English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Friday morning

Friday morning translate Turkish

233 parallel translation
Friday morning. Come on.
Cuma sabahı.
And I won't be back till Friday morning.
Cuma sabahına kadar dönmeyeceğim.
Be at the State House, Courtroom 9, 10 : 00 Friday morning.
Cuma sabahı saat onda adliyede, dokuzuncu salonda ol.
Would you like Friday morning?
Cuma sabahı olur mu?
But on the following Friday morning,
Fakat bir sonraki Cuma sabahı,
Friday morning at 10 : 00.
Cuma sabahı saat 10 : 00'da.
All contested traffic cases are heard Friday morning at 10 : 00.
Bütün tartışmalı trafik davalarına Cuma sabahı saat 11.00de görülüyor.
FRIDAY MORNING
CUMA SABAHI
Just show up Friday morning, Ezra.
Cuma sabahı burada olmaya bak, Ezra.
8 o'clock, Friday morning.
Saat sekizde, Cuma sabahı.
Okay friend, I'll see you on Friday morning.
Tamam, dostum, cuma sabahı görüşürüz.
On the following Friday morning his funeral was held.
Sonraki cuma sabahı cenaze töreni yapıldı.
How about Friday morning?
Cuma sabahı uygun mudur?
[In French] On Friday morning, June 9, 1944, members of the Corfu Jewish community came, very frightened, and reported to the Germans.
9 Haziran, 1944, Cuma sabahı... Korfu Yahudi topluluğu üyeleri geldiklerinde çok korkmuşlardı ve Almanlara sunuldular.
... by Thursday night, or Friday morning at the latest.
... Perşembe gecesi, ya da en geç Cuma sabahı.
Maybe it was all those memories... That made Dale leave for Paris that Friday morning.
Dale, tüm bu anıları, cuma sabahı Paris'te olabilmek için geride bıraktı.
Lieutenant jones in court friday morning, 9 : 00.
Teğmen Jones, Cuma sabahı saat 09 : 00'da mahkemede.
Friday morning.
Cuma sabahı.
It's a beautiful Friday morning in Portland.
Portland'da çok güzel bir cuma sabahı.
We took her to Motorlu Friday morning.
Cuma sabahı motorluya getirdik.
It's been a bit over two weeks. He came Friday morning stayed exactly one week.
İki haftayı geçiyor, cuma sabahı gelmişti Tam bir hafta kaldı.
- Ten days ago, friday morning.
- On gün önce, cuma sabahı.
Friday morning, while I'm eating eggs and drinking coffee, I get a good job.
Cuma sabahı, yumurtamı yiyip kahvemi içerken, iyi bir iş sahibi olmuştum.
Till Thursday night. Friday morning to be exact.
Perşembe gecesine kadar böyleydi, tam olarak Cuma sabahı.
On Friday morning, March 3rd, did you go to Calhoun Memorial Hospital?
3 Mart tarihinde Cuma sabahı Calhoun Memorial hastanesine gittin mi?
Mary has a dentist appointment Friday morning.
Cuma sabahı Mary'nin dişçi randevusu var.
The only thing is a booking for us on Friday morning.
Tek yapabilecekleri cuma sabahına yer ayırmak.
He told me about it Friday morning and left at once.
Kendisi bana Cuma sabahı söyledi ve bir an önce gitti.
It's 6.45 on a completely gross Friday morning in New York.
Saat sabah 6.45 tamamen açik bir New York sabahi.
The good news is I can squeeze you in first thing friday morning.
Ama istersen seni cuma sabahına sıkıştırabilirim.
... Friday morning.
Cuma günü..... sabahı.
It should be on my desk Friday morning.
Cuma sabahı masamda olsun.
- A Friday morning.
Bu doğru. - Bir Cuma sabahı.
I booked the Saturday morning flight, not Friday morning!
Ve uçağımı Cumartesi sabahı kalkışlı istemiştim, Cuma sabahı değil.
Our story begins on a Friday morning, in a little town called Springfield. TGIF.
Hikâyemiz bir Cuma günü, Springfield isimli küçük bir kasabada başlıyor.
Every Friday morning for the past three months
Üç aydır, her Cuma sabahı
We met Friday morning.
Cuma sabahı görüştük.
Bessie said it wasn't there Friday night. It was Saturday morning.
Bessie, Cuma gecesi o şişenin orada olmadığını, onu Cumartesi sabahı gördüğünü söylüyor.
Friday, in the morning.
Cuma günü, sabahleyin.
On Monday morning he'll have to face whatever's bothering him, but this is Friday night.
Pazartesi sabahı onu rahatsız eden neyse onunla yüzleşmek zorunda kalacak. ama şimdi cuma gecesi.
She's got four children of her own and she'll look after him from Monday morning till Friday teatime.
Dört tane çocuğu var zaten, P. Tesi'den Cuma'ya ona da bakacak.
Bessie said it wasn't there Friday night. It was Saturday morning. I can't help what Bessie said.
Bessie, Cuma gecesi o şişenin orada olmadığını, onu Cumartesi sabahı gördüğünü söylüyor.
It ain't like the old days when the train pulled into the yard on a Friday night, that train wouldn't pull out until Monday morning.
Cuma gecesi tren avluya çekildiğinden beri o eski günlerdeki gibi olmadı, tren pazar sabahına kadar çıkmayacak.
Can you make it Saturday morning after playing in your band Friday nights?
Cuma geceleri grubunla konsere çıktıktan sonra ertesi sabah burada olabilecek misin?
I think if we leave Friday night, we can make it back by late Monday morning.
Eğer cuma sabahı çıkarsak pazartesi öğleye doğru dönmüş oluruz.
Can I appear On Friday in the morning?
Cuma günü gelsem uygun mu?
It had finished of coming from the consultation in Friday in the morning, when it found my secretary, Mrs. Lemon, to the bottom of the street.
Sokakta sekreterim Bayan Lemon'la karşılaştığınızda kliniğinden çıkmıştınız.
- Can you account for your whereabouts during the time period from 11 p.m. last Friday until 1am Saturday morning?
- Geçen Cuma gecesi 11'den Cumartesi 1'e kadar nerede olduğunuzu kanıtlayabilir misiniz?
The shipment will be prepared and boxed Friday evening... and ready for shipping Saturday morning.
Kargo hazırlanacak ve Cuma akşamı paketlenecek..... ve Cumartesi sabah nakliye için hazır olacak.
Isn't everybody else going to morning training... on Monday, Wednesday and Friday?
Diğer herkes pazartesi, çarşamba ve cumaları sabah kursunda.
He started coming to my booth between 8 : 01 and 8 : 15... every morning, Monday through Friday.
8 : 01 ve 8 : 15 arasında benim kulübeme gelmeye başladı... her sabah, Pazartesiden cumaya.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]