English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Indeed i do

Indeed i do translate Turkish

289 parallel translation
- Indeed I do, Gypo.
- Aynen öyle, Gypo.
- Indeed I do. - Tell me and I'll be good all week.
Söylersen bir hafta en iyi tarafımı görürsün.
Yes, indeed I do and I remember Theopolus Kirby too.
Evet, kesinlikle ve Theopolus Kirby'yi de anımsıyorum.
Do you remember that Chippendale mirror I bought here 3 months ago? Indeed I do.
3 ay önce burdan aldığım Chippendale aynasını hatırlıyor musunuz?
Indeed I do. All right.
Gerçekten yapıyorum.
- Indeed I do.
- Ben de.
Yes, indeed I do.
Evet, anlıyorum.
Yes, indeed I do.
Evet, biliyorum.
I do, my son - indeed I do.
Öyle oğlum, cidden öyle.
- Yes, indeed I do.
- Evet öyle.
Indeed I do
Tanırdım.
Indeed I do, Mr. Kirk.
- Evet, öyle, Bay Kirk.
Indeed I do, sir phillip sidney And sad I am to see you Caught up in this morass of filth.
Elbette tanıdım, Sör Philip Sidney ve bu pisliği okuduğunu gördüğüm için üzgünüm.
- You work here? - Indeed I do.
Burada mı çalışıyorsun?
Indeed I do, my lovely.
Elbette hatırladım hayatım.
I do indeed.
Gerçekten de öyle.
I do indeed, Lady Dalroy.
Tabii ki hatırlıyorum Leydi Dalroy.
- I do indeed.
- Evet öyle.
- I do indeed.
Aynen öyle düşünüyorum.
I do indeed, sir.
Evet, efendim.
I do indeed, Mr Waggett
Öyle, Bay Waggett.
Indeed. I do wish Alvarez were less limited in his tessitura.
Aslında, Alvarez'in Tessitura'sında daha az sınırlı olmasını arzu ederim.
OH, INDEED, I DO.
Bunu gerçekten istiyorum.
Buckingham, now do I play the touch, to try if thou be current gold indeed.
Buckingham, ben şimdi mihenk taşıyım. * Sen gerçek altın mısın, değil misin, sınayacağım.
I do indeed, my boy.
Kesinlikle ediyorum oğlum.
I do, indeed.
- İsterim, gerçekten.
I do indeed.
Gerçekten anımsıyorum.
- I do, indeed.
- Diyorum.
I do indeed.
Farkındayım elbette.
- I do indeed.
- Evet ya.
I do indeed. "One brush left."
Doğrusu söylemedi. "Bir fırça kaldı."
Indeed, I do.
Cidden severim.
As I look forward to the beginning of a new life, which I hope as indeed do not we all, may be more meaningful to myself and to others than the old which today approaches its end.
Bugün sona ermekte olan eski yaşamımdan, hem kendim... hem de başkaları için... daha anlamlı olmasını ümit ettiğim - hangimiz etmiyoruz ki? - yeni bir yaşamın eşiğinde bulunmaktayım.
You loved me in your office. Indeed I do.
Hatırlıyorum.
I wouldn't do it. ... at my own expense. Indeed.
Bir ara evime gelirsen çok mutlu olurum gerçekten.
I do, indeed.
İsterim, gerçekten.
Mr. Spock, I do hope we can find a moment to discuss field density and its relationship to gravity phenomena. Indeed.
Mr. Spock, umarım alan yoğunluğu ile yer çekiminin ilişkisini tartışmak için vakit bulabiliriz.
Oh, indeed, I do.
Elbette hatırlıyorum.
I do indeed.
- Evet, öyle.
Yes, I do indeed.
Evet, ağrır.
Yes, I do indeed.
Evet, verilmeli.
I envy you. Yes, I do, indeed.
Sizi gerçekten kıskanıyorum.
I do indeed.
Anlıyorum.
At last, I got up and threw myself at her feet, beseeching her to beat me, to do anything, indeed, but condemn me to lie in bed for such an unendurable length of time. "
Sonunda kalktım. kendimi ayaklarına attım, beni döv diye yalvardım, ne istersen yap, ama o beni yatağa mahkûm etti hem de katlanılamayacak kadar çok uzun bir süre. "
In the second place, if there had been investigations, which there haven't ornot necessarily, orl am not at liberty to say whetherthere have, there would have been a project team, which, had it existed, on which I cannot comment, which would nowhave disbanded if it had existed and the members returned to do theirdepartments, if indeed there had been any such members.
Ayrıca, soruşturma yapılmış olsaydı ki yapılmadı veya gerek duyulmadı, aslında yapılıp yapılmadığını da söyleme hürriyetine sahip değilim, bunun için bir proje ekibi kurulmuş olması gerekirdi ki aslında zaten var ama ben yorum yapamıyorum, gerçekten böyle bir ekip kurulmuş olsa bile elemanları şimdiye kadar dağıtılarak bakanlıklarına yollanmış olurlardı.
Indeed, I should like to do so, as you know.
Tabii ki, bunu bütün yüreğimle istiyorum.
Indeed, and yet I do not pretend to have done it for nothing.
İyi ama ben bu zabıtları süs olsun diye tutmadım.
Indeed. I suspect you do not.
Gerçekten, yaptığından şüpheleniyorum.
Indeed, I do.
Katılıyorum.
I do, indeed.
Evet, böyle düşünüyorum, gerçekten.
- I do indeed.
- Tabii hatırlıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]