Insights translate Turkish
370 parallel translation
We do not know beforehand where fundamental insights will arise from about our mysterious and lovely solar system.
Sevgili, gizemli güneş sistemimiz ile ilgili temel bilgilerin nereden geleceğini önceden kestiremiyoruz.
And the history of our study of the solar system shows clearly that accepted and conventional ideas are often wrong and that fundamental insights can arise from the most unexpected sources.
Ve güneş sistemi tarihi çalışmaları açıkça gösteriyor ki kabul görmüş, beylik fikirler genellikle yanlıştır ve temel bilgiler en beklenmedik kaynaklardan gelebilir.
Feelings, insights, affections.
Hisler, sezgiler, sevgi.
Brilliant master of deep insights and even deeper insights.
Derinlikleri ve daha da derinleri anlama yeteneği olan büyük usta.
Artists have their insights. However, let us discuss these matters in a civilised fashion. Over a meal.
Ve her çeşit silah benzeri alet sinirlerimi gerer... o yüzden de, acaba siz...
I think my insights into Mr. McLuhan have a great deal of validity.
Ve sanırım onun hakkında bir takım fikirler ileri sürebilirim.
I'm so tired of spending evenings... making fake insights with people who work for Dysentery.
Gecelerimi saçma sapan bir takım dergi çalışanlarıyla birbirimize sırıtarak geçirmekten bıktım artık.
You're the one who's supposed to be giving me insights into sex and other world-shattering phenomenon.
Üstelik seks ve dudak uçuklatan fenomenler konusunda bana fikir verecek olan sensin.
He opens at the Modern soon. I was gonna do a piece on Sol for Insights.
Modern Museum'da yeni bir sergi açılıyor.Insights dergisinde Sol hakkında bir yazı yazmalıyım.
It was good of you to share your insights, Mr.Holmes.
Öngörülerinizi bizimle paylaşmanız çok güzel, Bay Holmes.
Instead using the insights of a brilliant English physicist, Thomas Young he proceeded something like this :
Bunun yerine,... Thomas Young isimli parlak bir İngiliz fizikçinin.. ... öngörülerine dayanarak, şöyle bir fikir silsilesi kurdu :
The man who solved the mystery that stumped Newton, also laid the foundation for Einstein's revolutionary insights. And for the way we live now.
Newton'a acı çektiren bilinmeyeni çözüp Einstein'in devrimsel içgörülerinin ve bugünkü hayat tarzımızın temellerini atan adam.
It's mainly responsible for pattern recognition intuition, sensitivity, creative insights.
Ana görevi şekilleri tanıma önseziler, duyular ve yaratıcı algılardır.
A library connects us with the insights and knowledge of the greatest minds and the best teachers drawn from the whole planet and from all our history to instruct us without tiring and to inspire us to make our own contributions to the collective knowledge of the human species.
Bir kütüphane bize tarihten süzülüp gelen, dünyanın en iyi uzmanları ve öğretmenleri aracılığıyla, yorulmadan insanoğlunun ortak bilgi havuzundan faydalanıp katkı yapma imkanı sunuyor.
His insights are shallow and morbid.
Çok sığ ve iğrenç bir kavrayış var filmde.
Well, your work has inspired those insights.
Bu sezgilere senin çalışmaların ilham oldu.
Why don't you keep your brilliant insights to yourself? We don't talk about it, Jerry.
- Bundan bahsetmeyiz Jerry.
I have to die to discuss your insights on death?
Ölüme bakış açınla ilgili tartışmayı bitirmek zorundayım.
Get some insights into who he is as a human being.
Daha yeni insan olmaya başlayan o adamın kim olduğunu anla artık.
- Any insights?
- Herhangi bir his var mı?
I'm interested in how you came... to have such insights into the erotic.
Erotizmi bu kadar... kavramış olmanız çok enteresan.
And now with some insights, one of the stars of our nuclear family Homer Simpson.
Ve şimdi bir kaç taze fikiriyle, nükleer ailemizin yıldızlarından Homer Simpson.
