English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Hanging around

Hanging around translate Turkish

1,929 parallel translation
Did you know he's been hanging around her beauty salon?
Bu aralar onun güzellik salonunda takıldığından haberin var mıydı?
I won't be hanging around, okay?
Seni beklemeyeceğim tamam mı?
Now, you better find someone to be happy with, Henry,'cause if you keep hanging around with you, you're gonna wanna kill yourself.
Şimdi beraber mutlu olacağın başkasını bulmalısın, Henry. Çünkü kendinle takıla takıla sonunda kendi canına kıyarsın sen.
Why are you hanging around me?
Neden etrafımda dolaşıp duruyorsun?
Did you happen to see anyone hanging around the house today?
Bugün evin etrafında yabancı birini gördün mü?
You know, I can't be hanging around your mother's deathbed, wondering if I should even be here or not.
Anla işte, öylece orada olmam gerektiğinden bile emin değilken, ölüm döşeğinde annenin yanında olamam.
Keep hanging around that black kid, you'll be a slut.
O zenci çocuğun etrafında dolaşırsan, bir fahişe olabilirsin.
The day I visited the place the crocodile is still hanging around,
Bu bölgeyi tekrar ziyarete geldiğimde, timsah hâlâ aynı yerde asılıydı.
What are you still hanging around here for?
Ne diye burada bekliyorsunuz hâlâ?
- Is that Ori ship still hanging around out there?
- O Ori gemisi hala orada asılı mı duruyor?
I do not want you hanging around outside.
Buranın hizmetçisi değilim ben.
So girls like Kay Mortimer go around stealing other people's husbands and gad about with entirely unsuitable types like that young man who's always hanging around her.
Kay Mortimer gibi kızlar da gidip, birinin kocasını ayartabiliyorlar. Sonra da en uygunsuz tiplerle sürtüyorlar. Neydi o sürekli çevresinde dolaşan gencin adı?
A bunch of dingleberries hanging around, just waiting for a shit storm.
Bir kaç ağaç etrafında çevrelenmişler, Lanet bir fırtınayı bekliyorlar.
For fuck's sake, will ye stop hanging around!
Dolanıp duracak mısınız peşimde.
Dead Matt would be here with us now, having a coffee or hanging around or making some bacon or I don't know, maybe turning us into whatever the hell it was that he became.
Ölü Matt bizimle beraber burada takılıp kahve içiyor ya da... sucuk kızartıyor falan olurdu, ne bileyim belki... bizi de kendisi gibi bir yaratığa çevirirdi.
None of that hanging around, all those viewings.
Bütün o ev gösterimleri falan olnayacak yani.
Little ankle-biters thought it'd be funny to keep me hanging around.
Küçük baş belaları. Benim buralarda takılmamın komik olacağını düşündüler.
All right, then why is he still hanging around her?
Peki o zaman neden hayalet hala etrafından ayrılmıyor
- All right, let's start by seeing if you can hold on to one of your powers without your benefactors hanging around.
- Pekâlâ, bakalım bir çıkarın olmadan da güçlerini kullanabiliyor musun?
I ain't hanging around, man.
Merak etme, fazla kalacak değilim zaten.
How am I supposed to do that with my sister hanging around?
Kardeşim buradayken nasıl yapabilirim?
That first person starts hanging around with the second person, who happens to be a pretty darn good kid, very smart, smarter than what I'm seeing right now.
Ceza alan, yeterince giyinmeyen bu birinci kişi, ikinci kişiyle takılmaya başladığında, ki ikinci kişinin aklı başında biri olduğu sanılır. Çok zeki biri, şu an görünenden daha zeki biri olduğu.
Okay, this is going to sound crazy, but have you noticed birds hanging around you or hanging around Scott?
Çılgınca gelebilir ; ama senin veya Scott'ın çevresinde dolanan kuşlar dikkatini çekti mi?
Cheryl says they've been hanging around Scott - forever.
