir çiçek gibi!
We found a freshly finished grave inside the walls of the fort.
Kale duvarlarının içinde yeni kapanmış taze bir mezar bulduk.
These are freshly dried fruits
Bunlar taze kurutulmuş meyveler
Everything was clean, looked freshly washed.
Herşey tertemiz, yeni yıkanmış gibi.
Please Mr Henderson, it's been freshly painted.
Lütfen, Mr. Henderson. Daha yeni boyandı.
They didn't have freshly painted scenery.
Yeni boyanmış dekorları yoktu.
Why? It was freshly cut, and it was sticky because it was at night and there was dew.
- Çimler yeni kesilmişti ve yapışmaları gerekirdi çünkü gece çiğ de olur.
And I'm gonna come to you with a knife freshly sharpened on a stone and I'm gonna cut you a grin down here on your neck.
Bıçağımla birlikte gelirim. İyice bilenmiş bıçağımla... Ve boynunun tam şurasına bir gülücük oyarım.
The taste of hot, freshly killed blood.
Sıcağın tadı, taze öldürülmüş kan.
We bought the chicken... from a farmer who advertised freshly killed chicken.
Biz tavuğu taze öldürülmüş... tavuğun reklamını yapan çiftçiden alıyoruz.
Now, would you say that had been freshly dug, sir? How do I know?
Şimdi bana buranın yeni kazılmış olduğunu söyleyebilir misiniz?
She was under that freshly-dug mound of earth... that old Doppler took such a fancy to.
İhtiyar Doppler'in ilgisini çeken yeni kazılmış çukurun içindeydi.
in a grave... A freshly dug grave.
bir kabirde yeni kazılmış bir kabirde.
Get Frank a couple of poached eggs on an English muffin... with a side of Canadian bacon... and a tall glass of freshly-squeezed orange juice.
Frank'e İngiliz usulü pişmiş yumurtalı ve Kanada usulü... domuz pastırmalı sandviç... ve büyük bir bardakta taze sıkılmış portakal suyu getir.
There's delicious coffee, freshly brewed.
Yeni çekilmiş, taze kahve.
But aren't you the grandson of the famous Dr Victor Frankenstein, who dug up freshly buried corpses and transformed dead components into...
Ama siz ünlü doktor Victor Frankenstein'ın torunu değil misiniz? Dr. Victor, yeni gömülmüş cesetleri çıkarıp ölü parçalar üzerinde...
You know, when it's on a freshly bleached head?
Bilirsiniz, yeni boyatılmış bir saça yavaşca sürüldüğünde?
Freshly kidnapped for your amusement.
Onunla biraz eğlenmen için daha yeni kaçırdık.
Virgins with freshly rounded breasts.
Taze yuvarlak göğüsleri ile bakireler!
The chef made this freshly this morning.
Şef sabah kendi yaptı bunu.
And add salt and freshly ground pepper to taste...
Tat katmak için tuz ve taze biber ekleyin...
Four tablespoons of finely chopped fresh parsley... one quarter cup heavy cream, salt, and freshly ground, black pepper.
Dört servis kaşığı taze kıyılmış maydanoz çeyrek bardak krema tuz... ve taze kırmızı biber.
A live, freshly-cut nerve is infinitely more sensitive, so I'll just drill into a healthy tooth until I reach the pulp.
Yeni kesilmiş sağlam bir sinir çok daha fazla duyarlıdır. Sağlam bir dişi içindeki sinire ulaşana kadar deleceğim.
You'd like freshly squeezed orange juice.
Taze sıkılmış portakal suyu istediniz yani.
As opposed to freshly unscrewed orange juice.
Kapağı taze açılmış portakal suyunun tersi. Bana bırakın.
"Last evidence ofbadgerdroppings, freshly turned earth was recordedeleven years ago".
Son porsuk kolonisinin varlığına ait kanıtlar.. .. on bir yıl öncesine dayanıyor.
I was in the bathroom, drying myself with a freshly washed, rough towel... that smelled good.
Banyodaydım, kendimi yeni yıkanmış, güzel kokan... pütür pütür bir havluyla kuruluyordum.
- Freshly squeezed, I know.
- Taze sıkılmış, biliyorum.
Freshly squeezed.
Taze sıkılmış.
It's freshly ground.
Taze çektim.
The bed's freshly made.
Yatak daha yeni yapıldı.
Freshly picked from the garbage of the rich!
Zenginlerin çöplerinden yeni alınmış!
You look pretty good for a freshly-liberated ex-con.
Hapisten yeni çıkmış birine göre gayet iyi görünüyorsun.
As you can see, this is a freshly cut rose.
Gördüğünüz gibi, bu dalından yeni koparılmış bir gül.
Careful... she's freshly lacquered!
Dikkatli olun, daha yeni cilalandı!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]