English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Go ahead and ask

Go ahead and ask translate Turkish

122 parallel translation
Go ahead and ask.
Durma, sor...
Go ahead and ask me. Who am I?
ilerle ve bana sor. ben kimim?
So if you want to ask him, go ahead and ask him.
Onun için, çağırmak istiyorsanız, çağırın onu.
Go ahead and ask him.
Durma, sor hadi.
look, we've been friends a long time, go ahead and ask.
Uzun zamandan beri dostuz, sor.
Go ahead and ask.
Haydi sor bakalım.
Just go ahead and ask me.
Durmayın sorun hadi.
Go ahead and ask.
Hadi iste.
- Now go ahead and ask him.
- Gir sor işte.
Why don't you just go ahead and ask me?
Niye sadece bana sormuyorsun?
Why don't you just go ahead and ask me what you really want to know?
Neden gerçekte öğrenmek istediğiniz şeyi bana dosdoğru sormuyorsunuz?
- Go ahead and ask him.
- Ona sor.
Why don't you go ahead and ask me?
Neden devam edip, bana sormuyorsun?
Then go ahead and ask them.
Peki gitti mi? Gitti. O zaman oraya git ve onlara sor.
Go ahead and ask him.
Git ve sor ona.
Go ahead and ask her what you were asking me.
Hadi bana sorduğunu ona da sor.
Go ahead and ask your stupid question, before I pass out and you don't have anybody to play with.
Oynayacak hiçkimse kalmadan ve ben iyice dağıtmadan, devam et ve şu aptal soruyu sor.
She won't go'cause you're foreign, but go ahead and ask.
Yabancı olduğundan seninle çıkmayacaktır. Ama durma sor sen.
Go ahead and ask... he won't answer.
Sorun, cevap vermez.
Go ahead and ask me, then. That's what you think.
Ha ha düşündüğün bu işte.
Go ahead and ask me.
Devam et ve bana sor.
Go ahead and ask us all the questions you want.
Peki. Bize istediğin kadar soru sor.
It's obviously none of my business... but I'll go ahead and ask anyway. Thank you, Patrick.
Teşekkürler Patrick.
Go ahead and ask them motherfuckers trying to sell them Ford Tempos... and you got niggas riding around in Japanese and German cars... in America all day.
Amerika'da, bütün gün Alman ve Japon arabaları kullanıp millete Ford Tempos satmaya çalışan o g.tverenlere gidip bir sorun bakalım.
Go ahead and ask me if I did it.
- Haydi bunu yapıp yapmadığımı da sor bari.
Go ahead and ask.
Sor haydi.
Go ahead and ask her.
Hadi, sorun.
You don't have to be polite. Go ahead and ask.
Kibarlık yapmana gerek yok.
Is there something that you just wanna go ahead and ask me?
Bu bana öylece soracağın bir soru mu?
But go ahead and ask me if I'm sorry he's dead.
Ama devam edin, bana kocam öldüğü için üzülüp üzülmediğimi sorun.
Go ahead and ask her.
Devam et ve sor ona.
Go ahead and ask the question you really want to know.
Devam edin ve gerçekten bilmek istediğinizi sorun!
Go ahead and ask.
Haydi sor.
Oh, say, Barbie, I'm gonna go ahead and ask you one more time.
Barbie, bir kez daha soracağım.
I'm gonna have to go ahead and ask you both to go ahead and leave right now to leave now.
İleri gidip sizin ikinizin ilerleyip buradan ayrılmak için ayrılmanızı istemek üzereyim
- Why don't you just go ahead and ask me what it is you really want to know?
Neden bilmek istediğiniz şeyi doğrudan sormuyorsunuz bana?
Ask me how much one and one is, Frankie. Go ahead, ask me.
Bir, bir daha kaç eder diye sor bana Frankie.
No, Ma says never ask for anything to eat lf she told you not to ask, go ahead and snatch it
Olmaz. Annem kimseden asla yiyecek istemememi söylüyor. Eğer istememeni söylediyse sen de elimdem kap.
Go ahead and quit if you want to, but don't ask me about it.
Çıkmak istiyorsanız durmayın, bana bu konuda bir daha soru sormayın.
Get the whole thing full and go on down to the check-out counter and look for somebody with just one item, and ask them if you can get ahead of them.
Arabayı komple doldurup kasaya gidin tek bir ürünü olan birine bakınıp önünüze geçebilir miyim diye sorun.
Go ahead and complain, tell your problems to your neighbor, ask for help, and watch them fly.
Devam edin, şikayetlenin, dertlerinizi komşunuza anlatıp yardım isteyin, sonra da kaçıp gidişlerini izleyin.
- Go ahead and get her, you love devil.
- Git ve al onu, seni aşk şeytanı.
Go ahead and ask...
Akademide başarısız olduğum bir konuyu seçiyorsun. Devam et ve sor bakalım...
I'm going to have to ask you to go ahead... and move your desk again, so... if you could go ahead and get it as far back... against that wall as possible... that would be great.
Senden yine masanın yerini... değiştirmeni isteyeceğim,... eğer masanı iyice geriye gidip... mümkün olduğu kadar şu duvara yanaştırırsan... harika olur.
[Beeping ] [ Man On P.A.] Folks, we're experiencing... some moderate Godzilla-related turbulence at this time, so I'm gonna go ahead... - and ask you to put your seat belts back on.
Dostlarım, şu anda bir takım orta dereceli Godzilla kaynaklı türbülans yaşıyoruz, bu nedenle doğrudan emniyet kemerlerinizi kapalı konuma getirmenizi rica ediyorum.
I'm only going to ask her. Only to ask her Go ahead and drink.
ona sadece soracağım hepsi bu hadi iç, geliyorum
You know, I hate to ask this, but it's part of my job, so I'm just going to go ahead and do it.
Bunu sormaktan nefret ederim ama işimin parçası. O yüzden doğruca soracağım.
So why don't y'all go on ahead and ask me your little questions for your little report?
Raporunuz için bana sorularınızı sorun.
I mean, for God's sake, if I'd known back then that you were just going to go ahead and give up, I'd have saved myself the huge hassle, smothered you with a pillow and spent all my extra time catching up on Newbie's pathetic blog.
Tanrı aşkına, eğer o zaman pes edeceğini bilseydim, bu kadar eziyetin altına girmez, seni bir yastıkla boğar ve kalan zamanımı Çaylak'ın acınası günlüğüne yetişmek için harcardım.
Well, since you ain't gonna ask me, I'll just go ahead and tell you. - No, I have not seen Miri.
Sen sormayacağına göre ben söyleyeyim hayır Miri'yi görmedim.
Anything you need from us to find out who did this to her, go right ahead and ask.
Ona bunu kimin yaptığını bulmak için... bizden öğrenmek istediğiniz ne varsa... Doğruca gelin ve sorun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]