In conclusion translate Turkish
467 parallel translation
And in conclusion, ladies and gentlemen, here we have one of the most perfect specimens of the human brain ever to come to my attention at the university.
Sonuç olarak, bayanlar ve baylar elimizde, üniversitede gördüklerim arasında ki en mükemmel insan beyni örneklerinden biri var.
... and in conclusion, I need not remind you... that James Allen has kept his part of the bargain.
... ve sonuç olarak, size, James Allen'ın pazarlığın kendisine düşen tarafını yerine getirdiğini hatırlatmama gerek yok.
"So In Conclusion, You Are A Weenie."
- "Yani sonuç olarak çok gıcıksın."
And in conclusion, let me say...
Sonuç olarak, ºunu söyleyeyim...
And now, in conclusion, I... Oh, yes.
Şimdi de, sonuç olarak ben, evet...
In conclusion, may I say that I'm happy...
Sonuç olarak, burada olmaktan memnun...
And now, in conclusion, I'd like to tell you a humorous anecdote.
Ve son olarak, size komik bir hikaye anlatmak istiyorum.
"And in conclusion, I respectfully protest " the decision of my commanding officer "to saddle his troop with his female relations..."
ve son olarak, kumanda subayımın kararını saygılarımla protesto, ediyorum, askeri işleri ile ailevi ilişkilerini karıştırdığı...
That is why, in conclusion, I cry, " Long live France and her allies!
Bu yüzden, neticede haykırırım, " Çok yaşa Fransa ve onun müttefikleri!
And now, Colonel, as an aviation expert, as a flyer who's been highly honored by his government... for his services in war and in peace, is there something you wish to say in conclusion?
Evet Albay, savaşta ve barışta yaptığınız hizmetlerden dolayı... devlet tarafından onurlandırılmış profesyonel, bir pilot olarak neler söylemek istiyorsunuz?
And now, in conclusion, I will read to you the exact words of the inscription which appears on the plaque.
Ve şimdi, sonuç olarak, plakada yer alan yazıtın tam sözcüklerini size okuyacağım :
And in conclusion, the dowry your father gave when you entered.
Ve son olarak, girerken babanızın verdiği bağış parası.
In conclusion, the governor of our glorious state has vested in me the authority to confer upon you a commission as honorary colonel in the state militia!
Sonuç olarak, şanlı eyaletimizin valisi, milis kuvvetlerinde fahri albaylık ünvanını size sunmak için beni görevlendirdi.
Well, in conclusion, our army must seize the key point of island campaign
Sonuç olarak, ordumuz ada mücadelesinin, kilit noktasını kaçırmamalıdır.
In conclusion, my dear cousin, I respectfully request transfer to...
Sonuç olarak sevgili kuzen, benim şeye nakilimi rica ediyorum...
Now men, in conclusion, I would like to say that in the two years I have been your commanding officer, - - I always expected your best, and you never gave me anything less.
Şimdi sonuç olarak, şunu söylemek istiyorum ki üs komutanınız olarak çalıştığım şu son iki senede, sizden herzaman en iyiyi bekledim ve siz asla daha azını vermediniz.
In conclusion,
Sonuçta,
'Now in conclusion.'
Karar Aşaması
In conclusion : a cautious approach is always the best strategy.
Sonuç olarak, temkinli bir yaklaşım he zaman en iyi stratejidir.
In conclusion, Mademoiselle, I'd like to say how pleased I am that your father reverted to a more generous attitude before his death.
Sonuç olarak, Matmazel, ne kadar mutlu olduğumu söylemek isterim, babanız ölmeden önce daha cömert davrandığı için.
In conclusion, gentlemen, the special train containing NATO funds will leave tomorrow, July 16 from the Gare du Nord at 18.56 and follow this itinerary to Brussels.
Baylar, buraya gelin. NATO'nun Gizli ödeneklerini taşıyan bu Tren... Yarın, Yani 16 Temmuz Günü, Saat 18 : 56'da "Gare du Nord" istasyonundan hareket edecek.
In conclusion, Mr. Goodridge...
Sonuç olarak Bay Goodridge...
In conclusion, to this date, our office has received more than 17,000 letters and telegrams.
Sonuç olarak şuana kadar ofisimize 17.000'den fazla mektup ve telgraf geldi.
"... your House will be abolished. In conclusion... " "... you and your son, Daigoro, are hereby ordered to commit seppuku. "
Sonuç olarak, bundan dolayı senin ve oğlun Daigoro'nun harakiri yapmanız emredilmiştir.
In conclusion, it should be noted...
Sonuç olarak, sinir köklerinde...
Despite all these setbacks, we're forced to continue searching for clues, examining all avenues - always facing uncertainty and starting out with little chance of success in bringing this case even one step toward its conclusion.
Yinede davayı, bir adım öteye taşımak için her ufak şans onca belirsizlik içinde değerlendirip, .. tüm caddeleri inceleyip... deliller aramaya devam etmek zorundayız.
Upon consideration of these and other variables, I have come to the conclusion, sir, that the one, the only proper place to lodge an umbrella, giving one the best play in the game of avoiding being rained upon, that place is precisely at home.
Bu ve diğer değişkenler düşünüldüğünde şu sonuca vardım efendim, tek yer şemsiyeyi bulundurmak için en uygun yer insana, yağmurdan kaçma oyununda en iyi hamleyi sağlayan o yer, kesinlikle evdir.
If you arrive at a conclusion, come in to see me.
Eğer bir sonuca varırsanız beni görmeye gelin.
I don't know what else, but if the jury comes to the conclusion... ... that you didn't kill Hammond in self-defense....
