Human nature translate Turkish
796 parallel translation
Is that hatred part of human nature?
İnsan doğasının bir parçası olan kini.
Even if you feel like you'll be so bitterly sad to part, but that it's human nature for that sorrow to keep you alive.
Gidince üzüntüden kahrolacak olsan da üzüntüyle baş etmeyi bilmek insanın doğasında varmış.
If one bears arms, it's human nature to want to use them.
Eğer silahın varsa, doğal olarak onu kullanmak istersin.
Because it is an unfortunate weakness of human nature... ... to distrust a man of my profession.
Çünkü benim mesleğimi yapan bir adama güvenmemek insan doğasının talihsiz bir zaafı.
- A fascinating study, human nature.
İnsan doğası çok ilginç bir çalışma sahası Bay Rough.
I understand ships, radio, planes, and I understand human nature.
Gemilerden, radyodan, uçaklardan ve insan doğasından anlarım.
Yes, I suppose it's human nature.
Evet, insan doğası sanırsam.
It's only human nature when you hear something interesting to want to pass it on to somebody else.
İlginç bir şeyler duyduğunuzda bunu başkasına aktarmak insanın doğasında vardır.
Well, that's human nature for you... even if you're a penguin.
Bu bir insan karakteri. Penguen olsan bile.
Because you two have restored my faith in human nature.
Çünkü siz ikiniz, insanlığa olan inancımı canlandırdınız.
" Human nature is eternal.
" İnsan doğası ebedidir.
That is all very pure and fine, Boris, but you can't alter human nature.
Bu çok temiz ve oldukça iyi, ama insan doğasını değiştiremezsin. Öyle mi?
What do you suppose it is, perverseness of human nature or what?
Sence bu nedir, insanoğlunun garip huyları mı?
Matter of fact, I always did think horses knew a lot about human nature.
Aslında atların herzaman insan doğasından anladığını düşünmüşümdür.
It may have been reckless, but I think occasional recklessness is part of human nature.
Belki biraz ihtiyatsızcaydı, ama sanırım, arada sırada ihtiyatsızca davranmak da insanın doğasında vardır.
It's only human nature.
Bu insanın doğasında var.
You know, Cary, as well as I do that situations like this... bring out the hateful side of human nature.
Sen de benim kadar biliyorsun, Cary. Bu gibi durumlar insan doğasının nefret yönünü ortaya çıkarır.
It is human nature to forget.
Unutmak insanın doğasında var.
'Cause you see, we detectives, we have to be students of human nature.
Çünkü görüyorsunuz, biz detektifler, insan sarrafı olmak zorundayız.
Human nature.
İnsanlar gibiler.
Well, human nature isn't as simple as you make it, John.
Ama insan doğası senin sandığın kadar basit değil, John.
He knows human nature.
İnsan tabiatından iyi anlar.
Human nature.
İnsan doğası.
It's a little experiment in human nature and behavior on the night that a conelrad broadcast shatters their composure with an announcement of terse terror - a bomb is coming.
Sana söz veriyorum. O bana her zaman hoş gelecek. Devam et, eve git.
And from my limited knowledge of human nature...
İnsan tabiatı hakkındaki sınırlı bilgimle bile...
That's enough to renew your faith in human nature.
İnsan tabiatına olan inancımı tazelememi sağlayacak bir olay.
Human nature won't change.
İnsanoğlunun tabiatı değişmez.
Human nature could certainly stand some improvements.
İnsan doğası bazı gelişimler gösterebilir.
Human nature, gets him every time.
İnsan doğası böyledir.
And Tomas was no judge of human nature he only had eyes for her.
Ve Tomas insan doğasını yargılamaz sadece ilgilenir.
Kelp, it's human nature.
Kelp, bu, insanın doğasında var.
Where's your faith in human nature, Stebbings?
- İnsan doğasına inancınız nerede kaldı?
I read the newspapers and I am also a student of human nature.
Gazeteleri okudum ve ben de insan doğası öğrencilerinden biriyim.
I suppose that's human nature
Sanırım bu insanın doğasında var.
He knows human nature.
İnsan doğasını biliyor.
I know a little something about human nature, and you two just don't cut it as couple of the week.
İnsan doğasından bir parça anlarım, ikiniz haftanın çifti olacak değildiniz ya.
The rest is learning human nature.
Gerisi ise insanın doğasını kavramak.
Well, we can use a preacher, can't we? To overcome the natural calamities of human nature.
Şey, doğal insani gereksinmelerimizi yerine getirmek için, bir vaize ihtiyaç olabilir, değil mi?
I thought you understood about human nature
İnsan doğasını anladığını sanıyordum.
I know more about human nature than anybody else at EUROSEC.
İnsan doğası hakkında EUROSEC'teki herkesten çok şey biliyorum.
That's human nature.
İnsanın doğası böyle.
We're gonna run it as fair as human nature allows, so when one of the judges rules, that's it--no appeals.
İnsan tabiatının elverdiği ölçüde adil bir yönetim sergileyeceğiz. Hakemlerden biri kararını verince geri dönüşü olmayacak.
I mean, that's human nature, right?
Bir şeylerin parçası olmalı. İnsan tabiatı böyle.
If you only knew what we see... and what human nature can be...
Nelere şahit olduğumuzu bir bilseniz... İnsanoğlunun neler yapabileceğini bir görseniz...
The human truth... is the truth of nature and the world.
Olayın özü geçinebilmededir.
It makes us realise... no... guess... no sense what nature is divine nature, divested of the human mind
Fark etmemizi... Hayır. Tahmin etmemizi...
You haven't even a drop of ordinary human forgiveness... in your whole nature.
Doğanda bir damla bile sıradan... insani merhamet duygusu yok.
just maybe... you might be safe from me. Do I know human nature, huh?
İnsan doğasını biliyorum, değil mi?
To continue the war would not only lead to the annihilation of our nature but the destruction of human civilization as well.
Savaşa devam etmek sadece ortalığın yakılıp yıkılmasına değil aynı zamanda uygarlığın yok olmasına neden olacaktır.
What I do understand is human bleeding nature.
Ama insan doğasını anlarım.
Nature would watch unmoved if we destroyed the entire human race.
İstifini bile bozmadan izler Tabiat tüm insanlığı yok etsek bile.
nature 107
naturellement 23
nature calls 25
natured 23
human 499
humanity 59
humans 251
human resources 22
human sacrifice 18
human trafficking 29
naturellement 23
nature calls 25
natured 23
human 499
humanity 59
humans 251
human resources 22
human sacrifice 18
human trafficking 29