English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Insides

Insides translate Turkish

636 parallel translation
Even though that Tae Yang has no guts, her insides must feel rotten.
Ne kadar güçlü görünse de içi kan ağlıyordur.
I guess her insides aren't rotten.
İçi kan ağlamıyormuş demek.
I hate your insides, Miss Davis.
İç yüzünüzden nefret ediyorum, bayan Davis.
That's his insides caught at last.
Bu nihayet tutuşan iç kısım.
Insides is always the last to be consumed.
İç kısım daima en son tüketilir.
- I still got the same insides.
- Neticede içim aynı.
They come faster than when I was a girl, but I guess the insides don't change.
Ben gençken bu kadar çabuk gelmezdi ama sanırım içerik aynı.
At least it warms my insides.
Midemi kaynatacak.
Knowing they got to get their insides tore out the way his was tore.
Bilirsin insan bazen gözyaşlarını içine akıtmak zorunda kalır.
You see, there ain't nothing so complicated as the insides of a torpedo.
Bir torpilin içi kadar karmaşık bir şey yoktur...
I know them all, like the insides of my own pockets.
Onları tanırım, avucumun içi gibi bilirim.
For seven years, ever since I started pushing this chair around, I've hated your insides.
7 yıldan beri, sandalyeni sağa sola itmeye başladığımdan beri içten içe senden nefret ettim.
My insides are cold.
Zaten Üşüyorum.
Vince must hate her insides.
Vince ondan delicesine nefret ediyordur.
Men who guard the trusts from the deepest insides of the whatchamacallit.
Bu zımbırtının en derinlerinde bir yerlerden güveni koruyan adamlar.
Every Sunday, some skinny old crack used to come around... and go on about what cigarettes will do to your insides and... things.
Her pazar sıska, yaşlı bir çatlak gelip.. .. sigaranın vücuda zararlarını falan anlatırdı.
The next few years... I seen the insides of more halls of correction and jails... than I did churches.
Sonraki yıllarda kilise salonlarından daha çok hapishane salonu gördüm.
Nothing like soaking your insides while you can.
Yapabiliyorken içini serinletmek gibisi yoktur.
Something happens to their insides.
Ve yan etkilerini görürler.
Slam him again'the ground so hard it seems like all his insides is busted.
Onu tekrar yere öyle bir çarpar ki, içindeki her şey kırılmış gibi görünür.
Well, if it is, it sounds like there's something wrong with its insides.
Eğer otomobilse, İçindekilerin bir şeyi var gibi görünüyor.
I went home afterwards and puked my insides out.
Onu öldürdükten sonra hep kusacak gibi olmuştum.
Except that I feel a little fragile as if my insides have been burned and my skin covered nothing.
Kendimi biraz narin hissetmem hariç, sanki iç organlarım kavrulmuş ve derimin altında hiç bir şey yokmuş gibi.
- How are your insides?
- Sizin içiniz nasıl?
My knees are like clay and I shake, my insides are misbehaving.
Dizlerim kötürüm gibi çözüldü. Bütün vücudum titriyor. Miğdem de fenalaştı.
You're a dealer in books and two-cent fines and pamphlets and closed stacks and the musty insides of a language factory that spews out meaningless words on an assembly line - words, mr.
Sen, kitap, iki paralık broşür ve kâğıtlar dağıtan birisin. Kapaklı kitap dolaplarınla, üretim bandına sözcükler kusan, küf kokan bir dil fabrikasının işçisisin.
Rinses your insides out, sweetens your breath, tones up your skin.
İçimi dışımı yağlar, nefesimi tazeler... rengime renk katarım.
What is that going to do, curdle his sensitive insides?
Ne çıkar bundan? Hassas ruhu mu zedelenir?
I have been knocking on those doors of success till my insides are bloody.
Kapının dışına birini yerleştirdiğini düşündüm.
That's how I've been knocking on those doors, with my bare insides.
Bana güvenmiyor musun?
Once, when it was being repaired, I saw the insides.
Bir kere, tamir edilirken içini gördüm.
I expect the oil in the cooking has upset his insides.
Yemeklerimiz de midesini bozmuş.
I guess so, but that was a rough horse, liked to have jarred my insides loose.
Sanırım öyle. Bindiğim at çok vahşi idi, jartiyeri içime giydim sandım.
Queer job for a bird, photographing people's insides.
Röntgencilik bir kız için garip iş.
If it isn't working properly, you can strip the skin off expose the insides find out exactly where the trouble is take out the faulty part and replace it with a new one.
Eğer olması gerektiği gibi çalışmıyorsa içini açıp incelersin sorunun tam olarak nerede olduğunu bulur hatalı parçayı çıkarıp yerine yenisini takarsın.
My insides feel like they're on fire.
İçim yanıyor sanki.
A Japanese grenade. Ripped all my insides out. Got all metal in there.
Bir Japon el bombası iç organlarımı parçalamıştı, bütün o metaller orada duruyor.
You ruin a man's mortal insides when you do that.
Bir adamın fani bedenine zarar veriyorsunuz.
right, i mean, one couldn't, for example stop one's insides from moving.
İnsan iç organlarını hareketten men edemez. Hayır.
That'll cauterise the insides, they tell me.
Yarayı içerden dağlıyor, öyle söylemişlerdi.
Lavinia's insides were all torn up.
Lavinia'nın iç organları tamamen mahvolmuştu.
It could rip through my insides.
Vücudu alt üst eder.
Did you know all the insides are gone from all these people?
Bu insanların içlerinin boşaltıldığını biliyor musun?
Once in a while you should do something you don't want to do. It cleanses the insides.
Arada bir yapmak istemediğimiz şeyleri de yapmalıyız.
He tried to chew out his own insides, and I said,... Hey, boy.
İçin için kendine kızıyordu ve ben de ona...
I've been slapped, scratched, punched, knocked unconscious, drugged and shot at looking for Velma... so quit tryin'to make a milkshake out of my insides.
Velma'yı ararken tokatlandım, yaralandım, yumruklandım, bayıltıldım, uyuşturuldum ve vuruldum. Bu yüzden içimi dışıma çıkartmayı bırakır mısın?
I can't put bars on my insides
* Koyamam içime demir parmaklık *
Her insides must be made out of old army boots. The money.
Cinsel organı eski asker botlarından bozma olmalı.
Load six if your insides tells you to.
Eğer iç güdülerin söylüyorsa altı mermi koy. Şimdi sıra sende.
Its insides are not electronic.
İçi elektronik değil.
My insides burst.
İçim daralıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]