English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Inventories

Inventories translate Turkish

37 parallel translation
The police are very fussy about their inventories.
Polisler eşya listeleri konusunda oldukça titizdirler.
You know, inventories and sealing things up.
Bilirsiniz, mal sayımı ve eşyaları mühürlemek.
According to our inventories, there hasn't been a man employed here since 1933.
Kayitlarimiza göre, burada 1933'ten ber ¡ h ¡ ç k ¡ mse çalistiriImamis.
Ever since we broke away, I've been mostly parking ships and running inventories.
Bağımsızlığımızı ilan ettiğimizden beri sadece gemiler ve yükleriyle uğraşıyoruz.
Real estate, inventories and other contestable assets, sir.
Gayrimenkul, envanterler ve başka varlıklar.
Inventories of the Luna Temple do not list any orb.
Ay Tapınağı ile ilgili bilgilerde küreden bahsedilmiyor.
birthdays, people take inventories of their lives, do they not?
Doğum günlerinde, insanlar hayatlarının envanterini çıkarırlar, değil mi?
You know caves are not only a place to visit, they are a place where you can do a lot of research, you can survey, you can do biological inventories, you can find new species that people have never seen before.
Biliyorsunuz, mağaralar sadece gezilecek yerler değildir. Mağarlarda araştırma ve gözlem yapabilir, biyolojik örnekler toplayabilirsiniz. Şimdiye kadar hiç kimsenin görmediği yeni yaşam formları bulabilirsiniz.
Neelix never inventories those containers.
Neelix, o konteynırlara asla bir şeyler koymaz.
Historical inventories of the Luna Temple do not list any orb.
Ay Tapınağı ile ilgili bilgilerde küreden bahsedilmiyor.
He gave Ministries the power to privatize State enterprises, without inventories, balance sheets, without verifying beforehand if these enterprises generated profits or losses.
Bakanlıklara, devlet girişimlerini, çetele tutmadan, gelir-gidere bakmadan bu girişimlerin kâr mı zarar mı ettiğini önceden kontrol etmeden, özelleştirme yetkisi verdi.
Privatizations were done almost without inventories.
Özelleştirmeler, neredeyse çetelesiz gerçekleştirildi.
As I started a procedure in March, 1995, they tried to erase all traces of the explosion, all documents, inventories, fingerprints, anything that could prove that it wasn't an accident, but a planned act to conceal their crime.
1995 Mart'ında bir soruşturmaya başladığımda, patlamanın bütün izlerini silmeye çalıştılar ; bütün belgeleri, parmak izlerini, çeteleleri. Bunun bir kaza olmadığını, suçlarını örtbas etmek amaçlı planlı bir eylem olduğunu gösterebilecek her şeyi.
They had access to Speedle's crime scene photographs, sketches, inventories...
Speddle'ın olay yeri fotoğrafları, çizimleri, çıkardığı envanterler hep ellerinin altındaydı.
We've accessed their site inventories, and they have catalogued already several BR-46 servers.
Envanterlerine girdik. Birkaç tane BR - 46 sunucusu bulmuşlar. Onlar işte.
Making my inventories is sort of one of those things, kind of like masturbating or flossing my teeth, where even though you know I do it, I'd just rather you not witness it.
Envanterlerimi düzenlemenin sanki, mastürbasyon yapmak veya diş ipiyle dişlerimi temizlemek gibi... birşeymiş gibi olduğunu bilmene rağmen, buna şahit olmanı tercih etmezdim.
Okay, take out your love inventories. Fill these out tonight, and tomorrow we will go over all the areas that need mending the most.
Tamam, dökümanları alın ve bu gece doldurun yarın tamir edilecek tüm alanlara bakacağız.
A stopgap to restore diamond inventories to an acceptable level.
Elmas envanterini belli bir oranda yerine koymak için geçici önlem.
- I checked the inventories. Masuka never logged it in.
Envanteri kontrol etmiştim, Masuka yüzük kaydetmemiş.
Global inventories of numbers, observations, positions.
Sayılar, gözlemler, konumlar ile ilgili küresel kayıtlar.
. Double.check the inventories..
- Malzemeleri iki kez kontrol edelim...
Boring details like grain inventories, birthdays.
Doğumlar, icatlar gibi sıkıcı detaylar.
Second, you're gonna take a break And replenish your body's essential inventories Of sugar and caffeine.
İkincisi bir ara verecek ve vücudunun şeker ve kafein stoğunu dolduracaksın.
And if you give me the name and number of his teacher, I'll speak with her and... Have her complete some diagnostic inventories, and... we'll get back to you.
Eğer öğretmeninin numarasını verirseniz, onla da konuşur endişelerini öğrenir, daha sonra da size geri dönüş yaparım.
The only thing he ever had access to at Homeland were pencil inventories and mileage logs.
Büroda sadece kalem stoklarına veya harcama kayıtlarına giriş yetkisi vardı.
It started, checking inventories every week.
Her hafta stokları kontrol etmeye başladılar.
Besides, if we are attacked, we burn the paper and... We have no lists or inventories.
Bizde stok listeleri olduğundan eğer saldırıya uğrarsak anında kağıtları yakarız.
And all have lodged their security provisions, their fireplans, their inventories with Wheen Harker!
Hepsi de menkul kıymetlerini, yangın planlarını icatlarını Wheen Harker'a bıraktı!
Let's finish cleaning up this glass, and we need inventories on all medicines and equipment.
Şu camları sürümeyi bitirelim. İlaç ve ekipmanların da envanterini çıkarmak lazım.
Luckily, I have access to their inventories.
Neyse ki sayım belgelerine giriş yapabiliyorum.
If you take a look at your inventories, you'll see- -
Eğer eşyalarınıza bakacak olursanız, orada şunları...
You have your inventories?
Envanteri getirdiniz mi?
But all of the hospital's inventories add up.
Ama hastane malzemelerinin tamamı kontrol edildi.
Well, it could be inventories for silver shipments. Could be treasure fleet schedules.
Ne bilim, gümüş naklediyor olabilirlerdi.
I also have their manifests, inventories, bank finances.
Ayrıca mal bildirimleri, demirbaşları ve banka kayıtları da elimde.
Where are my father's inventories and his shipping logs?
Babamın envanterleri ve sevkiyat günlükleri nerede?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]