English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / His money

His money translate Turkish

5,684 parallel translation
Loxley hates to part with his money, that's all.
Loxley parasıyla ayrılmayı hiç sevmez, hepsi bu.
Well, if he lost all of his money gambling, maybe it was a suicide.
Eğer tüm parasını kumarda kaybettiyse intihar etmiş olabilir.
- Just deposit this money and give back his money when you get the visa.
- Sadece bu parayı al ve yatır, ve ne zaman vize yi aldın, hemen parayı geri ver.
- Or his money.
- Ya da onun parasını.
And Peter still wants his money.
Ve Peter da parasını istiyor.
He had to check on his money.
- Parasını kontrol etmek zorundaydı.
And all he expects in return is his money every week.
Ve karşılığında tek beklediği her hafta payını vermen.
For all his money, he shouldn't think that he's immune to this disease.
Varlık içerisinde yüzdüğü için hastalığa bağışık olduğunu zannetmesin.
Come back a new man who can give Edwards a run for his money.
Buraya Edwards'a para kazanması için fırsat verebilecek yeni bir adam olarak dön.
The idea of him spending his money on fancy objects just seemed so implausible.
Pahalı ıvır zıvıra para harcaması imkansızdı.
I'm giving Jarvis a run for his money.
Jarvis'e kök söktürüyorum.
John cares about his money... and power and appearances and then the last few months, Clifton.
John parasına çok önem verir bir de güç ve görüşüne. Son bir kaç aydır da Clifton'a.
That doesn't bother you, taking his money for something that might not work?
Bu seni rahatsız etmiyor mu işe yaramayan bir şey için adamın parasını almak?
Some people said he hid his money using a portal to another dimension.
Kimileri parasını bir portal kullanarak başka bir boyuta sakladığını söylüyor.
- You really gave Vico a run for his money.
- Vico'ya kök söktürdün.
We know you're one of society's elite, who likes to flaunt his money but thinks very little of everybody else.
Senin, parasıyla hava atan diğer zengin piçlerinden biri olduğunu biliyoruz,
We gotta give him his money... cash.
Parasını geri vermemiz gerek. Nakit olarak.
And then I'm gonna bring The Wolf his money.
Ve sonra ben de kurt parasını getir duyuyorum.
The Wolf needs his money.
Kurt, onun paraya ihtiyacı var.
But Cho gives that crazy dog so much money that his wife and kid live a comfortable life.
Ama Cho ona bir sürü para verdi Karısı ve çocukları lüks içinde yaşadı
I married him for money and for his power.
Onunla parası ve gücü için evlendim.
- With Susan out of the way, Ray would keep Caitlin, his son, and the money all to himself.
Susan yolundan çekilirse Caitlin, oğlu ve bütün para Ray'a kalacaktı.
Ms. Liu says the victim moved in to her building last year. He was saving money from a factory job and sending it home to his family in Shanghai, but he just... he lost it all gambling.
Bayan Liu kurbanın apartmana geçen yıl taşındığını Şanghay'daki ailesine göndermek için bir fabrikada çalışarak para biriktirdiğini söylüyor.
Drugs and pocket money in exchange for a piece of his inheritance.
Mirasından bir parçanın karşılığında uyuşturucu ve harçlık.
So he gave Wilden a little money for throwing business his way.
Wilden'a işinin yolunda gitmesi için biraz para verdi.
No money No capability Just took the help of his friends and eloped with her
Para olmadan imkan olmadan sadece arkadaşının yardımıyla kızı kaçır.
His mother was tying to save money.
Pasta üzerine gelin ve damat figürleri plastikten yapılmıştı.
The victim left out money for his own funeral.
Kurban kendi cenazesi için para bırakmış.
That's why he had his suit laid out and left money for his own funeral.
Bu yüzden kendi cenazesi için ortaya para bırakmıştı.
And the really nice thing about it is he has his own money.
Onun hakkındaki iyi şeylerden biri de kendi parasını kazanması.
Take all his game money.
Oyunlardan kazandığı bütün parasını alırsın.
