Incompetent translate Turkish
1,008 parallel translation
He's incompetent and I can't stand the sight of him!
Çünkü beceriksiz, işinde iyi değil ve onu görmeye dayanamıyorum!
I wasn't born in the world to be cheated by an incompetent card-sharp.
Dalavereci bir oyuncuya yutulacak biri miyim sandın?
But when you started calling me and showing me the way... I realized that, compared to you... he's a cheap, incompetent hack.
Ama sonra sen beni arayıp bana yol göstermeye başlayınca... fark ettim ki sana kıyasla... o, basit, yeteneksiz bir yönetmenmiş.
It is designed by one Howard Roark, an incompetent amateur who has the arrogance to hold his own ideas above all rules.
Kendi fikirlerini tüm kaidelerin üzerinde görme cüretini gösteren Howard Roark denen kifayetsiz bir amatör tarafından tasarlanmış.
And I'll be kicked outta here faster than you can say, "Stupid, incompetent and inefficient."
Daha "Aptal, beceriksiz, " işe yaramaz " diyene kadar beni işten atarlar.
He wants to pose as their savior from the excesses of an incompetent king.
Halkı, beceriksiz bir kralın aşırılığından koruyor gibi davranmak istiyor.
Magic and that incompetent you sent me who calls himself a detective.
Mucize ve bana gönderdiğin o işe yaramaz dedektif bozuntusu.
Now get a doctor here, you incompetent clown!
Cenevre Anlaşmasının verdiği haklara göre bunu istemek hakkım!
An incompetent crew.
Korkunç bir deneyim. Beceriksiz mürettebat.
I thought he was incompetent and unfair.
Sonra haksız, uygunsuz davranmaya başladı.
You are incompetent at marriage.
Evlilik için uygun değilsin.
I see. Then do you mean that the chiefs of staff of the army and navy... are not only treasonable and incompetent... but are lacking in foresight as well?
Anlıyorum, donanma ve ordu mensupları... sadece aciz ve ehliyetsiz değil... aynı zamanda öngörüleri de yok öyle mi?
- I didn't say that. - Are you ready... to give unquestioned obedience to your superiors, even though you may consider their conduct negligent and incompetent?
- Üstlerinize karşılıksız olarak itaat etmeye... ve hatta onların bilerek yaptıkları hataları ve yanlışları, görmezden gelmeye hazır mısınız?
In view, then, of your present opinion... that your superiors are negligent and incompetent, could you give them unquestioned obedience... should you be returned to duty?
Şu an görüşünüze göre... eğer göreve tekrar dönerseniz, hatalı ve hain olan üstlerinize... kayıtsız itaat edebilecek misiniz?
" be pronounced mentally incompetent on the grounds that the petitioner, wife of aforementioned Kiichi Nakajima, in June of last year discovered that her husband harbored delusional fears about atomic and hydrogen bombs and subsequent radioactivity atomic and hydrogen bombs and subsequent radioactivity.
" aşağıda belirtilen sebeplerden dolayı... farik ve mümeyyiz olmadığının resmen beyan edilmesini talep ediyorum. Yukarıda adı geçen Kiichi Nakajima'nın eşi olan dilekçe sahibi, geçen yılın Haziran ayında kocasının... atom ve hidrojen bombaları ve bunlara müteakiben oluşan... radyoaktivite konusunda vehme kapıldığını fark etmiştir. atom ve hidrojen bombaları ve bunlara müteakiben oluşan radyoaktivite...
Unless he is declared mentally incompetent and subject to conservatorship, his life and that of all members of his family will in all likelihood be brought to ruin.
Farik ve mümeyyiz olmadığı ilan edilmediği... ve vesayet altına alınmadığı sürece... kendisi ve ailesinin hayatı... büyük bir ihtimalle perişan olacak.
Listen, what will we do if he's declared incompetent?
Yetersiz ilan edilirse ne yapacağız?
If they declare you incompetent, I'll be cut out.
Eğer sana yetersiz raporu verirlerse, beni saf dışı ederler.
When we declare people incompetent due to fiscal irresponsibility, it's usually for wasting money on women, alcohol, and gambling.
İnsanlara mali sorumsuzluk yüzünden... yetersiz raporu verdiğimizde, bunu genellikle kadın, alkol veya kumara para harcadıkları için yapıyoruz.
To prevent that, we have to declare him incompetent.
