I caught him translate Turkish
859 parallel translation
I caught him once smoking corn silk when he was a little boy.
Küçük bir çocukken onu mısır püskülü içerken yakalamıştım.
I Caught Him Poking Around The Morphine Drawer.
Onu morfin çekmecesini karıştırırken yakaladım.
I caught him!
Onu ben yakaladım!
I ain't sure, but I caught him across the face, a trademark he won't get rid of in a hurry.
Yüzüne vurdum, izi kolay kolay geçmez.
He was hung a month after I caught him.
Ben onu yakaladıktan bir ay sonra, asıldı.
I caught him in time. Saves me five pengo, and that counts when you're married.
Tam zamanında yakaladım. 5 pengo cepte kaldı, evlendiğinde bu önemli olacak.
I caught him as he was trying to run away.
Onu kaçmaya çalışırken yakaladım..
The other day I caught him with an American cigarette.
Geçen gün Amerikan sigarasıyla yakaladım.
I caught him trying to get in the kitchen by the back door.
Mutfaktan kaçmaya çalışırken yakaladım onu.
- I caught him on the stairs.
- Onu merdivenlerde yakaladım.
He must have been set pretty flat on his feet'cause I caught him with a no-more-than-ordinary right cross.
Herhalde dengesini kaybetmişti... çünkü basit bir sağ kroşem... onu yere deviriverdi.
I caught him stealing!
Onu çalarken yakaladım!
I caught him. I got him!
Onu yakaladım.
I caught him myself.
Onu kendim yakaladım.
He had a flame in his hand, and he was burning up the whole place, but I walked behind him, I stalked him and I held the gun on him, and I caught him myself!
Elinde bir meşale vardı ve her yeri yakmaya çalışıyordu. Ama arkasından yaklaştım, gizlice sokuldum ve tabancayı doğrulttum ve onu kendim yakaladım.
While I was singing, I caught him looking at me.
Şarkı söylerken döndüm ve onun bana baktığını yakaladım.
I caught him red-handed with my best girlfriend.
Onu en yakın arkadaşımla suçüstü yakaladım.
I caught him coming up on the high trail, so I thought I'd better bring him in.
Onu yukarılarda yakaladım Spang.. .. bu yüzden en iyisi onu buraya getireyim dedim.
I caught him without proper passes.
Askeri bölgede eksik belgelerle yakalandı.
- I caught him sneaking round in the kitchen.
Sinsi sinsi mutfakta dolaşırken yakaladım onu.
I caught him in his lies.
Onu kendi yalanlarıyla yüzleştirdim.
I caught him out here smooching.
Onu öpüsürken yakaladim.
She set her trap and caught him.
Fred'i kendi amaçlarına uygun buldu.
If anyone's caught taking graft, and I don't get my share, we stand him up against the wall and pop goes the weasel.
Birisi rüşvet alır da bunu benimle paylaşmazsa onu duvara dikip kurşunlayacağım! O ölecek.
I only caught a swift glimpse of him as you got out of his car.
Sen arabadan inerken sadece bir anlığına görebildim.
I drew a bead, leveled away and caught him right between the eyes.
Tüfeğimi doğrulttum ve onu iki gözünün tam ortasından vurdum.
As a matter of fact, I chased the man that shot him, and almost caught him.
Aslına bakarsak, onu vuran adamın peşine düştüm ve az kalsın da yakalıyordum.
I've caught him. Yes, Williams.
Williams'ı yakaladım.
Because we caught him once, Rebecca and I, peering at us through the cottage window.
Çünkü bir kere onu yakalamıştık, Rebecca'yla ben, kulübenin penceresinden bizi gözetlerken.
Shall I phone and tell him I've caught the mumps or something and stay a while?
Onu arayïp, kabakulaga yakalandïm bir süre kalacagïm diyeyim mi?
Well, I should have caught him.
Onu yakalamalıydım.
I caught up with him in the street.
Ona sokakta yetiştim. Taylor'a...
So, you went there and pulled that "I'm afraid, George" routine, caught him off guard and killed him.
O yüzden ona gidip "Korkuyorum George" numarası yaptın. Onu gafil avlayıp öldürdün.
If I had the rod, I would have caught him.
Oltayı verseydin onu yakalayabilirdim.
If you'd been on the job, I would have caught him.
Yardım etseydin onu yakalayabilirdim.
Till later, when I followed him up... caught him muzzlin'that tall job.
Onu takip edip şu sırık karıyı... kucaklarken görmeden önce son kez.
I never caught up with him again.
Onu bir daha yakalayamadım.
The last time I almost caught him, he looked the same and he carried that same sword.
Onu neredeyse yakaladığımda, aynı böyleydi, ve aynı kılıcı taşıyordu.
I was so young, they asked Henri to hide me and if he'd been caught, it would have been the end of him.
Çok küçüktüm, Henri'den beni saklamasını istediler ve eğer yakalansaydı, bu onun sonu olurdu.
Had I noticed, I would've caught him!
Farketseydim yakalardım.
I even caught him some bugs.
Hatta onun için birkaç böcek yakaladım.
I couldn't convince him. He said if he Ever caught me, he'd kill me.
Eğer beni suçüstü yakalarsa öldüreceğini söyledi.
Tell him he should have chosen a less attractive wife, and that I've often caught him looking at my wife, yet surely he never suspected her of theft.
Ona daha az çekici bir kadın seçmesi gerektiğini söyleyin ayrıca onu sık sık karıma bakarken yakaladım muhakkak onun hırsızlık yaptığından hiç şüphelenmedi.
I thought I caught a glimpse of him here in your hotel.
Bir an için burada, otelinde onu gördüğümü sanmıştım.
I'll bet they haven't caught him yet.
Bahse girerim, henüz yakalamadılar.
I should have caught up with him nonetheless.
Ona yine de ulaşırdım.
I didn't know that he was cheating until they caught him.
Yakalanana kadar hile yaptığını bilmiyordum.
You told him I got caught?
Ona sen mi söyledin?
I feel like I caught the stench from him.
Pis kokusu üzerime sinmiş gibi hissediyorum.
I can't stand a man that forces himself on a girl who wouldn't be caught dead with him.
Bir adamın kendisine bayılmayacak bir kıza baskı yapmasından nefret ederim.
I caught up with him and I couldn't help it.
Onu yakaladım ve... kendimi durduramadım.
i caught you 50
i caught it 40
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
i caught it 40
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26