English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Heart beating

Heart beating translate Turkish

1,219 parallel translation
[HEART BEATING FAST]
[HIZLI KALP ATIŞI]
Is your heart beating that fast?
Kalbin o kadar hızlı mı çarpıyor?
We might be able to see the heart beating.
Cildi şeffaf olduğu için Kalbin atışını bile görebiliyoruz.
I can feel your heart beating.
Kalbinin çarptığını hissedebiliyorum.
This is supposed to be your mom's heart beating or... something.
Bu annenin kalp atışının sesi ya da onun gibi bir şey.
How do you expect me to calm down when I can see its heart beating right in front of me?
Nasıl olayım, şuna bak burdan kalp atışını bile görebiliyorum. Canlı gibi!
They just knew, like they could... hear your heart beating or listen to your thoughts.
Öylesine bilse, sanki kalbinizin atışını hisseder ya da düşüncelerinizi duyar gibi.
And your heart, your heart beating repeatedly in my heart...
Ya kalbin, kalbin de sanki kalbimin içinde durmaksızın atıyordu...
The heart beating in the wrong place.
Kalbim yanlış bölgede atıyor.
The muscle that I've identified as the alien's heart is beating more and more erratically.
Uzaylının kalbi olarak belirlediğim kas gittikçe daha düzensiz atıyor.
"... beating heart. "
"Çarpan kalp"
"... his fantasy come to life... " "... and felt his warm, beating heart. "
"Çarpan sıcak kalbi hissetti."
Then there was time when Cryton fed a man's heart to a dog while it was still beating.
Sonra Cryton'ın bir adamın kalbiyle bir köpeği beslediği bir zaman vardı... bu sırada kalp hala atıyordu.
Then they check to see if the heart is still beating.
Sonra kalbin atıp atmadığını kontrol ederler.
That night, lying in bed before sleep I felt the beating of his heart against my body.
O gece uyumadan önce yataktayken kalp atışlarını hissettim.
The beating heart of Rome is not the marble of the senate
Roma'nın kalbi... senatonun mermerlerinde atmaz.
- Be still my beating heart.
Adamın kalbi yerinden fırlıyordu. Yoksa seninki miydi?
My writing is involuntary, like the beating of my heart.
Benim yazmam istemsiz oluyor. Kalbimin atması gibi.
As if one heart were beating within.
Tek bir kalpleri varmış gibi.
My heart is beating so hard.
Kalbim çok hızlı atıyor.
You had to fall asleep... wrapped around her beautiful beating heart.
Güzel kalbinin atışıyla sarılmış olarak, uyuyor olmalısın.
In the beating heart of our argument... is an audacious, but nonetheless valid, thesis... which asks just one question :
Bizim iddiamıza göre biraz cesurca olacak ama doğrudur şu sorulmalıdır :
"My heart is beating Come into my arms"
Kalbim küt küt atıyor, hadi gel artık kollarıma.
It warms the cockles of my non-beating heart, seeing you lads together.
Sizi birlikte görmek, atmayan kalbimin buruşukluklarını ısıtıyor.
And the guy's heart just stopped beating.
Adamın kalbi durmuş.
There was a beating heart.
- burada askeri gücü yenen bir kalp vardı.
People think I'm a smart ass too. But when they really get to know you, they discover under the gruff exterior lies a vulnerable beating heart.
- Ama seni tanımaya başladıklarında sert dış görünüşünün altında incinebilir bir kalbin olduğunu görür.
And then you came along with that big, beating heart of yours and you broke all those walls down, and it's just really scary.
Ve o kocaman yüreğinle sen geldin. Bütün duvarlarımı yıktın.
An air leak is keeping her heart from beating.
Bir hava sızıntısı kalbin çarpmasını engelliyor.
- Heart stopped beating.
- Kalbi durdu.
But his heart has been deprived of oxygen for too long and it wasn't beating.
Fakat kalbi uzun süre oksijensiz kaldı. Ayrıca uzun süredir atmıyor.
HA HA. BE STILL, MY BEATING HEART.
Sakin ol, benim atan kalbim.
You have your beating heart.
Atan kalbin var ya.
His heart is beating, albeit slowly.
Kalbi atıyor, ancak yavaş.
His heart's still beating.
Kalbi hala çarpıyor.
But-but finding the center of your story- - the beating heart of it- - that's what makes a reporter.
Çok dilbilgisi hatası yapanları gördüm. Ama hikâyenin ortasında, hikâyenin kalbinin atmasını sağlayan şey gerçek bir muhabiri öne çıkartır.
At the point of death, the heart stops beating... so you don't bleed anymore.
Ölüm anında kalp atmamaya başlar. Yani daha fazla kan akmaz.
What you want them to do if your heart stops beating.
Kalbin durursa... ne yapmalarını istiyorsun?
So, if your heart stops beating...
O halde, kalbin durduğu zaman...
And so the day came when I returned to Camelot the beating heart of Britain itself and the place where I had spent my childhood with my little brother, Arthur.
Artık benim Camelot'a, Britanya'nın kalbinin attığı ve kardeşim Arthur'la beraber çocukluğumu geçirdiğim yere dönme zamanım gelmişti.
"My heart is beating faster?"
"neden kalbim daha hızlı atıyor?"
- His heart stopped beating.
- Kalbi durmuş.
My heart is beating like a big drum of love.
KaIbim büyük.. .. bir aşk davuIu gibi çarpıyor.
Y heart is beating like a big drum of love.
KaIbim büyük.. .. bir aşk davuIu gibi çarpıyor.
So her heart will keep beating?
Yani kalbi atmaya devam mı edecek?
To get healthy organs, we procure while the heart's beating and there's oxygen in the bloodstream.
Organların sağlıklı olmas için hastanın kalbi atarken ve kan dolaşımında oksijen varken alıyoruz.
Ever try a non-heart-beating protocol?
Kaibın durması protokolünü denedin mi hiç?
They go to the O.R., turn off the vent, and wait for the heart to stop beating.
Hastayı ameliyathaneye götürüyorlar, solunum cihazını kapatıyorlar ve kalbin durmasını bekliyorlar.
Romano's agreed to a non-heart-beating protocol.
Evet. Romano kalp durdurma protokolünü kabul etti.
She lost so much blood that her heart stopped beating.
Çok kan kaybetmiş. Kalbi durdu.
But despite all that, her heart stopped beating.
Ama tüm müdahalelere rağmen kalbi durdu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]