Has been translate Turkish
60,070 parallel translation
It seems a warlock has been having a little fun at our expense.
Burada neler oldu? Büyücünün teki bizimle dalgasını geçti.
Simon has been helpful in the past.
Geçmişte Simon'dan yardım almıştık.
A deep scan reveals that Captain Hunter's neural architecture has been completely restructured.
Derin taramaya göre Kaptan Hunter'ın sinir sistemi tamamıyla yeniden düzenlenmiş.
A deep scan reveals that Captain Hunter's neural architecture has been reprogrammed with a new identity.
Derin taramaya göre Kaptan Hunter'ın sinir sistemine yeni bir kimlik yüklenmiş.
Everyone has been looking at me weird ever since
Gemiye bindiğimden beri herkes bana garip garip bakıyor.
You keep looking for new fights when the real fight has been in front of you all along.
Bunca zamandır gerçek savaş önünde dururken yeni savaşlar aradın.
My son has been dead for 5 years.
Oğlum 5 senedir ölü.
Her mother has to pick her up from school, because she has been busted doing whip-its in the parking lot at 11 : 00 a.m.
Yedinci sınıf. Annesini okula çağırdılar çünkü saat 11'de otoparkta kafayı çekerken yakalanmış.
Work has been surprisingly tolerable.
Radyoda işler şaşırtıcı biçimde makul gidiyor.
He has been... kinda mad at me lately.
Geçenlerde bana kızdı.
Okay, so Jesus has been watching this show about tree houses, and he's actually been designing his own sketches, and they're really good.
Tamam, Jesus şu ağaç ev programını izliyordu ve kendi eskizlerini tasarlamış ve bunlar gerçektende iyi.
For the past several months, uh... there has been a serial murderer that has been terrorizing Star City.
Son birkaç ayda Star City'e korku salan bir seri katil çıktı ortaya.
Reports have recently surfaced, there has been a major cover-up relating to the murder of ACU Detective William Malone.
Yeni gelen bilgilere göre SSB Dedektifi William Malone'un cinayetiyle ilgili büyük bir örtbas olduğu ortaya çıktı.
You have to know at some level that your husband has been keeping something from you.
Bir noktada, kocanın senden bir şeyler sakladığını biliyor olman gerek.
Chase has been in the wind for a week.
Chase bir haftadır kayıp.
Everything in the bunker with an electric circuit has been fried.
Sığınakta elektrik devresi olan her şey kızardı, kül oldu.
Palmer Tech has been working on an advanced thermal imaging prototype, which I borrowed, tweaked, and developed to find...
Palmer Tek, gelişmiş bir termal görüntüleme prototipi üzerinde çalışıyordu ki onlardan ödünç aldım, oynama yaptım ve geliştirerek şunu buldum...
You're upset because Argus is locking people up without due process when you and Oliver and your team of masked recruits has been playing judge and jury for years now.
Sen, Oliver ve maskeli elemanlardan kurulu ekibiniz senelerdir hakim ve jüri rolünü oynarken, Argus yasal süreç olmadan insanları tutsak olarak tutuyor diye kızıyorsun.
You just said that everything with an electrical circuit down here has been fried.
Burada elektrik devresi olan her şeyin yanıp kül olduğunu söyledin.
This has been awful.
Bu çok kötü oldu.
A surveillance team has been left at each location.
Bütün yerlere gözetleme ekipleri gönderildi.
Valentine's Circle rune has been removed and I've assembled my team.
Valentine'nın Çember rünü çıkartıldı ve takımı topladım.
She insists the Court has been beyond the reach of the Angels and their power
Saray'ın, Melekler'in ve güçlerinin ulaşamadığı bir yerde olduğu konusunda ısrar ediyor.
Valentine is only doing what the Clave has been trying to accomplish for centuries :
Valentine sadece Clave'in yıllardır yapmak için uğraştığı şeyi yapıyor.
It has been a thousand years since I was last summoned to this place. Why do you summon me now, Nephilim?
Buraya son çağırılmamdan beri binlerce yıl geçti.Beni neden şimdi çağırıyorsun, nefilim?
Bianca Mankyo has been taken from us.
Bianca Mankyo bizden alındı.
So, cos a few unfortunate people made some stuff up, suddenly it's all made up, again, like it has been for the last 50 years.
