He came translate Turkish
17,299 parallel translation
I think he came after Harry and now, he's dead.
Sanırım Harry'nin peşinden gitmiş ve ölmüş.
He came to school with the scratches on his face.
Okula yüzündeki çiziklerle geldi.
No, but he came to us as a very young boy.
Hayır, ama çok genç bir çocukken katıldı bize.
You said you searched him when he came in, and that he didn't have anything on him, especially not any kind of artifact.
Geldiğinde üzerini aradığını, özellikle o eserin, üzerinde olmadığını söylemiştin.
You didn't see the way that he came at me.
Nasıl üzerime yürüdüğünü görmedin.
I know. I had a talk with him when he came back.
Biliyorum döndüğünde onunla konuştum.
He came to see me.
Beni görmeye geldi.
He came in with Achilles tendonitis. He was training to qualify for the Olympics, so all he cared about was results.
Olimpik'te yarışabilmek için antrenman yapıyordu o yüzden aklında sonuçlardan başka bir şey yoktu.
Oh, he came here to die, sweetheart. Clearly.
Belli ki ölmeye gelmiş tatlım.
He came for me, but i was smarter.
Benim için gelmişti, ama ben daha akıllıydım.
He came here to kill me with this.
Beni öldürmeye bununla gelmişti.
And it wasn't even a half-hour before the race, he came up and said his heart was going.
Ve yarıştan yarım saat bile önce değildi, geldi ve dedi ki
he came in.
Carnot, gerekli kişilerden kurtulmaya başladı. Diplomasi işe yaramayınca devreye o girdi.
He came in service to his master.
Efendisine hizmet etmek için geldi.
Worked mostly in the northern territories, until he came down to this area around 1650.
1650 yıllarında buraya gelene kadar, kuzeyde avlanmış.
He came back today.
Bugün yine geldi.
He said he came here.
Buraya sizinle geldiğini.. söyledi.
He's held in great esteem now, which, I believe, is why he came here in the first place.
Elinde büyük bir ekip tutuyor şu anda, Ki ben en başından beri, bunun için geldiğini düşünüyorum..
Uh, but then, one Monday morning, he came in, and it was like bam! You know?
Ama sonra bir pazartesi sabahı geldi ve resmen şok ediciydi!
- He came through here.
Buraya gelmişti.
He came here thousands of years ago to help us.
Yüzyıllar önce bize yardım etmek için gelmiş.
Then he came back a man and he said he had a son.
Sonra erkek olarak döndü ve bir oğlu olduğunu söyledi.
Said he came here fishin'.
Buraya balık tutmaya geldiğini söyledi.
Ten centuries later, he came to that conclusion all by himself.
Bin yıl sonra bu sonuca kendi başına geldi.
I met him once before when he came after my sister.
Kız kardeşime yanaşırken görmüştüm bir keresinde.
What he came here to buy.
- Ne almaya geldiyseymiş.
The day your father died, he came by in the morning.
Baban öldüğü gün o günün sabahında bana uğramıştı.
What... what if he came looking for her?
Ya onu aramak için geri dönerse?
He came out of nowhere and just started pounding on me.
O bir yerden çıkıp geldi ve öylece size yumruk atmaya başladı.
Uh... uh, he... he came in after I told her.
Ben ona söyledikten hemen sonra geldi.
Uh, he came in at the end of the conversation.
- Konuşmanın sonunda geldi.
Father Pedro Biaggio, he came to find an apprentice to replace him, Lucas.
Peder Pedro Biaggio yerine geçecek bir çırak arıyor, Lucas.
Harry Clayton came to see you, didn't he?
Harry Clayton seni görmeye geldi, değil mi?
And he was the only person who came into your room all that time?
O zaman zarfında odana giren tek kişi o muydu?
I came in to pick up Caleb, and, um, he had big scratches on his face.
Bugün Claeb'i almaya geldim ve yüzünde büyük çizikler var.
He just came on my territory, he thinks he can do this?
Benim bölgeme girdi, böyle yapabileceğini mi sanıyor?
Then came the night he would have killed me, but...
Sonra bir akşam az kalsın beni öldürecekken...
And one day I came home, and he was hanging in the kitchen from an extension cord.
Ve bir gün eve bir döndüm asılı duruyordu mutfakta, bir uzatma kablosuyla.
He threatened Laurel, and the truth is I'm glad Darhk came after me and not her because if he'd done it, I'd- - you were protecting her just like you were protecting me.
- Laurel'ı tehdit etti. Ama Darhk iyi ki kızım yerine benim peşime düştü... - Kızımın peşine düşseydi...
I thought he was dead, and just came back evil.
Öldüğünü sanıyordum, kötü biri olarak geri döndü.
♪ Brian came so far, but he never found a wife ♪
Brian dünya yol geldi Ama gelin görün ki hiçbir hanım bulamadı
You'd like it, wouldn't you... If he never came back?
Bunu isterdin, değil mi, hiç geri dönmemesini?
The final moment came sitting in his rather monastic office, and his works in modena, and he said,
Son an onun manevi bürosunda oturuyordu, Ve modena'daki eserlerini ve dedi ki,
And took the best engineers he could find and they came up with the original gt40.
Ve bulabileceği en iyi mühendisleri aldı. Onlar orijinal gt40 ile geldi.
The word came down, presumably from my grandfather, that he wanted to facilitate this 1-2-3 finish.
Söz, muhtemelen büyükbabamdan geldi, Bu 1-2-3 bitirmeyi kolaylaştırmak istediğini söyledi.
Every time we came to the last 90 degree turn, at the end of the mulsanne straight, he was right on me.
Son 90 derece dönüşe her geldiğimizde, Düz dürüstlüğün sonunda, o benim üzerimdi.
Eight years ago, Jeffrey Bloom came to L.A. as an aspiring print model, meaning he mostly waited tables and taught spin classes, which is how he met fashion designer Edith Rockwell.
Jeffrey Bloom, sekiz yıl önce Los Angeles'a geleceği olan bir model olarak geldi. Sürekli düzgün bir iş arayıp özel dersler alıyordu. Edith Rockwell'le de böyle tanıştı zaten.
- When the neighbours came to check he said let's go for dinner...
- Komşular kontrol ederken... -... hadi yemeğe gidelim demiş...
He just came floating up. I swear.
Yemin ederim sadece suyun üzerinde öylece duruyordu.
He wasn't here when I came back.
- Geldiğimde burada değildi.
After the day I bumped into you in the square, my father came home... He shot himself in the head in front of the whole family.
Meydanda size çarptığım günün ardından babam eve geldi... ve ailemizin önünde kafasına kurşun sıktı.
he came to me 86
he came at me 30
he came back 79
he came home 23
he came in 45
he came out of nowhere 46
he came to us 20
he came here 25
he came to see me 41
camera 269
he came at me 30
he came back 79
he came home 23
he came in 45
he came out of nowhere 46
he came to us 20
he came here 25
he came to see me 41
camera 269
cameras 133
came 33
cameron 871
camel 60
cameraman 36
camelot 26
camels 27
camera shutter clicks 92
camera clicks 41
camera shutter clicking 109
came 33
cameron 871
camel 60
cameraman 36
camelot 26
camels 27
camera shutter clicks 92
camera clicks 41
camera shutter clicking 109