English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Greenhouse

Greenhouse translate Turkish

659 parallel translation
And, of course, the answer for Venus, sadly, is that some greenhouse effect, global warming, has overtaken Venus.
Ve, tabi ki, venüs için, maalesef, Bir sera etkisi, küresel ısınma mevcut.
But there was also a lot of the greenhouse gas water vapour in the atmosphere, which blanketed and heated the planet.
Fakat buna ek olarak atmosferde sera gazları ve bolca su buharıda bulunuyordu, Bunlar gezegeni örtüyor ve ısıtıyordu.
On Earth, much of the greenhouse gas carbon dioxide is chemically bound to the rocks.
Dünyada, sera gazı karbondioksitin çoğu kayalarla kimyasal bağ oluşturuyor.
With an atmosphere of water vapour and carbon dioxide, this cycle kept going and going and the runaway greenhouse effect has left Venus dry, lifeless, and a scorching 480 degrees Celsius.
Karbondioksitli ve su buharlı bir atmosferde, Bu döngü sürekli devam eder. Ve bu kontrolden çıkmış sera etkisi venüsü kuru ve yaşamsız bıraktı,
It doesn't have enough greenhouse gases to trap in heat and it's become a cold, barren, desert world.
Isıyı tutacak yeterli miktarda sera gazına sahip değil Ve kısır, soğuk, çöl gibi bir gezegen oldu.
Plus, uh, we're gonna be growing our own herbs in the greenhouse we're gonna build up on the roof.
Ayrıca kendi bitkilerimi yetiştireceğiz. Çatıya bir sera kuracağız.
Well then... in the greenhouse.
- Peki o zaman seraya gidelim. - Tamam.
In the greenhouse after the bridge.
Köprüyü geçtikten sonra olan küçük serada bekliyor.
- Have the greenhouse watched. - Someonés there.
Kimse olay mahalline yaklaşmamalı.
She couln't vanish like that, maybe she's hiding in the greenhouse.
Öylece kaybolamaz ya! Belki de serada saklanıyordur.
There's folks hereabouts swear they seen corpse lights round the old greenhouse and heard'em wailing like lost souls in the lime rock, yeah, I want no part of it.
Oranın halkı yakında eski sera çevresinde cansız ışıklar gördüklerine ve kireç kayanın içinde kayıp ruhlara benzer sesler duyduklarına yemin ederler, evet, bunun bir parçası olmak istemem..
I remember distinctly I was approaching the greenhouse.
Ayrıca hatırladım da seraya yaklaşıyordum.
Just the old greenhouse.
Sadece eski sera.
Doesn't it strike you as odd, Watson, that a pile of leaves should be raked up in front of a greenhouse door?
Sana da çok garip görünmedi mi, Watson, şu yaprak yığını bir sera kapısının önünde mi toplanmalıdır?
Through the old greenhouse in lime walk, sir.
Kireç yoldaki eski seradan, efendim.
You think he carried him down through the greenhouse...
Sence onu aşağıya seranın içinden taşıdı...
As I see it you killed Phillip Musgrave in his own room, carried his body down through the secret passageway, out through the greenhouse into the garage where you crammed it into the rumble seat of that roadster but unfortunately for you,
Benim gördüğüm Phillip Musgrave'i kendi odasında öldürdün, cesedini, gizli geçitten aşağıya taşıdın, seradan çıkıp onu o arabanın arka koltuğuna tıktığın garaja girdin
It looks like a greenhouse.
Sayenizde evin içi bir bahçe gibi.
Complete with iron deer, a ghost and a greenhouse. I come here in the spring.
Doldurulmuş geyik, hayalet ve sera. Baharda buraya geliyorum.
The temperature under the marquee was between a Turkish bath and a greenhouse.
Büyük çadırın altındaki sıcaklık Türk hamamı ile sera arası bir şeydi.
The greenhouse.
Burası sera.
In the greenhouse...
Serada...
In the greenhouse, I was working.
Serada çalışıyordum.