What I'm interested in is how you came to have such insights into the erotic.
Asıl öğrenmek istediğim şey nasıl olup da erotik konularda bu denli içgörünüz olduğu.
Sparkling insights.
Taze Kan.
It's full of interesting insights about marriage and...
Evlilikle ilgili ilginç görüşlerle dolu ve...
I thought that he might be able to provide some insights.
Bu olayın iç yüzünü anlamamızı sağlayabileceğini düşündüm.
The insights were great, the prose was very graceful.
Çözümlemeler harikaydı, yazı tarzı çok zarifti.
But his insights seem... twisted.
Ama içinde birşeyler... kördüğüm olmuş.
I'm sure you would have fascinating insights into your time.
Zamanınızdaki olaylara büyüleyici bir derinlemesine bakışınız olduğuna eminim.
- Did the scans provide any insights?
- Taramalar bir sonuç vermiş miydi?
Any insights that you might have?
- Mümkün. İçeriye girenleri bilmek isteyebilirsiniz.
I would appreciate hearing your insights.
Sizin bakış açınızı öğrenmekten memnun olurdum.
It's a whole culture, applying the insights of Carnegie and Bettger.
Bir kültür, deneyimlerle ilgili düşünme yolu. Carnegie ve Bettger yaklaşımlarını uygulamaktır.
I could share my insights with your husband.
Olayla ilgili kavradıklarımı kocanızla paylaşabilirim.
They gave you fascinating insights into American culture and the American psyche.
Bu filmler Amerikan kültürü ve ruhunun içyüzünü anlamanız için büyüleyici bir kavrayış gücü verdiler.
Forget about social insights.
Sosyal analizi filan unutun.
He has some fascinating insights into the production.
Filmin yapımına harika bir bakış açısı kattı.
We would like you to share your unique insights on the Founders.
- Kurucular hakkında bilgilerini bizimle paylaşmanı istiyoruz.
Bud, maybe you should save those mind-bending insights for a date or perhaps a willing rubber ear.
Bud, belki de bu yaratıcı muhabbetleri bir randevuya saklamalısın ya da karşındakinin kulak tıkacı olduğunu ummalısın.
What I mean is you miss her companionship... you miss talking and sharing insights about command and duty...
Demek istediğim... arkadaşlığını özlüyorsun konuşmasını ve komuta ve görev ile ilgili görüşlerini paylaşmasını...
For the past few days, I've had these moments of insights... flashes of understanding.
Birkaç gündür arada bir sezgi anları, anlık kavramalar yaşadım.
It's all right here in my manifesto- - my insights, my reasoning my evidence.
Hepsi burada, manifestomda - görüşlerim, sebeplerim kanıtlarım.
If this discovery is confirmed it will be one of the most stunning insights into our universe that science has ever uncovered.
Eğer bu keşif onaylanırsa bu, bilimin ortaya çıkardığı en muhteşem keşif olacaktır.
But her best insights were into his work.
Kendini iyice işine vermişti.
If you'd had, you'd have learned to value their insights more.
Eğer çalışmış olsaydın, onların anlayışlarının kıymetini bilmeyi öğrenirdin.
I appreciate your insights, but the time for debate is over.
Senin düşüncelerine saygi duyuyorum, ama düşünmek için zaman çok az.
Mr. 152 Insights Into My Soul.
Kalbimi anlayan bay 152.
Rachel and I were discussing it, and she had very interesting insights.
Rachel'la tartışıyorduk ve onun çok ilginç görüşleri var.
It also gives us insights into cultures that are thousands of years old.
Binlerce yaşındaki kültürleri inceleme fırsatı yakaladık.
We've shown how Jackie developed his unique style and offered some behind-the-scenes insights into how he turns his visions into reality.
Biz Jackie'nin nasıl benzersiz bir stil geliştirdiğini göstermeye çalıştık ve bazı perde arkası görüntüler gösterdik o bu görüntüleri nasıl gerçekçi hale dönüştürüyor.
- Any further insights?
Başka düşüncesi olan?