He came at me translate Turkish
307 parallel translation
I still don't know what instinct made me step aside when he came at me.
Bana doğru gelirken nereden esti de kenara çekildim hala aklım almıyor.
He came at me with a rock and the next thing I knew he was lying there.
Bildiğim tek şey elinde bir taşla bana yaklaştığı ve sonrada yerde yatıyor olduğu. Geri dön Dan.
Instead of being frightened, he came at me.
Korkmak yerine üstüme geldi.
The minute I stepped out here on the roof, he came at me with a gun, and...
Çatıya adımı attığım anda, bana silahla saldırdı, ve...
- I told you he came at me...
- Size bana saldırdı dedim...
What? Before a draw was called, he came at me with an illegal tsuki thrust.
Beraberlik açıklanmadan önce bana kural dışı bir atak yaptı.
It all happened so quickly. We were arguing, then he came at me, and I stepped aside and then he just fell overboard.
Tartışıyorduk, sonra üzerime geldi kenara çekildim, sonra denize düştü.
Look, he came at me.
Bak, üstüme yürüdü.
- He came at me like an airplane.
- Bir uçak gibi geldi üzerime.
He came at me like a bull.
Bir boğa gibi geldi üstüme.
He came at me.
Ben kaçmaya çalışıyordum o yanımdan aşağı düştü. O üzerime geldi.
He came at me again.
Tekrar üstüme geldi.
He looked up, and he came at me.
Kafasını kaldırdı ve bana doğru geldi.
He came at me.
Bana doğru geldi.
You all saw it, He came at me with a knife, right? ,
Hepiniz gördünüz, üzerimize bıçakla geldi tamam mı?
When you came to me at Melbridge shortly after he disappeared...
Sırra kadem bastığından az sonra Melbridge'te bana geldin...
This man came to see me yesterday and told me he sold you a black horse.
Şimdi, bu adam dün bana geldi. - Size siyah bir at satmış.
I'm sitting at the same bar, and I see the same man standing at the end of the- - He came to me and said- -
Aynı barda oturuyordum, aynı adamı gördüm bana doğru gelerek dedi ki...
I was walking towards home when he suddenly came at me with a wild look in his eye and insisted...
Eve dönüyordum. Deli gibi bakışlarla bana doğru geliyordu. Israrla diyordu ki...
Since I came, he keeps sneering at me, calling me names.
Geldiğimden beri bana isimler takıp, gizlli gizli alay ediyor.
"Suppose I testify that he was not at home with me at the time of the murder, that he came home with blood on his sleeves, and that he even admitted to me that he'd killed her?"
Örneğin vereceğim ifademde, cinayet işlendiği saatte aslında evde olmadığını ve kollarında kanla eve geldiğini, hatta onu öldürdüğünü itiraf ettiğini söyleyebilirim.
He came to see me at my office today.
Bugün işyerine geldi.
He came to interview me at the White House. Afterwards I asked him for a job.
Bu sabah Beyaz Saray'a benimle röportaj yapmaya geldi.
No, he came to pick me up at 5 : 30 in the morning, I think.
Hayır, sabah saat 5 : 30'da beni almaya geldi, galiba.
- He came straight at me.
- Direk üstüme geldi.
When I came to America I wanted to see him, so I called at his home in Chicago and his mother told me he was dead.
Amerika'ya geldiğimde onu görmek istemiştim. Chicago'daki evini aradığımda annesi öldüğünü söyledi.
Wagner had been in the Komintern for years. He came to see me at the hotel on Gorky Street.
Wagner uzun yıllardır Komünist Enternasyonal Partisindeydi.
I could tell, when the lights came on, when he looked at me.
Anlıyordum, ışık parladığında, bana baktığında.
He came up to me at Place St. Michel.
St. Michel meydanında bana doğru geldi.
He said that if the devil came at me, I could shoot him with a gun.
Şeytan bile saldırsa silahla vurabileceğimi söyledi.
He came to visit me at the nursing home.
Klinikte beni ziyarete geldi.
