He came back translate Turkish
2,528 parallel translation
He came back for me.
Daha sonra benim için geri döndü.
When he came back, he saw a strange man with a bloody knife standing over Meredith.
Geri geldiğinde ise yabancı bir adamı elinde kanlı bir bıçakla dikkatle izlerken görmüş.
Remember that summer when he came back to school with that ridiculous haircut?
Okula saçma sapan bir saç kesimiyle geldiği yazı hatırlıyor musun?
Even when I thought he had when I was a... a kid and he left me, he came back. He saved me.
Bıraktığını düşündüğümde bile, ben küçükken ve beni terk ettiğinde,... geri geldi, beni kurtardı.
Then when he came back, right then, right there, you see I wished he was.
Geri geldiğinde de ölmüş olmasını diledim.
But three weeks ago, He came back from a trip to Columbia with the gold pendant That was stolen from the museum.
Fakat üç hafta önce Kolombiya yolculuğundan dönerken yanında müzeden çalınan altın kolyeyi de getirmiş.
He came back to see you?
Yine mi görüştünüz?
Then she came back this morning and saw him, and checked and saw he was shot dead.
Sonra bu sabah döndüğünde onu tekrar görüp kontrol etmiş ve öldüğünü fark etmiş.
But he came back for me.
Ama benim için geri gelmişti.
But he came back early.
Ama erken geldi.
And then he came back a few minutes later and he gave them to me.
Sonra da, birkaç dakika sonra geldi ve onları bana verdi.
Think he came back for it, and then some?
Sence geri gelip başka şeyler mi yaptı?
He came back, but it wasn't Colin really.
Ama döndüğü zaman eski Colin değildi.
But, he came back years later. He bought land right next door.
Ama birkaç yıl sonra geri döner ve avcının hemen yanındaki araziyi satın alır.
When he came back from the Merchant Marine and, you know, started a family...
Ticaret Filosu'ndan döndüğünde bir aile kurar.
He came back from that third tour in Afghanistan two years ago.
Afganistan'daki üçüncü seferden sonra iki sene önce geri döndü.
Was it you orJohnny Cash who said "I'm giving up" right before he came back?
O gelmeden önce ben gideceğim diyen sen değil miydin?
He came back to me about the mole, and we struck a deal.
Ben hakkında bana geri geldi ve bir anlaşmaya vardık.
Then he came back next day with a friend, and here we are.
Sonraki gün bir arkadaşıyla geldi ve işte bu durumdayız.
Dawn... When he came back.
Şafak söküyordu.
If he came back, I'd know.
Eğer geri dönmüş olsaydı, bilirdim.
His passport shows that he came back to Willamette City for the first time since the war.
Pasaportunda yazdığına göre, Willamette City'ye savaştan bu yana,... ilk kez geri dönmüş.
And just like in the prom episode, he did go off running, but he came back, and he held his head up and smiled.
ve balonun olduğu bölümde, kaçıp gidebilirdi ama geri geldi, ve başını kaldırıp gülümsedi.
We should sign it all over, with different dates, and then he'll think we came back a bunch of times.
Her yerini farklı tarihlerle imzalamalıyız birçok kez geldiğimizi düşünür.
He borrowed Kylie's car, he went out, shot a guy, came back to your place, dropped off the car, hid the gun.
Kyle'ın arabasını ödünç aldı, dışarı çıktı, adamın birini vurdu evinize geldi, arabayı bıraktı, silahı sakladı.
He never came back.
Bir daha da gelmedi.
Now the perp came in through the back, but he had a key, so it was definitely an inside job, probably someone you know.
Fail arkadan girmiş, ama anahtarı varmış. Yani kesinlikle içerden biri yaptı, muhtemelen tanıdığınız biri.
We went to the mall one day, and when we came back, he was gone.
Bir gün alışveriş merkezine gitmiştik ve geri döndüğümüzde gitmişti.
I figured... the letter came from Jelton's old man and he had connections back then, you know.
Mektubun Jelton'ın babasından geldiğini düşünmüştüm. O zaman sağlam bağlantıları vardı, biliyor musunuz?
