Missing something translate Turkish
2,069 parallel translation
Ah. You're really missing something here.
Burada bir şeyi kaçırıyorsun.
But you're missing something.
Ama birşeyi gözden kaçırıyorsun.
It's missing something.
Eksik olan bir şey var.
I can't be missing something I never had.
Öyle bir şeyi asla kaybetmem.
Are we missing something here?
Atladığımız bir şey mi var?
We're missing something.
Bir şeyi atlıyoruz.
I keep thinking that I'm missing something.
Bir şeyleri atladığımı düşünüyorum.
What, am I missing something?
Ben bir şeyi mi kaçırdım?
Unless I'm missing something here.
Tabii, bilmediğim bir şey yoksa?
We're missing something.
Bir şey gözümüzden kaçıyor.
Although, I can't help feeling like we're missing something.
Nedense bir şeyi atlıyormuşuz gibi bir his var içimde.
All right, now am I missing something here, or is Sherry not the gold digging gold digger that everyone says she is?
Ben mi anlamıyorum yoksa Sherry, herkesin söylediği gibi koca avcısı biri değil mi?
- Sorry, am I missing something?
- Pardon, Bir sey mi kacirdim?
Hey, we're missing something.
Bir şeyi gözden kaçırıyoruz.
Am I missing something?
Kaçırdığım bir şey mi var?
No, I'm missing something obvious, Rory!
Hayır, bariz olan bir şeyi kaçırıyorum, Rory!
But until recently, geologists had been missing something.
Şimdiye kadar, jeologlar bir şeyi kaçıyorlardı.
It seems odd that you'd be missing something so important.
Bu kadar önemli bir şeyi kaçıracak olmanız çok garip.
I'm sorry, I must be missing something.
Özür dilerim. Anlayamadım galiba.
If there's an unexplained coincidence in nature, it usually tells us that we're missing something, our theory is wrong or incomplete.
Doğada açıklanamayan bir tesadüf varsa, bu genellikle bir şeyleri gözden kaçırdığımızı, teorimizin yanlış veya eksik olduğunu söyler.
We're missing something here.
Gözden kaçırdığımız bir şey var.
Am I missing something?
Bir şeyi kaçırıyor muyum?
Am I missing something here?
Burda birşey mi kaçırıyorum?
We're missing something.
Bir şeyleri atlıyoruz.
I'm sorry, but I'm not missing something that I look forward to all year just for another dinner.
Özür dilerim ama bir yemeğe daha gelmek için sene boyunca iple çektiğim şeyi kaçırmayacağım.
Here something important is missing.
Burada önemli bir şey eksik.
I've just been feeling for a while like something's missing.
Bir süredir bir şeylerin eksik olduğunu hissediyorum.
Like he was missing or something.
Kayıp falan galiba.
Is there something missing?
Kaybolan birşey var mı?
There's something missing from my tent.
Çadırımdan kaybolan bir şey var.
There's still something missing, isn't there?
Hala kayıp bir şeyler var değil mi?
There's something that we're missing.
Atladığımız bir şey var.
All right, re-interview family, friends, any folks at those scenes.See if something was missing.
Aileler, arkadaşlar ve olay yerindekilerle tekrar konuşun, bir şey kaçmış olabilir.
Which either means he lied, or there's something I'm missing.
Ya yalan söylüyor ya da bir şeyi atlıyorum.
- Am I missing something here?
- Ne diyorsunuz siz?
Until Harken arrived to do a spot check and I had to do something, fast. So I spilled a flask to cover up the missing quantity.
Bir an önce bir şeyler yapmalıydım, ben de eksik miktarı örtbas etmek için şişeyi yere döktüm.
Is something missing?
Kayıp bir şey var mı?
Something's missing.
Bir şeyler eksik. Ben bozuldum mu?
We're checking our missing persons database, then we'll run your prints. Something'll probably come up.
Parmak izlerini kullanarak, kayıp insanlar veri tabanımızda araştırma yapacağız.
When mama was working as a prison guard And something went missing, she'd ask one question- -
Annem, hapishanede gardiyanken bir sorun olduğunda, tek soru sorardı.
Something is missing.
Birşey eksik.
I mean, if something was missing, I'd have known it wasn't a dream, wouldn't I, dummy?
Rüya olmasaydı bilebilirdim değil mi, budala?
It's like something's missing.
Sanki bir şeyler eksik.
But we both sensed something was missing. - Well, mostly I did, I guess. - Mm-hm.
Ama eğer onların peşinden gidersem çok değer verdiğim insanlar için şaşırtıcı olabilir ve onları üzebilir.
But I guess the deal was they said their wallets were missing so it must have been a mugging gone bad or something.
Ama söylediklerine göre sanırım asıl önemli olan, cüzdanlarının kayıp olması,... yani bu işlerin sarpa sardığı bir gasp olmalı ya da öyle bir şey işte.
Look, I wake up every day and I feel okay but there's something missing. Like a... Like a hole.
Her gün mutlu bir şekilde uyanıyorum ama sanki bir şey eksik, sanki bir delik var gibi.
You see, Doctor, I sense that there is something missing... in your life.
Hayatınızda bir şeyin eksik olduğunu hissettim.
But there is something missing. I hope you can address it.
Ne olduğunu bulmanızı umuyorum.
All I need is for one of these missing persons reports to mention a broken ankle or... or a twisted foot or something.
Tüm gereken, bu kayıp dosyalarından birinde, Kırık bir bilek, ayak burkulması Yada benzer bir şey bulmak.
I feel like something's missing.
sanki birşeyler eksik gibi.
Haven't you felt like something is missing in your life since you cut ties with your dad?
Babanla bağlarını kopardığından beri hayatında eksik bir şeyler olduğunu düşünmüyor musun?
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something special 67
something bad happens 16
something 1990
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something special 67
something bad happens 16
something's wrong 881
something's wrong here 34
something is wrong 141
something wrong 855
something's coming 64
something bad 90
something's bothering you 28
something to eat 69
something else 372
something new 87
something's wrong here 34
something is wrong 141
something wrong 855
something's coming 64
something bad 90
something's bothering you 28
something to eat 69
something else 372
something new 87