English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm done running

I'm done running translate Turkish

69 parallel translation
I've done too much running away in my life.
Hayatım boyunca çok şeyden kaçtım.
No, I'm done running.
- Hayır, kaçmaktan bıktım ben.
I should be getting my nails done... and running around taking care of last-minute stuff.
Tırnaklarımı yaptırıyor olmam ve etrafta koşturup son dakika şeylerini hallediyor olmam lazımdı.
I am done running.
Artık kaçmayacağım.
I'm done planning, running around, and calling people.
- Planlamak, koşturmak ve insanları aramak bitti.
All this running and hiding, Sometimes i forget we haven't done anything wrong.
Büyün bu kaçma ve saklanmalar yüzünden, bazen yanlış bir şey yapmadığımızı unutuyorum.
I gotta get a lawyer to see if I can keep Nicki away. But I'm done running.
Bir avukat tutup, Niki'yi uzak tutabilir miyim bakacağım, ama artık kaçmayacağım.
I'm done running.
Kaçmaktan bıktım.
But I'm done running.
Ama artık kaçmayacağım.
I've done a lot of running in my life.
Ben hayatım boyunca çok koştum.
When I realized what I'd done, I panicked. I'm running away.
Ne yaptığımı fak ettiğimde, panikleyip kaçtım oradan.
I'm done running for office.
Bukadar ofis hayatı yeter.
I'm done running. Ve had my fun.
Yeteri kadar eğlendim.
I'm kind of done with running down corridors.
Koridorlarda koşmaktan bıktım artık.
Then, when she's done having her fun with you, she's gonna come running to me, because I'm a grownup, and I have a real job.
Ve, senden sıkıldıktan sonra bana koşarak gelecek, çünkü sorumlulukları olan, gerçek bir mesleğe sahip biriyim.
Me, I'm done running.
Ben kaçmaktan bıktım.
I'm done running away.
Etrafında dolaşacağım.
That guy caught a lucky break running into us, but I'm ready to be done with him.
Mevzuya iyi bir giriş yapsa da onunla bağları kopartmaya hazırım.
I have done what I can to make certain there are no more little Borgias running about.
Ortalıkta daha fazla Borgia'nın dolanmaması için elimden gelen her şeyi yaptım.
I'm done running.
Daha fazla kaçmayacağım.
I'm done running.
Artık kaçmayacağım.
But I'm done running.
Ama kaçmayı bıraktım.
Okay, I'm done running.
Bu kadar kaçtığım yeter.
We'll have you up and running too, maybe even turn your voice box back on as soon as I'm done copying and downloading your memory files.
Yakında seni de çalışır duruma getireceğiz. Belki ses kutunu da tekrar açabiliriz. Tabii ben hafıza dosyalarını indirip kopyaladıktan sonra.
I'm done running.
Koşmaktan bittim.
I am done running around trying to please that woman.
Etrafta dolanıp bu kadını memnun etmekten sıkıldım.
I am done running.
Kaçmaktan bıktım.
I really thought I was done running this time.
Bu sefer gerçekten de artık kaçmayacağımızı düşünmüştüm.
And I told you, I am done running.
Dedim sana, kaçmaktan sıkıldım.
When this Wedding's over, I'm so done running.
Düğünden sonra koşmayı bırakacağım.
I just want to sit down with you and Jeremiah. 'Cause I'm done running.
Seninle ve Jeremiah'la oturup konuşmak istiyorum çünkü artık kaçmayacağım.
I'm done running.
kaçmaktan bıktım.
- I'm done running.
- Kaçmaktan bıktım.
I'm done running, Raylan.
- Kaçmayacağım artık, Raylan.
- I'm just running till it's done.
- Bitene kadar koşuyorum.
We moved from city to city until we ended up here, and then... then I thought we were done running.
Bir şehirden ötekine taşındık ta ki buraya gelene dek. Sonra... Sonra kaçmakla işimiz kalmadı sandım.
Before when we were running under the bombing... you know I could have done it alone. Don't you?
Biliyor musun, ateş altındayken başımın çaresine bakabilirdim.
But I'm done running after you.
Ama artık peşinden koşmayacağım.
I'm done running.
Kaçmakla işim bitti.
And out of respect for you and everything That you've done, I wanted to stop by And let you know I'll be running for president.
Size ve yaptığınız her şeye hürmeten uğrayıp başkanlığa aday olacağımı bilmenizi istedim.
No, I'm done running.
Kaçmayı bıraktım artık.
Running out on you when Christy was born was the stupidest thing I've ever done.
Christy doğduğunda sizi terk etmek hayatımda yaptığım en aptalca şeydi. Ve...
I would, but... I'm done running, okay?
Gerçekten, ama artık kaçmayacağım, tamam mı?
But I'm done running now.
Artık kaçmıyorum.
I'm done running, Gem.
Kaçıp gitmeyi artık bıraktım Gem.
I'm done running.
Kaçmayacağım artık.
I'm done with little ones running around the house.
Evde dolanan ufaklıklar istemiyorum artık.
You're, I guess, done with whatever you've been doing, with whoever you've been doing, and you can come running back to me?
Sanırım artık kiminle neler yapıyorsan, artık bıktın. Ve bana geri mi dönmek istiyorsun?
I'm done running from you.
Senden kaçmayacağım artık.
I told Pop I was done running.
Babalık'a kaçmayı bıraktığımı söylemiştim.
True leadership is not running away from those who disagree with you, but embracing them, and that is exactly what I intend to do when I'm done today.
Gerçek liderlik sizinle aynı fikirde olmayanlardan kaçmak değil onları kucaklamaktır. Konuşmam bittikten sonra yapmak istediğim şey de tam olarak bu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]