English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ R ] / Running late

Running late translate Turkish

1,383 parallel translation
Charles was running late, and as a result, he missed his regular train.
Charles geç kalıyordu, ve sonuç olarak, her zaman bindiği treni kaçırdı.
You ever running late, running early, or you just want to talk... -... give me a call.
Geç gelebilirsin, erken gelebilirsin ya da konuşmak istersen, beni arayabilirsin.
I just wanted to say... I'm running late.
Biraz geç kalacağımı... söylemek için aradım.
- We're running late.
- Evet, geç kalıyoruz.
They're all running late.
Hepsinde rötar var.
MAN : Tell her I was running late and I didn't have time to wait
Geciktiğimi ve onu bekleyecek zamanım olmadığını söyle.
Write about something else, the sea, the wind, a radiator, a tram running late, no one thing's more poetic than another.
Başka konular bulun ; deniz, rüzgar, radyatör, geciken bir tren... Sonuçta hiçbir konu donuştan şairane değildir.
- We're running late.
- Geç kalıyoruz. - Farkındayım.
This is like apologies for your train running late.
Bu tıpkı, treninin geç kaldığı ile ilgili olan yalanlarına benziyor.
We're running late.
Geç kalıyoruz.
I'm running late.
Ben geç kalıyorum.
Already I am running late I mustn't make her wait
Çok geç kalıyorum Bekletmektense ölürüm
I'm surprised she didn't call and tell you she was running late.
Seni arayıp geç kalacağını söylememesi beni şaşırttı.
I'm on my way to lecture on my dissertation and I'm running late!
Tezim hakkında bir konferans vermeye. Üstelik geç kalıyorum!
Okay, I'm running late for work.
Pekala, işime gecikeceğim.
Tell her I'm running late.
Ona gecikeceğimi söyle.
PARK, we're running late.
Park, geç kalıyoruz.
Hey, babe, look, I know I'm running late, OK?
Hey, bebeğim, geç kaldım.
Let her know we're running late.
Gecikeceğimizi haber ver.
I'm sorry, Eddie. I'm running late.
Özür dilerim Eddie, biraz gecikeceğim.
- You tell them you were running late.
- Onlara geç kaldığını söyle.
- You were running late, too.
- Sen de geç kaldın.
Running late.
- Geç kaldı.
Let's hope the train's running late today.
Umalım da tren bugün geç gelsin.
Mommy's running late.
Anneniz geç kalıyor.
- Doctor Kroger's running late.
- Doktor Kroger geç kaldı.
I'm running late for work.
İşe geç kalıyorum.
No, I'm running late.
Hayır, Geç kalıyorum.
Hurry, I'm running late.
Acele et, geç kalıyorum.
I'm just running late.
Geç kaldım da.
Alright, tell me on the way to class, I'm running late.
Pekala, sınıfa yürüken söyle, geç kalıyorum.
- My ride's running late.
Arabam geç kalkacak.
He's running late.
Kendisi geçikecek.
Transport's running late.
Nakliyeler aksıyor.
Captain's running late.
Başkomiser geç geliyor.
Don't worry if I'm running a little late.
Gecikecek olursam merak etme sakın.
I'm running a little bit late.
Bir yere geç kalıyorum.
They just announced that it's running half an hour late.
Şimdi yarım saat rötar yapacağını anons ettiler.
Why is it running so late?
Niçin bu kadar uzun sürüyor?
Thank you, but I'm running late.
Teşekkür ederim ama...
Hurry up, I'm running late.
Seni buradan iyi duyuyorum Acele et, geç kalıyorum.
I was running kinda late. I don't know.
- İşler birbirine girdi, zamanı unuttum.
We're running a little late, so your father will get ready in a minute.
Benim işim biraz uzun sürdü. Baban hemen hazırlanacak şimdi.
- I'm sure he's just running a little late.
Sadece biraz gecikti.
You running a bit late, ain't you?
Biraz geç kalmadınız mı?
The doctor's just running a little late.
Doktor biraz geç kalacak
How late is he running?
Ne kadar geç kalacak?
Running a little late this morning?
Biraz geç kalmadın mı?
Is that why he's been running out of the house late at night? We got an agent on him all the time.
Bu yüzden mi gecenin bir yarısı evden fırlayıp gidiyor?
I just thought I'm running so late I might as well just go straight over there.
Çok geç kalacağımı düşündüm o yüzden direk oraya gittim.
Oh, well, I am running a little late,
Biraz geç kaldım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]