He literally went out for tobacco and never came back.
Gerçekten sigara almaya çıkıp bir daha geri dönmedi!
Casey came by just as I was closing up, and he was super pissed about the fight that he'd just had with his wife at the hux, needed to blow off some steam, so we went back to the boat
Dün ben tam kapatırken Casey uğradı. Karısıyla Hux'ta yaşadığı kavgadan dolayı çok kızgındı.
And when I came back... He'd gone.
Ve geri döndüğümde gitmişti.
I came back here just like he told me.
Söylediği gibi buraya geri geldim.
One night he never came back.
Bir gün hiç geri dönmedi.
We went on a few dates before I went out with you, and then he went to China, and he just came back.
Seninle çıkmadan önce onunla birkaç kez çıktık. Sonra Çin'e gitti. Yeni döndü.
I recovered all the cards that came in, and I sent them off, and after I said I would help hunter meet girls, he agreed to come back.
Gelen tüm kartları kaydettim ve onları yolladım. Ve Hunter'a kızlarla tanıştıracağım dedikten sonra geri gelmeyi kabul etti.
Well, he never came back.
Bir daha da buraya uğramadı.
He even came to the clinic to keep his skills up, give back to the community.
Kliniğe bile geldi. Yeteneklerini köreltmemek için halka yararlı oluyordu.
He said he was running out to do an errand and he never came back.
Bir daha da geri dönmedi.
One night he never came back.
Bir gün gitti ve bir daha dönmedi.
And once he had everybody's money, he never came back.
- Ve herkesin parasını aldıktan sonra da geri dönmedi.
I was making tea, Rajiv came in and told me to go back to work, and then he slapped me across the face.
Çay yapıyordum Rajiv gelip işime dönmemi söyledi ve yüzüme bir tane geçirdi.
Luis, Donatello came back this afternoon, didn't he?
Luis, Donatello bu öğleden sonra geri geldi, değil mi?
And when we came home, he would knock back a few shots of whiskey and test me on the cases at the dinner table.
Eve döndüğünde, birkaç tek viski atar ve yemek masasında beni davayla ilgili sorguya çekerdi.
No. He never came back to me.
Hayır bi daha gelmedi
I was happy when Brian came back, but I wasn't happy when he said that I couldn't see Kevin and Scotty and everybody if I went to live with him.
Brian geri döndüğünde çok sevindim, ama onunla yaşarsam, Kevin ve Scotty'i ve hatta kimseyi göremeyeceğimi söylediğinde bu beni hiç mutlu etmedi.
Joshua came back, and he wanted nothing to do with me.
Joshua geri döndü ve beni istemediğini söyledi.
He left the country in 1945 and never came - - came - - came back.
Adam ülkeyi 1945 yılında terk etmiş ve bir daha da asla geri, geri dönmemiş.
Let's release the Lobster back into the supermarket from whence he came!
Bu ıstakozu geldiği yere, süpermarkete bırakalım.
They're acting like he just came back from the wars.
Savaştan yeni dönmüş gibi davranıyorlar.
- Mr. Thompson, a few weeks back, he came in one night in... A rather jolly mood.
- Bay Thompson birkaç hafta önce, bir gece neşeli bir şekilde geldi.
he came 86
he came to me 86
he came at me 30
he came home 23
he came in 45
he came out of nowhere 46
he came to us 20
he came here 25
he came to see me 41
came back 45
he came to me 86
he came at me 30
he came home 23
he came in 45
he came out of nowhere 46
he came to us 20
he came here 25
he came to see me 41
came back 45
back 1915
backup 83
backstrom 34
backs 42
background 48
backgammon 25
backwards 110
backstage 37
backpack 27
back the fuck up 47
backup 83
backstrom 34
backs 42
background 48
backgammon 25
backwards 110
backstage 37
backpack 27
back the fuck up 47
back it up 216
back to work 469
back to the future 36
back up 1292
back in town 16
back off 1570
back to the beginning 16
back then 441
back me up 80
back home 188
back to work 469
back to the future 36
back up 1292
back in town 16
back off 1570
back to the beginning 16
back then 441
back me up 80
back home 188