English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Inventive

Inventive translate Turkish

217 parallel translation
The Moors were an incredibly inventive people weren't they?
Kuzey Afrikalılar son derecede yaratıcı insanlar, öyle değil mi?
Knows electricity. He's inventive.
Elektrikten anlıyor, resmen mucit.
Well, Mr. Wittol, you can stop being confused, because your driver doesn't seem to be as inventive as you are.
Bay Wittol, kafanızın karışmasına gerek yok... çünkü şoförünüz sizin gibi hikaye anlatamıyor.
You're quite inventive.
Oldukça yaratıcısınız.
You see, no matter how inventive a writer thinks he is, there are always certain things he has to know.
Bir yazar ne kadar yaratıcı olduğunu düşünürse düşünsün... bilmesi gereken şeyler daima vardır.
There was no possible way to cross, no matter how inventive, how resourceful I thought myself.
Ne kadar düşünsem de, ne kadar kafamı zorlasam da, geçmek için yol bulamadım.
I've got an inventive mind.
Benim buluşçu bir zihnim var.
Your inventive mind helps a little bit too.
O hünerli aklın bir parça yardım eder.
Inventive Humbert was to be, I hinted, chief consultant in production of a film dealing with existentialism, still a hot thing at the time.
Dahi Humbert, o sıralar hala gündemde olan varoluşçulukla ilgili... bir filmin yapımında baş danışman olmuştu güya.
I've a crafty and inventive mind.
Şeytani ve yaratıcı bir zekaya sahibimdir.
- You have an inventive mind, Mr Bond.
- Benim tarafımdan. - Yaratıcı bir zekanız var, Bay Bond.
That is bold, that is inventive, it is audacious.
Çok cesur, çok etkili ve cüretkar.
A very inventive mind, that man.
Çok yaratıcı bir adam.
Names of the streets are not too inventive either.
Cadde ve sokak isimleri de fazla yaratıcı değil.
In naples, we're very inventive.
Biz Napoli'liler mucit ruhluyuzdur.
You're inventive and resourceful... very cool under fire.
Yaratıcı ve beceriklisin ve soğukkanlısın.
Very inventive
Oldukça yaratıcı...
This is "Summertime, Summertime." The most inventive song of 1958.
Bu çalan "Yaz mevsimi, Yaz mevsimi." 1958 yılının en özgün şarkısı.
He's so inventive.
Çok yaratıcı.
Well, i trust you weren't too inventive in your mendacity.
Hep, yalancılık kabiliyetinin düşük olmasına güvenirdim.
Their games are cute and inventive.
Oyunları şirin ve yaratıcıdır.
As timely and inventive as The Drowning Wife...
Rafa kaldırmak istemem...
Be inventive, hm?
Yaratıcı olun.
This bounty hunter is my kind of scum... fearless and inventive.
Bu ödül avcısı hoşuma gitti. O da korkusuz ve yaratıcı biri.
That was inventive.
Yaratıcıymış.
I do inventive comedy.
Ben özgün komedi yaparım.
And of course, your ex-partner, the inventive Mr MacGyver.
Ve eski ortağın yaratıcı Bay MacGyver için.
Use hand gestures. Be inventive.
- El hareketi yap.
Very inventive.
Çok yaratıcı.
He was inventive and was always the leader.
Yaratıcı bir çocuktu. Her zaman liderdi.
Edward Dodd is an inventive lawyer.
EdWard Dodd yaratıcı bir avukattır.
She's always doing something so inventive.
Her zaman yaratıcı şeyler yapıyor.
If you were more inventive and fewer things had disappeared, we wouldn't have suspected.
Yazık, daha yaratıcı olsaydınız, ve daha az şey ortadan kaybolsaydı, sizden şüphelenmeyecektik.
Oh, very inventive.
Ah, çok yaratıcı.
And some of them want to get out and be wild, and some want to be sad or happy or inventive, or just go dancing.
Ve bazıları dışarı çıkmak ve vahşi olmak istiyorlar, ve bazıları üzgün, mutlu, yaratıcı olmak ya da dansa gitmek istiyorlar.
That was... very inventive.
Bu gerçekten çok yaratıcıydı.
Now, that is inventive.
Şimdi, bu yaratıcı.
I think something slightly more inventive may be in order here.
Onlar için biraz daha yaratıcı bir şey düşünebilirim sanırım.
Well, you have to admit it was rather inventive.
Şey, kabul etmelisin ki oldukça yaratıcıydı.
- No, it was very inventive.
- Hayır, çok yaratıcıydı.
- Very inventive.
- Çok yaratıcı.
Does anybody remember what it was like when we were kids and had parades that meant something that were about real, wonderfully festive events with people dressed in inventive costumes, like kings and queens.
Acaba şimdi çocukluğumuzu hatırlayan kaldı mı? O zamanlar geçit törenleri anlamlıydı. Neredeyse sahici, şenlikli olaylardı bunlar.
Given our limited numbers, we shall need an inventive strategy with which to dissuade Cain from his aggression.
Sayimiz az oldugundan, Cain'in öfkesini azaltmak için yaratici bir stratejiye ihtiyacimiz var.
SHE'S VERY SKILLED AND EXTREMELY INVENTIVE.
Çok yeteneklidir. Çok da yaratıcı.
Inventive way of dispensing justice.
Adalet dağıtmanın orijinal bir yolu.
I'm writing it up as inventive and confident.
Şöyle yazıyorum yaratıcı ve kendinden emin.
And as inventive as that family defense is, and again I like it we both know in the end, you'd probably lose.
Evet. Şu aile savunması her ne kadar yaratıcıysa da, - tekrar ediyorum, bu hoşuma gitti -, sonuç olarak ikimiz de muhtemelen kaybedeceğini biliyoruz.
bending to the inventive demands of their fickle diety.
Bununla beraber değişken kişiliklerinin kötü niyeti ile de hareket ettiler.
No, no. He's not that inventive.
O bu kadar yaratıcı olamaz.
And, here again, they were not inventive.
Martin Luther'den 19. yüzyıla dek... Ve yine hünerli değillerdi.
They had to become inventive with the "final solution."
"Nihai Çözüm" de hünerli olmaları gerekiyordu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]