Yani, bir kaç kötü kişi bir şeyler uydurdu diye birden hepsi uydurma oldu yine. 50 yıldır böyle sanki.
Part of his temporal lobe has been effectively erased.
Temporal lobunun o kısmı etkili bir şekilde silinmiş.
Today, U.N. sources confirmed that evidence aboard the ship has been conclusively linked to Protogen Corporation, a subsidiary of Mao-Kwikowski Mercantile, and that all of Protogen's corporate assets have been frozen, pending a full investigation of the company's ties
Bugün BM kaynaklarınca gemideki kanıtların kesin olarak Mao-Kwikowski Ticaret'in yan kuruluşu Protogen Şirketi'yle bağlantılı olduğu ve Protogen'in tüm kurumsal varlıklarının dondurulduğu teyit edildi. Şirketin DGİ teröristleriyle olan bağlantılarıyla ilgili kapsamlı bir soruşturma açılması bekleniyor.
There has been a radiation leak on the Nauvoo.
Nauvoo'da bir radyasyon sızıntısı meydan gelmiştir.
Tracking has been very difficult, but we're confident we'll be able to account for all the rest in short order.
İzleme çok zor oldu, Ancak hesap verebileceğimizden eminiz. Geri kalan her şey kısa sürede.
We're sorry, you have reached a number that has been disconnected or is no longer in service.
Üzgünüz, aradığınız numara kullanılmıyor veya servis dışı.
Ned Stark's bastard has been named King in the North and that murdering whore Sansa stands beside him.
Ned Stark'ın piçi Kuzeydeki Kral ilan edildi ve katil orospu Sansa da onun yanında.
For decades, House Lannister has been the true power in Westeros.
On yıllar boyunca Lannister Hanesi Westeros'ta asıl gücün sahibiydi.
Already your flesh has been moved, has been cut by the doctors who inspected your organs.
Bedenin çoktan kaldırıldı. Doktorlar tarafından kesildi ve organların incelendi.
There has been an Ibis and Jacquel in business here for 200 years.
200 yıldır bu sektörde Ibis ve Jaquel olarak varız.
That, my dear, has always been as much a mystery to Shadowhunters as it is to mundanes.
Faniler gibi, Gölge Avcıları için de bu sorunun cevabı daima gizemini korumuştur.
Sentimentality has always been your biggest weakness.
Aşırı hassasiyet hep en büyük zaafın oldu.
The Clave has always been able to track Shadowhunters through their runes.
Meclis, Gölge Avcıları'nın takibinde mühürlerini kullanıyor.
My mission has always been to save this city.
Bu şehri kurtarmayı daima görevim olarak gördüm.
And my first instinct has almost always been to use violence.
İlk tepkim de daima şiddete başvurmak oldu.
Since when has doing the right thing been a mistake, Liza?
Doğru şeyi yapmak ne zamandan beri hata oldu Liza?
Where has this tablet been all my life?
- Bu tablet bu zamana kadar neredeydi ya?
You're the one who seems to have a problem with the way that I've been running Argus, which is particularly interesting to me since neither one of us has a job that fits the conventional definition of morality.
Argus'u yönetme şeklimle sorunu olan senmişsin gibi duruyor ki bu bana çok ilginç geliyor çünkü ikimizin işi de klasik ahlak kurallarına uymuyor.
Everything that I've done- - everything- - has in some way been about honoring him.
Yaptığım her şey bir şekilde babamı gururlandırmak içindi.
Has Diana been asleep all night?
Diana tüm gece uyudu mu?
Has he been okay?
O, iyi mi?
And how has that been going?
O nasıl gidiyor?
I'm wondering if this has anything to do with the fact that Melissa has just been released.
Bunun Melissa'nın çıkmasıyla herhangi bir ilgisi var mı?
Speaking of which, morale has not exactly been skyrocketing.
Bir yandan da moral dediğin şey çok zor bir şey değil.
Intelligence has never been uncommon among women.
Akıl, kadınlar arasında hiçbir zaman alışılmadık bir mefhum olmamıştır.
been 112
beene 19
beens 21
been a while 101
been busy 29
been there 278
been a long time 109
been here long 28
been looking for you 27
been waiting long 18
beene 19
beens 21
been a while 101
been busy 29
been there 278
been a long time 109
been here long 28
been looking for you 27
been waiting long 18