Caleb robs the armored truck 13 years ago, goes to bury the money by his hunting shack, drops dead of a heart attack.
Caleb 13 yıl önce zırhlı aracı soyar parayı av barakasının yanında gömmeye gider, kalp krizinden ölüverir.
Actually, one of my staff has been stealing money from me, so we're beating his punk ass.
Biz de temiz dövüyoruz.
His men work for money.
Dük Federico.
She shaved her son's head and his eyebrows, and she stole his insurance money.
Oğlunun kafasını tıraşladı, kaşlarını da. Ve onun sigorta parasını çaldı.
And when he uses his firm's clients'money to make his trades, we got him on wire fraud, conspiracy, money laundering...
Ve bu olduğu zaman müşterilerinin paralarını alış-satış için kullanacak, Bizde onu dolandırıcılık, komplo, para aklamak... ve Birleşik Devletler ekonomisine zarar vermekten tutuklayacağız.
He is back and forth to Montgomery, working on some big money deal with his law school buddy Dan Plummer.
Sürekli Montgomery'ye gidip geliyor fakülteden arkadaşı Dan Plummer ile büyük bir para anlaşması konusunda çalışıyorlar.
Completely exhausted his financial resouces, and it cost us a lot of money also, and he raised a substantial amount of money, so it was, you know, it was in the millions of dollars.
Maddi kaynaklarını tamamen tüketmişti. Bize de çok pahalıya mal olmuştu. Yüksek bir miktarda yardım toplamıştı.
I was explaining to Mr. Mendoza that since he hasn't declared the money for tax purposes, we can't accept his deposit without filing a cash transaction report.
Ben de tam bay Mendoza'ya kazancını vergilendirmediği için nakit işlem raporu olmadan parayı kabul edemeyeceğimizi izah ediyordum.
He'd been working with my - - with my lawyer for years, spending his own money, tracking down any - - any crazy thing that might help an appeal.
Benim avukatımla... senelerdir çalışıyordu,... kendi parasını harcayarak, birşeylerin izini sürüyordu bir itiraza yardımcı olabilecek herhangi bir şey.
Bank records? Uh, wiring money to his new identity?
Banka hesabı veya yeni kimliğiyle bağlantılı para olabilir.
I've never met the man, but I recently lost a great deal of time and money to his... talents.
Adamla hiç tanışmadım. Ama son zamanlarda çok büyük paralar kaybettim. Onun...
Listen, give me my money, and I will prescribe his "blood pressure" medication again.
Bak paramı geri ver bana. ve bende Raymond'un tansiyon sorunuyla ilgileniyim?
Prince Maximilian gave Joseph money and asked his privy councilor to provide further help to the boy, should it be needed.
Prens Maximilian Joseph'e para verip özel danışmanından ihtiyaç halinde çocuğa ileride de yardım etmesini ister.
That with the money comes Bill Masters and with Bill Masters comes his study.
O para ile Bill Masters geliyor ve Bill Masters ile de çalışma geliyor.
You think Daniel could open that bank without his old man's blood money?
Danie'in o bankayı babasının kirli parası olmadan mı açtığını sanıyorsun?
He was finally making money with his business.
Sonunda işinden doğru dürüst para kazanmaya başlamıştı.
We got his product sitting in a goddamn shipping container losing money by the minute.
Adamın malı konteynerin içinde duruyor ve her dakika para kaybettirmeye devam ediyor.
He already knows how to move money through the system, is violent enough to control his territory, but still has something to lose... something Lobos can threaten to keep him in line.
Parayı sisteme nasıl sokacağını gayet iyi biliyor. Bölgesini kontrol edebilecek kadar sert ama kaybedecek bir şeyleri olan biri. Lobos'un kendisini hizada tutabilmesi için tehdit edeceği bir şeyleri var.
He verified that you were his partner in laundering Chinese money to political Super PACs since 2005.
Çin'in parasını 2005'ten beri Politik Eylem Komitesi'nde beraber akladığınızı iddia etti.
Dad takes the money he gives you out of his retirement account.
Dinle, babam sana verdiği parayı emeklilik hesabından alıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]