He could get out of the greenhouse through the outside door.
Seranın dış kapısından gitmiş olabilir.
The condition of the dog found in the greenhouse indicated blood was a primal factor in the cultivation of the seeds.
Serada bulunan köpeğin durumu göstermiştir ki..... kan tohumların gelişiminde önemli bir faktördür.
When he saw the creature in the greenhouse, it had grown a new arm.
Serada yaratığı tekrar gördüğündeyeni bir kolu çıkmıştı.
You aren't thinking of what's happening in the greenhouse.
Serada olanları düşünmüyorsunuz.
That what-is-it in the greenhouse has been our first diversion.
Sadece serada meydana gelen olaylar.
This is what your colleagues are doing in the greenhouse.
Arkadaşlarınızın serada yaptığı şey işte bu.
The creature in the greenhouse is obviously multiplying itself.
Seradaki bu yaratık belli ki kendini çoğaltabiliyor.
- What about that thing in the greenhouse?
- Seradaki şu şey ne olacak?
That thing's out of the greenhouse.
Bu şey seranın dışında.
It probably went to the greenhouse.
Muhtemelen seraya gidecektir.
Burned everything in Carrington's lab and the greenhouse.
Carrington'nun laboratuvarı ve sera tamamen yakıldı.
- Ln a greenhouse?
- Benim evimde.
It's from the Great Bayou Novelty Greenhouse!
Great Bayou Novelty Greenhouse'dan geliyor!
You don't seriously believe, do you, that the Great Bayou or whatever the greenhouse novelty company that sent Tom his package is owned and operated by six-foot-tall mushrooms from another planet?
Böyle bir şeye gerçekten inanmıyorsun, öyle değil mi? Great Bayou ya da Tom'a paketini gönderen her ne yeşillik şirketine bir başka gecegenden 1.80 boyundaki mantarların sahip olup onlar tarafından işletildiğine.
I wanted them to fly orchids from our greenhouse, but Long lsland is fogged in.
Seramızdan uçakla orkide göndermelerini istedim ama sisten uçamadılar.
You know, those orchids from my greenhouse?
Biliyorsun, seramdan gelen şu orkideler?
Construire a giant greenhouse to create impossible flowers...
Senin için büyük bir sera yaptıracağım. İçinde en nadide çiçekleri yetiştireceksin.
Maybe I could take Joe out and show him the greenhouse.
Joe'ya serayı göstereyim mi?
And there is another. In the greenhouse.
Serada bir tane daha var.
The Bounty had become a sea-going greenhouse with over a thousand potted plants to be tended.
"Bounty denizde giden bir seraya dönüştü..." "... içindeki binlerce bitkiyle. "
The reason Venus is like hell seems to be what's called the greenhouse effect.
Venüs'ün cehennem gibi olmasının sebebi sera etkisi gibi gözüküyor.
The greenhouse effect can make an Earth-like world into a planetary inferno.
Sera etkisi, Dünya benzeri bir gezegeni cehenneme çevirebilir.
Here, the carbon dioxide and water vapor make a modest greenhouse effect which heats the ground above the freezing point of water.
Burada, karbondioksit ve su buharı yer kabuğunu donma noktasının üzerinde tutan ılımlı bir sera etkisine sebep olurlar.
A little greenhouse effect is a good thing.
Sera etkisinin azı iyi bir şeydir.
At the same time, we are releasing vast quantities of carbon dioxide increasing the greenhouse effect.
Aynı zamanda, çevreye çok fazla karbondioksit salıyoruz ve bu sera etkisini artırıyor.
Since this series was first broadcast the dangers of the increasing greenhouse effect have become much more clear.
Bu dizi ilk yayınlandığından beri sera etkisinin artan tehlikeleri daha belirgin bir hal aldı.
Every one of these steps makes sense apart from greenhouse warming.
Bu dört adımın her biri, sera ısınması olmasa da anlamlıdır.
The roses came from the SS greenhouse
Güller SS serasından gelmiş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]