Başka ne kanıtlayabilirler bilmiyorum, fakat eğer jüri, Hammond'u kendini savunmak için öldürmediğin sonucuna varırsa...
That undertaking is still in progress but we are rapidly drawing to a conclusion.
BU gizli teşebbüs hala sona erdirilmiş değil ancak bizler çabucak sonuca varıyoruz.
He didn't believe this ; it seemed the natural conclusion to a dream traveling through the snow everlastingly embalmed in ice
Buna inanmamıştı. Paul'un sahte ölümü bir hayale ayazda sonsuza dek sürecek karlı bir maceraya en uygun son gibi görünüyordu.
I've come to the conclusion... that the primitive church is in error... on certain points on the question of matrimony.
Kilisenin evlilikle ilgili bazı meselelerde hatalı bir tutum içerisinde olduğu sonucuna ulaştım.
A lamentable conclusion in any event, but at this moment, deplorably timed.
şuan için herhangi bir olayda varılması gereken beklenen bir sonuç, fakat tamamıyla zamana uygun.
When I arrived at this unanswerable conclusion... I knew I was in sight of my goal.
Bu çözümü olmayan durumu yaşadığımda amacımın bir işareti olduğunu, biliyordum.
Michael Logan, while I have no doubt that the jury must have reached their conclusion in utmost fairness and solemn regard for justice,
Michael Logan, jürinin kararını en adil şekilde..... ve kutsal adalete saygıyla verdiğinden kuşkum yok.
- By what logic do you arrive at the conclusion... that general officers in the United States Army are not equals to Col. Mitchell?
- Bu mantıktan yola çıkarak... Birleşik Devletler Ordusunun subayları Albay Mitchell'a denk değil mi?
My lord, members of the jury, I will be brief in my final speech because I think we've proved so obvious a case of murder against Leonard Vole, that a verdict of guilty must be the only possible conclusion.
Sayın yargıç, jürinin saygıdeğer üyeleri, kapanış konuşmamı kısa tutacağım. Çünkü savcılığın Leonard Vole aleyhine kesin bir cinayet savunması yaptığına inanıyorum. Bu yüzden "suçlu" kararı mümkün olan tek sonuç olacak.
In making this test, what was your conclusion?
Testi yaptıktan sonra vardığınız sonuç neydi?
I've thought it over in the light of my 40 years'experience in legal jurisprudence, and I've come to the positive conclusion that there ain't no way to do this legal and honest.
Ben yasal hukukta 40 yıllık deneyimim ışığında şunu düşündüm ve olumlu sonuç almak için yasal ve dürüst bir iş yapmanın hiçbir yolu olmadığını gördüm.
And I came to the conclusion that your skills are wasted here, in such petty tasks.
Ve senin becerilerinin burada boşa harcandığını.. .. böyle küçük görevlerin sana göre olmadığını gördüm.
My conclusion is that my friend, Colonel Casey is one Marine with a hell of an imagination.
Sonuç olarak, denizci arkadaşım Albay Casey'in... lanet bir hayal gücü olduğunu düşünüyorum.
"After an analysis in depth of all the diagnostic data we have come to the definite conclusion that the evidence is definitely inconclusive."
" Bütün teşhis verilerini dikkatle inceledikten sonra biz, aşağıda..... imzası bulunan doktorlar,..... kanıtların sonuçsuz olduğu sonucunda birleşiyoruz.
HE HAD COME TO THE CONCLUSION THAT NORMAN SLEPT IN AN AEROPLANE HANGAR AT LUTON AIRPORT.
Norman'ın Luton Havaalanı'nda bir uçak hangarında yattığı sonucuna varmıştı.
My conclusion is to desire you to seek subsistence elsewhere, not in my kingdom.
Sonuç olarak varlığınızı krallığımda değil, başka yerde sürdürmenizi istiyorum.
I've had occasion to be interested in young boys, and my story is similar to yours inasmuch as I never took anything to its conclusion, meaning I was never in love with any of them.
Genç erkeklere ilgi duydum ve hiçbirini sonuçlandırmamış oluşum hiçbirine aşık olmadığım anlamını taşıyor olduğundan, hikayem seninkiyle benzer.
George... Ike came to that conclusion in London three months ago.
George Ike bu kararı, bundan üç ay önce Londra'da verdi.
Without bitterness of any kind I have come to the conclusion that the master who placed so great a temptation in the hands of so poor a man as I than that for which I lost my eyes.
Bir günah işledim cezamın kefaretini bu dünyada ödüyorum. ... Gözlerimi yitirmem daha büyük günahlara bulaşmamayı öğretti.
Finest in the district, sir. And what leads you to that conclusion?
- Buradakilerin en iyisi.
When the proletariat demonstrates... by its own existence in acts that... this historical thought is not forgotten, the denial of the conclusion... is also the confirmation of the method.
Proletarya eylemleriyle bu tarih düsüncesinin unutulmadigini gösterdiginde, , bu düsüncenin sonucunu yalanlayisi ayni zamanda yönteminin tasdikidir.
By the new signs of negation, misunderstood and falsified by the management of the spectacle, that are multiplying in the most economically advanced countries, one may already draw the conclusion that... a new epoch has opened :
Inkarin yeni belirtileri, ekonomik açidan en çok gelismis ülkelerde artmaktadir. Bu belirtiler gösteri tarafindan yanlis anlasilip tahrif edilse de, yeni bir dönemin basladiginin yeterli bir kanitidir.
In view of the testimonies and the evidence at hand. this Court reaches the conclusion that Gabbar Singh is a dangerous and professional criminal.
Tanıkların ifadeleri ve eldeki kanıtlarla. mahkeme, Gabbar Singh'in tehlikeli ve profesyonel bir suçlu olduğu kararına varmıştır.