Besides, he was at Rome at the time of Caligula's assassination but he never came near me.
Ayrıca, Caligula'ya suikast yapıldığında, o Roma'daydı ama yanıma hiç yaklaşmadı.
I was crossing the street to go to the club... he came out of the dark, he looked like he was heading right at me... he swerved, I dove, he hit Everett... it was the same guy, and that's all I know.
Bara gitmek için caddeyi geçiyordum. Birden karanlıktan çıkıverdi. Üzerime doğru geliyordu.
He came to see me at my home the day after the Jumbo crash,... through all the chaos and the traffic.
Jumbo jet faciasından sonra bütün o kaosu ve trafiği umursamayarak beni görmeye evime geldi.
He came to see me at 7 a.m.
- Beni görmeye saat 7'de geldi.
To me, he was a wonderful man who did magic tricks, told stories, he even came down the chimney at Christmas, like Santa.
Benim için, o harika bir insandı masallar anlatırdı, hatta yılbaşında Noel Baba gibi bacadan içeri girerdi.
He came to pick me up one day after school and took me to lunch at the Grand Hotel.
Bir gün ders çıkışı beni görmeye geldi ve beni Grand Otel'e yemeğe götürdü.
But that day when he came to pick me up on his motorbike, I felt ill at ease.
Ama motosikletiyle beni almaya geldiği gün pek iyi hissetmedim.
Mr. Butler had me thinking... because he was the only one who ever came at me... like he gave a damn.
Bay Butler'ın söylediklerinden sonra düşünmeye başladım çünkü bana nasihat verenler içinde umursayan tek kişi oydu.
He came down to the basement at midnight, and he he asked me where they were.
Geceyarısı bodruma indi ve kemiklerin nerede olduğunu sordu.
I was willing to let it go at that but then, he pulled a knife and came at me and the truth of the matter is he was so inebriated that he just fell...
İşin aslı... o kadar sarhoştu ki... düştü ve...
- He came charging at me, and...
Buradan bana doğru koşuyordu..
I came to him the last night, against my mother's orders and he looked down at me.
Son gece, annemin itirazlarına rağmen yanına gittim ve başını çevirip bana baktı.
He came back to warn me about a Shadow attack on the mining colony I worked at.
Gölgeler'in çalıştığım maden kolonisine saldıracağını söylemek için geri döndü.
He came off junk at the same time as me not because he wanted to, you understand, but just to annoy me.
Benimle aynı zamanda uyuşturucuyu bıraktı istediğinden de değil, sırf beni gıcık etmek için.
He came here at 7 and said "Watch me"?
Yedide buraya geldi ve beni seyret mi dedi?
Well, let's see now. He's the crazy fuck who came at me.
Evet bakalım, bana saldıran deli oydu.
He came to me to talk with me about justice and how his own brother had died at the hands of the assassin Blevins.
Adaletten söz etmeye geldi. Ve öz kardeşinin Blevins'in elinde nasıl öldüğünü anlatmaya.
He came on to me! That animal, he made a pass at me!
Üstüme geldi Hayvan üstüme saldırdı
My son, when he found out at 7 from an older kid at school he came home, looked at me and said :
Oğlum, 7 yaşındayken, okuldaki daha büyük bir çocuktan bunu öğrendiğinde eve geldi, bana baktı ve şöyle dedi :
He came at me.
- Üstüme geldi!
he came 86
he came to me 86
he came back 79
he came home 23
he came in 45
he came out of nowhere 46
he came to us 20
he came here 25
he came to see me 41
at me 65
he came to me 86
he came back 79
he came home 23
he came in 45
he came out of nowhere 46
he came to us 20
he came here 25
he came to see me 41
at me 65
he can't swim 20
he can fly 25
he can handle it 31
he can't 392
he can't walk 19
he can't speak 18
he can't hurt you 21
he can't hear me 22
he can't help himself 22
he can't help you 16
he can fly 25
he can handle it 31
he can't 392
he can't walk 19
he can't speak 18
he can't hurt you 21
he can't hear me 22
he can't help himself 22
he can't help you 16