Indistinct chattering translate Turkish
36 parallel translation
- [Bell Clanging ] - [ Indistinct Chattering]
[Bell Clanging ] [ Indistinct Chattering]
[INDISTINCT CHATTERING]
Sana Paris'ten yazarım. Teşekkürler Potter. Rica ederim.
( INDISTINCT CHATTERING )
Bunları üste koyun. Tamam şunu ileri al.
AND I- - [Indistinct Chattering]
Güzel bir gün, ben şey -
- [Indistinct Chattering] - I haven't ever sung professionally.
- Daha önce hiç profesyonel olarak söylemedim.
( INDISTINCT CHATTERING ON TV ) Ron?
Ron?
[INDISTINCT CHATTERING]
- Selam millet.
( indistinct chattering ) This is how it works.
İşte böyle olması lazım.
[Indistinct chattering] It says "oxygenator."
Akciğer cihazı yazıyor.
[Indistinct chattering]
Fark ettiklerinden emin misin?
( INDISTINCT CHATTERING )
- Ben George.
[keyboard keys tapping ] [ indistinct chattering]
Çeviri : eyldz
( indistinct chattering ) What the hell?
Bu da ne?
♪ ♪ [indistinct chattering]
♪ ♪ [belirsiz muhabbetini]
- [indistinct chattering] - Congratulations.
Tebrikler.
( INDISTINCT CHATTERING )
( HAYVANCILIK CHATTERING )
[indistinct chattering and applause ] [ Jones] Very rarely do I think we show the bravery and the candor and the pain that exists on the other side of being a survivor.
Kurban olmanın getirdiği acıya karşı çok seyrek olarak içtenlik ve cesaret gösteriyoruz.
ALL RIGHTY. [Chattering, Indistinct]
.. Bu kenarda.
[Chattering, Indistinct]
- Şişt şişt.
[chattering, indistinct] lf secretary forrestal left any kind of note, it was never found.
Sekreter Forrestal herhangi bir not bıraktıysa bile hiç bulunamadı.
[chattering indistinct ] [ laughing] yahoo!
- Başardık. - Böyle olacağını biliyordum.
- [Chattering, Indistinct] - Freddie, do wait.
Freddie, bekle.
[Chattering ] [ Shouting, Indistinct ] [ Growling ] [ Screaming]
Görürsün.
They were able to bring me back. [Indistinct chattering]
Bana söylediklerine tam 3 dakika ölü kalmışım.
- And Rachel-now that we're sort of dating... - [Chattering, Indistinct] I have to work so much harder to pretend to be listening to her.
Ve Rachel... şimdi çıkıyor gibiyiz ve onu dinliyor gibi görünmek için çok çabalamam gerekiyor.
( INDISTINCT CHATTERING ) SYDNEY : Look, there's Mommy!
Annem geldi!
[indistinct chattering]
Göğüslerin için?
( indistinct chattering ) Mike, you should really spend for a railing around here.
Buraya cidden korkuluk koyman gerek.
[laughing ] [ indistinct chattering ] [ clears throat] Guys.
- Hayır, cidden. Hadi kağıt oynayalım.
- [indistinct chattering]
- Tamam.
[indistinct chattering continues] No depth to it.
Hiçbir derinligi yok.