Bunu önlemek için yetersiz raporu vermek zorundayız.
Our vendors didn't know that Father was declared incompetent.
Bayilerimiz babama yetersiz raporu verildiğini bilmiyormuş.
He'll prove that he's incompetent.
Yetersiz olduğunu kanıtlamış olacak.
Even if you've been declared incompetent, you could still retire comfortably.
Yetersiz raporu verilmiş olsa da, hâlâ rahat bir şekilde emekli olabilirsiniz.
Could you have been so incompetent, bungled so horribly, as to have permitted that child to live?
Böyle beceriksizce, acemice bir işi nasıl yapabilirsiniz, bu çocuğun yaşamasına nasıl izin verdiniz?
Oh... Then why stand you here, you incompetent Jackalings?
O zaman neden burada dikiliyorsunuz, sizi beceriksiz çakallar?
The lazy, incompetent beggars.
Tembel, beceriksiz serseriler.
She's going to have you declared incompetent, and then she'll have you put away.
Seni yetersiz ilan edecek, ve sonra da seni uzaklaştıracak.
That you are incompetent.
Yetersiz olduğunuz.
You tiptoe around on those bird legs of yours, nervous and incompetent, with a fatality for doing wrong, picking wrong, and giving up even before you start a fight.
Çırpı gibi bacaklarınla ortalıkta dolaşıyorsun, Sürekli yanlış yapmanın, hep yanlışı seçmenin ölümcül ağırlığı altında eziliyor, daha mücadele etmeye bile başlamadan pes etmek zorunda kalıyorsun.
So you think the police are incompetent?
Demek sen polisin beceriksiz olduğunu düşünüyorsun.
is he good or incompetent?
Adam iyi mi, beceriksiz mi?
This testimony is incompetent, hearsay irrelevant, immaterial, inconclusive...
Bunlar yetersiz, söylentiye dayalı konuyla ilgisiz, zayıf, yarım yamalak...
You said yourself she was incompetent.
Kendiniz de onun böyle olduğunu söylemiştiniz.
Under the law we can have her declared incompetent.
Kanuni olarak ehliyetsiz olduğunu ilan edeceğiz.
You're an incompetent.
Yeteneksizsin.
Are you aware that sexual sterilisation was not invented by National Socialism, but had been advanced for years before as a weapon in dealing with the mentally incompetent and the criminal?
Toplu kısırlaştırma uygulamalarının Nasyonel Sosyalizm'e özel olmadığını ve bundan yıllar önce suçla ve zihinsel engelli insanlarla başa çıkabilmek için..... bir silah olarak geliştirildiğini biliyor muydunuz?
It was the task of the health court to sterilise the mentally incompetent.
Sağlık mahkemesinin görevi, zihinsel olarak yetersiz olanları kısırlaştırmaktı.
You know, unable to handle the estates legally incompetent, insane- - They want you out of the way before it's discovered that your father's dead.
Miilkleri yénetemeyecek durumda yasal ehliyeti olmayan, deli... no Babanm 6ldl'.igl'.i anla § llmadan seni safdl § I blrakmak istiyorlar
Are you going to send a mental incompetent to the chair?
suç işleme sorumluluğu olmayan birini mi idam edeceksin?
They're incompetent.
Beceriksizler.
I'm surrounded by incompetent fools.
Etrafım beceriksiz aptallarla dolu.
Incompetent, impertinent, ineffectual, immodest and...
Beceriksiz, küstah, yetersiz, kibirli ve de...
I am at war. Against ill winds, contrary currents and incompetent officers.
Ben savaştayım kötü rüzgarlara, ters akımlara ve beceriksiz görevlilere karşı.
Incompetent!
Beceriksizler!
You're incompetent
Beceriksizin tekisin.
Mentally incompetent, like animals after a long famine.
Zekâları gelişmemiş. Hayvan gibiler.
Probably I'll die of apoplexy enforcing insane laws imposed by incompetent administrators.
Muhtemelen felçten öleceğim beceriksiz yöneticilerin koyduğu aptalca kuralları uygularken.
Incompetent fools...
Beceriksiz aptallar...
It's inconceivable and incompetent.
Bu ne beceriksizlik, ne kifayetsizlik.
- You're warning me, you big, incompetent flatfoot?
- Uyarıyor musun, seni beceriksiz aynasız?
- Incompetent brute.
- Kifayetsiz hayvan.