English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm watching

I'm watching translate Turkish

4,771 parallel translation
I will enjoy watching you suffer, as I did your mother all those years ago.
Acı çekmeni izlemekten zevk alacağım, tıpkı yıllar önce annene yapıIdığı gibi.
I'm watching it.
Biliyorum. İzliyorum zaten.
I'm watching it on my laptop.
Bilgisayarımdan izliyorum.
He's watching everything I do.
Yaptığım her şeyi izliyor.
I'm assuming by now you have the knife and you have the video you're watching.
Bıçağın elinde olduğunu farzediyorum ve video da açık, izliyorsun.
I told you to sit where I could see you. - I'm just watching TV.
Görebileceğim bir yerde otur demiştim.
I love having Sarah here and I'm going to miss watching her sleep.
Sarah'ın burda olmasını seviyordum ve onu uyurken izlemeyi çok özleyeceğim.
- Honestly, I'm not watching it.
- Aslında, izlemiyorum bile.
'Cause I'm watching you.
Çünkü gözüm üstünde.
Don't be stupid, I'm watching you.
Git! Aptalca bir şey yapma, izliyorum seni!
I was up til 4am watching Cat People and the Curse of the...
Saat 4'e kadar ayaktaydım, Tv'de Kedi Kız ve Ölünün Lanetini izliyordum.
I was supposed to be watching her, but I... I wasn't.
Ona göz kulak olmam gerekiyordu ama yapmadım.
Gets pretty boring just watching an orange dot all day long I searched, "Miami" and "jewellery" and "exclusive" and it was the first thing that came up.
Bütün gün turuncu bir noktayı izlemek çok sıkıcıydı ben de "Miami" ve "mücevher" ve "özel" kelimelerini arattım ve karşıma çıkan ilk şey buydu.
- Look, I realize that, but I'm pretty sure I'm watching a girl being murdered online.
Bunun farkındayım ama şu an canlı olarak internette bir kızın öldürülmesini izliyorum.
I remember watching you when I was like 7...
Seni sanırım 7 yaşımdayken izlediğimi hatırlıyorum...
And, I looked up and there was somebody standing there in the mirror, watching us.
Yukarı baktım ve aynada duran birini gördüm, bizi izliyordu.
I'm pretty sure you just admitted to watching Friends.
Sanırım Friends izlediğini itiraf etmiş oldun.
But for the first time I'm watching you all screwed up.
Yine iyi olmayan şeyler peşindesin.
If you are watching this, then I'm probably dead.
Eğer bunu izliyorsanız ben muhtemelen ölmüşümdür.
So it's around 2 : 30 A.M., and I'm always watching that door.
Saat gece 2.30'du ve ben o kapıyı gözlüyordum.
Your upcoming marriage is getting more press than this movie. I mean, I'm watching, like, television... Everybody's talking about that.
Yaklaşan düğün, filminizden daha fazla ilgi görüyor televizyonda herkes düğünü konuşuyor ama kimse filmden bahsetmiyor.
Like, I can't believe it. I'm just watching the people. And I can hear them laugh, and I could feel the laughter.
İnanamıyorum insanlara bakıyorum güldüklerini duyabiliyorum, kahkahalarını hissedebiliyorum.
and I was watching everything else.
Eşim, çocuklarım bense başka şeylere bakıyordum.
Yeah, I don't mind. I'm happy just to sit here with 3 beautiful women watching...
Fark etmez bana. 3 güzel kadınla oturup televizyon izlemekten memnunum.
I'm watching you.
Gözüm üstünde.
I've been watching the paramedics come and go for the last half-hour.
Son yarım saattir acil yardım ekiplerinin gelip gitmelerini izliyorum.
I'm going bird-watching with Brice.
Brice ile kuş gözlemine gideceğim.
I'm watching the moon.
Mehtabı izliyorum.
I'm watching the telly.
Televizyon izliyorum.
I'm sitting here watching the beautiful game in fucking Mexican.
Burada oturup lanet Meksika dilinde harika bir maç izliyorum.
I'm sorry. Who's watching us?
- Özür dilerim, bizi gözeten kimler?
I'm watching it now.
Şimdi izliyorum. Çok etkileyici.
Jack, I'm watching the devastation at the hospital.
- Jack. Hastanedeki yıkımı izliyorum şu an.
Yes, I'm watching ii on television.
- Evet, televizyonda izliyorum.
At first, i thought that it was all in my head, but... I know that there's something in this house - - something watching me, which i guess does sound pretty crazy.
İlk başta hepsi kafamın içinde sandım ama, bu evde birşey oluğunu biliyordum beni izleyen birşey, sanırım bunlar kulağa çılgınca geliyor.
I thought you were watching the news, honey.
Haberleri izlediğini sanıyordum, tatlım.
Understood, I'm brain-dead just watching you.
Sizi izlemekten bana fenalık geldi.
I'm watching over you, Peter.
Seni koruyacağım Peter.
Like I'm watching a movie.
Sanki film izliyormuş gibiyim.
And if you'll excuse me, I'm just in the middle of watching a pretty interesting television program, so...
Ve izin verirsen, güzel bir televizyon.. .. programı izliyorum, yani..
I'm not going to bow down to those who get a thrill from watching me suffer.
Acı çekmemi izleyenlerin aldıkları hazza karşı boyun eğmeyeceğim.
I was watching Patrick Swayze last night in "Dirty Dancing", and I got my period, and it hurt like an overtightened scrunchie.
Dün akşam Dirty Dancing'te Patrick Swayze'yi izledim ve regl oldum. Tıpkı çok sıkı saç tokası gibi canımı yaktı. Merhaba Niamh.
The last thing I remember was... Was watching TV.
En son hatırladığım şey televizyon izliyordum.
Right, I'm watching.
Haydi izliyorum.
Unfortunately, I spend most of my time in Iran watching Disney videos with my grandmother while she untangles jewelry.
Maalesef İran'da zamanımın çoğunu büyükannem kolyelerini çözerken Disney videoları izleyerek geçiriyorum.
Like I'm watching myself float away.
Kendimin gittikçe uzaklaşmasını izliyormuşum gibi.
First, her bedchamber... where I confess I slept not... but profess had that... which was well worth watching.
ilk olarak onun yatak odası, itiraf edeyim orada uyumadım, fakat söylemek gerekirse... ayakta kalmama değdi doğrusu.
And as we headed back to my room, if I'd assumed watching some low-level bestiality would be the low point of my night, I was wrong.
Odama doğru gidersek, rezil bir hayvan pornosu izlemenin benim için gecenin dip noktası olduğunu var sayarsam, yanılırım.
I'm trying to stop watching, but I can't.
İzlememeye çalışıyorum ama olmuyor.
I'm watching everything that you are.
Seninle ilgili her şeyi yakından takip ediyorum.
I'm going to enjoy watching you bleed.
Kan kaybından ölmeni keyifle izleyeceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]