I'd be happy to translate Turkish
1,880 parallel translation
I never thought I'd be happy to be back here.
Buraya geldiğime mutlu olacağımı hiç düşünmemiştim.
I'd be happy to.
Seve seve.
Well, if I knew where he was I'd be happy to tell you.
Nerede olduğunu bilsem söylerdim.
I wanted to let you know that I'd be happy to take any of your study group chapters, if things are intense at home or whatever.
Bilmeni istedim ki, evde yaşananlar ve her ne olduysa da, çalışma gurubunda olduğun için çok memnunum.
But I'd be happy to take a detailed message
Ama memnuniyetle ayrıntılı bir mesaj alırım.
'Cause I'd be happy to pay the lease on your apartment.
Senin dairenin kirasını ödemek beni mutlu ediyor.
Julia, I'd be happy to.Go.
Julia, zevkle yaparım.Hadi sen git.
I'd be happy to.
Memnuniyetle.
Oh, I'd be happy to.
Memnuniyetle.
I'd be happy to give you that information, sir.
Elbette, size bunu söyleyebilirim efendim.
You said you thought we'd be happy here, and I wanted to believe you.
Burada mutlu olacağımızı düşündüğünü söyledin ve ben de sana inanmak istedim.
I'd be happy to make one.
Seve seve yaparım. - Tabii tabii.
But if you disagree, I'd be happy to see some research on the subject. Great.
Ama eğer aynı fikirde değilseniz, bu konuyla ilgili biraz araştırma görmekten memnun olurum.
But I'd be happy to help you find your granddaughter.
Ama torununuzu bulmanıza yardım etmekten mutluluk duyarım.
And I'd be happy to drive you back to New York City... if you're ready.
Eğer hazırsan, seni New York'a geri götürmek isterim.
But if it makes you feel any better, I'd be happy to let you spank me.
Ama içiniz rahat edecekse, seve seve, kıçıma şaplak atabilirsiniz.
- I'd be happy to.
- Memnuniyetle dönerim.
I'd be happy to compensate you for your services.
Hizmetinin karşılığını sana ödemekten memnuniyet duyarım.
Anyway, I'd be happy to help you Conduct a search of quahog and find -
Her neyse, size Quahog'da bir arama başlatarak yardımcı olmaktan mutluluk duy- -
I'd be happy to take out a second mortgage.
Evimizi bir kez daha ipotek ettirmekten mutluluk duyarım.
I'd be happy to send you word of his return, should he forget his upbringing and neglect to tell his mother.
O unutur yada ihmal ederse, Dönüşünü size billdirmekten mutluluk duyarım.
'I'd be happy to clasp it.
"... uzattığı yardım elini memnuniyetle kabul edeceğim.
When and if you do get her name, I'd be happy to look at the files, credit card receipts.
İsmini bulursanız kredi kartı ve fatura kayıtlarından ismine bakabilirim.
And I'd be happy to end your suspension, as long as you agree to print an apology for your actions in the next edition of the school paper.
Ben de uzaklaştırmanı kaldırmaktan memnun olurum, ama tabii sergilemiş olduğunuz hareketler için gazetenin bir sonraki sayısında özür dilemek konusunda anlaşabilirsek.
So if you have a flier or something, I'd be happy to take it.
El ilanı gibi bir şeyiniz var mı? Almaktan mutluluk duyarım.
I'd be happy to log on immediately and act as a mediator between the two of you in order to reacquire the objects in question.
Seve seve hemen internete girip sözkonusu eşyaları geri alman için arabuluculuk edebilirim.
I'd be happy to accompany Agent Walker.
Ajan Walker'a eşlik etmekten memnuniyet duyarım.
I'd be happy to go, too.
Ben de memnuniyetle giderim.
Never thought I'd be so happy to see you.
Seni gördüğüme çok sevindim.
I'd be happy to go on for April, if you'd let me.
Eğer izin verirseniz, April yerine sahneye çıkmaktan mutluluk duyarım.
I don't know what a lesson would cost, but I'd be happy to pay you.
Dersin ücreti ne kadar tutar bilmem ama seve seve karşıIığını öderim.
I'd just be happy to avoid a Razzie.
Razzie * vermesinler de, yeter bana.
- Never thought I'd be happy to see Fort Griffith again.
Seni Fort Griffith'te tekrar göreceğim için mutlu olacağımı asla düşünmezdim.
I'd be more than happy to help.
Yardımcı olmaktan çok mutlu olurum.
I'd be happy to show you How to set something- -
Size bazı şeyleri nasıl ayarlayacağınızı göstermekten- -
You know, if you want, I'd be happy to log all that stuff in for you.
Hey, istersen, o malzemeleri senin için kayda geçirmekten memnuniyet duyarım.
Sometimes I think I'd be happy to stay a virgin forever. Seems like once you get laid...
Bazen sonsuza kadar bakire kalırsam daha mutlu olurum gibi geliyor.
We know, and I think I speak for everyone when I say... that we'd be happy to move forward and put this episode behind us.
Bu olayı unutalım ve yolumuza devam edelim diyerek sanırım herkesin içinden geçeni dile getiriyorum.
So I'd be happy to negotiate any terms that you may have directly.
Bu yüzden şartları ben görüşmekten mutluluk duyarım.
Yeah, I'd be... I'd be happy to provide my aiuto.
Evet evet, aiuto'mu sunmaktan zevk duyarım.
I'd be happy to forge one. You really should see his forgeries.
Hemen bir taklidini yapabilirim.
Oh, well, i'd be happy to replace your key. i just need your name.
Yenisi vereyim ama isminiz lazım.
I'd be happy to have you share my office.
Ofisimi seninle seve seve paylaşırım.
Yes, I'd like to be happy.
Evet, mutlu olmak istiyorum.
However, I'd be happy to continue to counsel you.
Yine de sana danışmanlık yapmak isterim.
I'd be happy to.
Gayet tabii.
I'd be more than happy to send mr. box back to you,
Bay kutu yu sana geri göndermekten mutlu olurum,
Yes, sir, i'd be happy to.
Elbette efendim, memnuniyetle.
I'm sure he'd be happy to learn that your faith in the Blur never wavered.
Eminim onunla ilgili inanacımı kaybetmediğine sevinecektir.
I'd be happy to let you spank me.
Bana şaplak atmana izin vermek hoşuma gider.
I'd be more than happy to take that off your hands.
Bunları senden aldığım için ne kadar mutluyum bilemezsin!
i'd be happy to help 28
i'd better be off 18
i'd be glad to 41
i'd be honored 86
i'd better go 181
i'd better not 35
i'd be grateful 19
i'd be happy 18
i'd be 62
i'd be dead 78
i'd better be off 18
i'd be glad to 41
i'd be honored 86
i'd better go 181
i'd better not 35
i'd be grateful 19
i'd be happy 18
i'd be 62
i'd be dead 78