English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Green light

Green light translate Turkish

973 parallel translation
As soon as you find the cyborgs, you have the green light to terminate.
Cyborgları bulduğunuz anda, onları öldürme izniniz var.
Miss Franchette you are then the proprietor as well as the hostess of the Green Light Inn?
Bayan Franchette Green Light Inn denilen yerin mal sahibi ve konsomatrisisiniz, öyle mi?
Defendant number one, Kirby Dawson who, according to testimony, was in the Green Light Inn during the hours of the commission of this crime.
Bir numaralı davalı Kirby Dawson ki, tanıklara göre, suçun işlendiği sırada Green Light Inn'de bulunmaktaydı.
By lining the green light with the red you indicate your ability to coordinate.
Yesil ïsïgï kïrmïzï ile hizaya getirerek koordinasyonunuzu gösteriyorsunuz.
Fellas we finally got the green light to sink a Jap cruiser in Subic Bay.
Beyler, nihayet bize yeşil ışık yaktılar. Japon kruvazörlerinden birini Subic Körfezi'ne batıracağız.
Gear down and locked, mixture rich, pressure up, green light.
Hız düşüyor, kilitlendi, yakıt pompası açık, basınç azaldı, yeşil ışık.
The mysterious hot water bottles... the dark room with the green light... the rubber gloves... the works!
Yeşil ışıklı karanlık bir odada... gizemli sıcak su şişeleri... lastik eldivenler... işler!
Sounds like he's giving you the green light.
Sana yeşil ışık yakıyormuş gibime geldi.
Because you said it would be safe, and you gave them the green light.
Nasıl olduğunu söyleyeyim, sen güvenli olduğunu söyledin, yeşil ışık yaktın.
- The green light?
- Yeşil ışık mı?
Tell them we've got a green light, and get the Italian embassy to clear a path.
Tam yetkili olduğumuzu ve İtalya Büyükelçiliği'nin yardımını istediğimizi söyle.
Do you see that blue flame darting about in the depths of the green light?
Yeşil ışığın derinliklerinde parlayan mavi alevi görüyor musun?
That gives these bandits the green light to kill Americans.
Bu eşkıyalara Amerikalıları öldürme hakkı veriyor bu.
A green light?
Yeşil ışık mı?
If it's on, we'II get the green light by 9 : 30.
Karar çıkarsa, saat 9 : 30'a kadar harekete geçeceğiz.
We're 1 1 minutes from the green light.
Yeşil ışığa 11 dakika kaldı.
Watch that little green light in there.
Şuradaki küçük yeşil ışığı izle.
- Green light, go!
- Green light, go!
Green light, stand by!
Yeşil ışık! Hazır ol!
On the double, deck five. Give me a green light.
5. birim, yeşil ışık ver.
Phaser station two, - where's your green light? - Thank you.
Fazer istasyonu 2, yeşil ışığın nerede?
See the little green light?
Yeşil ışığı görüyor musun?
In this very moment we can see as an intensive green light is blazing up...
# Tam bu anda, yoğun bir yeşil ışığın parladığını görüyoruz... Boka'ya ver!
Would you put on the green light?
Yeşil ışığı açar mısınız?
Just give me the green light.
Bana yeşil ışık yak yeter.
In Moscow, I spent ten days stuck in a hotel room waiting for a minister in Rome to give me a green light to sign a contract.
Roma'daki bir bakanın sözleşmeyi imzalamamı onaylaması için on gün Moskova'da, bir otel odasında takılı kaldım.
I thought of Gatsby's wonder when he first saw the green light at the end of Daisy's dock.
Daisyler'in rıhtımındaki yeşil ışığı ilk gördüğünde, Gatsby'nin hissettiği hayranlık geldi aklıma.
Green light.
Yeşil ışık geldi.
We got the green light.
Yeşil ışık aldık.
Whenever Naval Air at Lakehurst gives us the green light.
Lakehurst'taki meteoroloji bize ne zaman yeşil ışık yakarsa.
Max, Charly. you have a green light.
Max, Charly, siz izinlisiniz.
We've got a green light.
Yeşil ışık.
- Green light, Pierce.
Yeşil ışık, Pierce.
He's the fellow with the light green felt hat.
Açık yeşil kadife şapkalı.
But when you light it up, it may be the greenest green in the world.
Ama onu yaktığında, dünya üzerindeki en belirgin yeşile dönüşebilir.
I noticed that you wore a yellow blouse with light-green dots yesterday.
Dün üzerinde açık yeşil noktalar olan sarı bir bluz giydiğinizi fark ettim.
It was green with light-yellow dots.
Bluz yeşil, noktalar açık sarıydı.
It's the green-light hotel, ain't it?
Burası otel değil mi?
When the light's green, we drive off with the rocks.
Işık yeşile döndüğünde taşlarla birlikte uzaklaşırız.
A lady in Kew Gardens found her three-year-old daughter chewing on the handle of one of them in the back seat of a light green Plymouth.
Kew Gardens'ta bir bayan açık yeşil Plymouth'un arka koltuğunda üç yaşındaki kızını, birinin sapını çiğnerken bulmuş.
The killers'car was dark blue, light green, brown, black.
Katillerin aracı lacivert, açık yeşil, kahverengi ve siyah.
Massive bunches of grapes, glowing green and hanging in the purple light of dusk.
Dallardan sarkan bir sürü üzüm salkımı günbatımının mor ışığında yemyeşil parlıyordu.
That transparent light-green water.
Berrak yeşil suyu...
She comes to me every night we climb the gate in the garden and we run away in a green sea of light, and we're finally free free!
Her akşam bana gelir. Bahçedeki kapıdan tırmanırız ve denize kadar koşarız, en sonunda özgür oluruz özgür!
Please press the red button at the light signal, and the green button at the sound signal.
Işık yandığında kırmızı düğmeye, ses geldiğinde ise yeşil düğmeye basın.
Make a right turn over here when the light turns green.
Işık yeşil olunca buradan sağa dön.
Yes, they're light green.
Gözleri açık renkli, yeşil renkli.
in the heavy silence of summer, closed shutters, deserted streets, sticky asphalt, deathly-still leaves of a green that verges on black ; winter in the cold light of the shop-fronts, the street lights, the little clouds of condensing breath at cafe doors, the black stumps of the dead winter trees.
Yazın o ağır sessizliğinde kapanmış kepenkler, boş sokaklar yapışkan asfalt siyaha çalan yeşil renkli kıpırdamayan yapraklar dükkan vitrinlerinin, sokak lambalarının soğuk ışıklarındaki kış, kafe kapılarında nefeslerden çıkan buğular ölen güdük, kara ağaçlar.
- It's right there in green and light green.
- Orada, yeşil ışık ve açık yeşil.
The light's green. Just take it easy.
Yeşil yanıyor, biraz yavaşla.
Light's green.
Yeşil yandı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]