Cheryl en başından beri Scott'ın etrafında dolandıklarını söyledi.
He doesn't want the likes of us hanging around him
O, bizim gibi birini asla yanında istemez.
He doesn't want the likes of us hanging around him
O, bizim gibileri yanında istemez.
Then she starts hanging around with this badly animated dog and it all got a bit... weird.
Sonra o animasyon köpekle takılmaya başlayınca durum biraz... tuhaflaştı.
You were seen hanging around outside her office.
Ofisinin çevresinde dolaşırken görülmüşsün.
Anyone seen hanging around here?
Buralarda dolaşan birini gördün mü?
You haven't been hanging around with those hippies we nicked?
Tutukladığımız hippilerle takılmadın ya?
I don't think I should be hanging around at home right now.
Şu anda evde takılabileceğimi sanmıyorum.
You know I appreciate you hanging around, man
Çok teşekkürler dostum.
I know, it's none of my business, but I felt bad for the schmuck hanging around the hospital hoping to see you.
Biliyorum, beni hiç ilgilendirmez, fakat seni görebilmek umuduyla hastanede bekleyen bir adamın durumu beni üzdü.
With Dr. Evett hanging around, Todd can't risk getting outed.
Özellikle Dr. Evett buralardayken. Todd, atılma riskini almamalı.
- hanging around here? - I do, kind of. Right there.
Var, bir tane, tam orada.
Somebody had torched one of Tony's social clubs, and so he was hanging around his brother Lou's car service.
Birileri Tony'nin kulüplerinden birini ateşe verdi bu yüzden şu aralar kardeşi Lou'nun araba servisinde takılıyor.
But people started hanging around our store.
Ama insanlar dükkânımızda toplanmaya başladılar.
- Who you been hanging around with?
- Kimlerle takılıyorsun sen?
If you feel like hanging around, be my guest.
Etrafta takılmak istiyorsan, sana iyi eğlenceler.
Dad, I'm no racist, but I don't like it that this Arab is hanging around here on Saturday when there's a warning out.
Ben ırkçı değilim ama tutup birkaç Arap'ın herkes istim üstündeyken cumartesi günü dışarıda elini kolunu sallaya sallaya dolaşmasından hoşlanmıyorum.
You see, this may end well or badly, but I won't let you stain the community hanging around with those types.
Gördün mü, bu durum iyi veya kötü bitebilir. Ama senin toplumu, bu şekilde sokağa çıkarak kirletmene izin veremem. Şimdi bizimle eve geliyorsun.
There's an Arab with a knife hanging around, and you want to go?
Arap'ın teki burada elinde bıçakla geziyor ve sen de gitmek mi istiyorsun?
Stop hanging around, you little monkey.
Hey Laurie.
Make it a habit of hanging around crime scenes, Mr. Mendoza?
İkimiz de bunu kimin yaptığını biliyoruz...
You slapped her around? She's always hanging out with my fiancé.
Hep benim nişanlımla takılırdı?
well if he did why hanging around?
Eğer onda olsa, neden oyalansın?
Have you noticed anyone hanging around the house?
Yapabileceğin pek bir şey yoktu.
The way she follows you around, hanging on your every word.
Etrafında dolanıp duruyor, her dediğini yapıyor.
And honestly, if you spent as much time selling as you do goofing around with Dwight and hanging out at reception, we wouldn't be having this conversation.
Açıkçası, Dwight'la uğraşmak ve resepsiyonda uzunca takılmak yerine.. işine asılsaydın bu konuşmayı şu an yapmıyor olurduk.
I'd say all the goofing around at Pam's desk and hanging out with Pam has finally caught up to him.
Hep Pam'in orada geziyordu. Pam'le takılıyordu. Sonunda beraber de oldular.
I used to run around the house with my tongue hanging out, spitting fake blood.
Dilim bir karış dışarıda, sahte kan tükürerek evin etrafında koşar dururdum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]