English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / He's gone missing

He's gone missing translate Turkish

73 parallel translation
He insisted that inasmuch as none of Emily's dresses were missing she might have gone out with some of my own things.
Emily'nin hiçbir kıyafetinin kayıp olmadığında ısrar etti ve benim bazı eşyalarımla gitmiş olabileceği söyledi.
It's mr. neutron, sir... He's gone missing. The supreme commander
Bay Nötron kayboldu.
He's only been gone three days and I am missing him already.
Gideli daha üç gün oldu, onu şimdiden özledim.
They don't label a person missing till he's been gone for 24 hours.
24 saat geçmediği sürece bir insana kayıp muamelesi yapmıyorlar.
He's gone missing.
James'i merak ettim.
- He's a missing person. - He's only gone one night.
- Kayıp kişiler listesinde yayınlamalıyız.
- I can't reach Agent Doggett and someone told me he's gone missing.
Biri bana onun kayıp olduğunu söyledi.
He's gone missing.
- Kendisi kaybolmuş.
He's got a younger brother who's gone missing... and we think it might be drug-related. So I called you. Is this the kid?
Kayıp olan bir erkek kardeşi var ve uyuşturucuyla ilgisi olduğunu düşünüyoruz.
The boy's mother had been unaware he'd gone missing in the early hours.
Annesi, çocuğun evde olmadığının farkında değildi.
Hi. So, there's this one guy- - I was just talking to him- - and he was gone for 40 years, and he came back and picked everything up without missing a beat.
Az önce konuştuğum adam 40 senedir kayıpmış ve gelir gelmez, her şeye kolayca adapte olmuş.
He's gone missing too.
O da kayıp.
Technically, your son's gone missing for barely 12 hours and it's entirely possible there's a plausible explanation for where he is.
Oğlunuz sadece 12 saattir kayıp. Nerede olduğuna dair çok makul bir açıklama olması olasılığı yüksek.
He's gone missing.
Kayboldu.
He's not missing till he's gone 24 hours.
24 saat içinde ortaya çıkmazsa ancak o zaman kayıp diyebiliriz.
And he's only been gone for 24 hours, so technically he's not missing.
24 saattir ortada yok, teknik olarak kayıp sayılmaz.
Wes - he's gone missing.
- Wes kayboldu.
Missing person, he's been gone two days, a scientist in Lab 27 named Bob Nobb.
Kayıp biri, iki gündür yok. Laboratuar 27'deki Bob Nobb adında bir bilim adamı.
And as of this morning, he's gone missing.
Ve bu sabah kayboldu.
He's gone missing.
Kayıplara karıştı.
And that's why he's gone missing because he has found another employer.
Ve bu yüzden yok oldu çünkü yeni bir alıcı buldu.
Definitely, but he's gone missing.
Kesinlikle, ama ortadan kaybolmuş.
He said his dog was missing, and I helped him, And then... It's just gone.
Köpeğinin kaybolduğunu söyledi, ben de ona yardım ettim, ve sonra... hatırlamıyorum.
I need your help. There's a guy I know in the Secret Service and he was on his way to the mall, and he's gone missing.
Gizli Servis'te tanıdığım biri var ve alış-veriş merkezine giderken ortadan kaybolmuş.
- A girl's gone missing and he has form.
- Bir kız kayıp ve onun da sabıkası var.
He was supposed to report everyone who's gone missing.
İlçede kayıpları haber verecekti tek tek.
He's gone missing.
Kayıplarda.
He's concerned that Miss Wills has gone missing.
Bayan Wills'in ortalıkta olmadığını söylüyor.
He's gone missing.
O kayboldu.
He's gone missing.
Adam ortadan kayboldu.
And I'd like to hire you. My boyfriend, he's gone missing.
Sevgilim ortalıktan kayboldu.
And he's gone missing.
Ve, o kayboldu.
He's gone missing.
Kayıplara karışmış.
My cousin Thumper- - he's gone missing.
- Kuzenim, Thumper kayboldu.
Well, what makes you think he's gone missing?
Sana, onun kaybolduğunu düşündüren nedir?
It's just our friend, he's gone missing.
Sadece bir arkadaşımız kayboldu.
He's with the Lancashire Fusiliers. Only he's gone missing.
Lancashire Fusiliers Taburundaydı ama kaybolmuş.
No, he hasn't gone missing.
Hayır, kaçmamış.
He's gone missing.
Ortalıkta yok.
The only red flag we have is that he recently put himself In the middle of the search for a local girl who's gone missing.
Şüphelenebileceğimiz tek şey yerel bir arama ekibi kurması. Kaybolan bir kız için.
And tell Mickey that one pack of gum goes missing, he's gone.
Mickey'e de söyle, bir paket sakız eksik çıkarsa kendini kapıda bulur.
He's gone missing.
Kendisi şu an kayıp.
It's my brother who's the fan, and he's... he's gone missing.
Hayran olan kardeşim, ve kardeşim kayboldu.
It was taken of him since he's gone missing.
O kaybolduktan sonra çekilmiş.
As I'm sure you're aware, he's gone missing.
Kayıp olduğunu duymuşsundur mutlaka. Evet.
So he's gone missing before?
Yani önce kayıp gitti?
If he's gone missing, there's a good reason.
Ortadan kaybolduysa, iyi bir sebebi vardır.
He's gone missing again.
Yine ortalıkta yok.
No, he's gone missing, mate.
Hayır, kayboldu, dostum.
- He's gone missing.
- Kayıplara karıştı.
Seems he's gone missing.
Görünüşe göre kaybolmuş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]