It's always like this translate Turkish

Oh, no, my friends. It's always been like this since Bible days.

Dostlarım, İncil günlerinden beri bu böyle olmaktadır.

It's always like this out in the desert.

Çöldeyse her zaman böyledir.

We work all night, and they benefit. It's always been like this, as long as I can remember.

Bütün gece çalışan biziz, kar eden ise onlar!

It's always like this.

Hep böyle oluyor.

It's always like this.

Bu işler hep böyledir.

It's always difficult to keep personal prejudice out of a thing like this.

Bunun gibi, bir şeyden ötürü önyargılı olmak her zaman zordur.

It's always been like this.

Hep böyleydi.

Punish? It's you ought to be punished, or you will be always capricious like this.

Bir derse ihtiyacı olan sensin.

It's always bumpy like this?

Bu hep böyle sarsıntılı mıdır?

It`s always like this

- Her zaman böyledir.

I always said it's the parents'fault in cases like this.

Bu gibi durumlarda hep bunun ailelerin hatası olduğunu söylerim.

Isn't it enough that you've always treated me like a squaw without subjecting dear, sweet Becky to this crude, vulgar...

Bana sanki Kızılderili karınmışım gibi davrandığın yetmiyor gibi birde bu aşağılık kaba adamın Biricik Becky'e böyle- -

I gather it's not always like this.

Her zaman böyle olmadığını varsayıyorum.

- It's always like this when I make a movie.

- Ne zaman film çeksem aynı şey oluyor.

There's a strike, it's not always like this.

Grev var, hep böyle değil.

Our songs are very similar - it's always "One, two, three," like this.

Bizim şarkılarımız da çok benzer, hep "Bir, iki, üç..." şeklinde gider.

It's always like this...

Her zamanki gibi...

It's not always like this.

Her zaman böyle değil. Değişiyor.

It means it's always going to look bombed out like this.

Her zaman böyle harika gözükecek demek.

It's not always gonna be like this.

O, hep bu şekilde olacak.

That's what he always does this, you know. He gets a little cranky like this. It's only'cause he's getting psyched up for a big game.

O daima yapar bunu.He always does this.Huysuzlaşıyor çünkü büyük oyunla ilgili psikolojik.

It's always been considered an outlaw nation but strangely.. .. some of those who have interviewed Gaddafi find him, .. in a phrase we like to use in this country, very'presidential'.

Hep kanunsuz bir ülke olarak kabul edilmiştir ama çok ilginçdir ki Kaddafi'yle röportaj yapan basın mensupları ülkemizde kullanılan yaygın bir tabirle...

It's always like this.

Hep aynı tatava!

It's always this way, you close up like a sea urchin.

deniz kestanesi gibi kapanırsın.

It's always like this.

Bu işler böyledir.

A couple of PRs from the old neighborhood, we get together, it's always like this.

Aynı mahalleden Porto Rikolular bir araya gelince, böyle oluyor.

It's always difficult with people like this.

Böyle insanlarla daima zordur.

It's always like this.

Hep böyledir.

It feels like it's always been like this.

Sanki her zaman böyleymiş gibi.

This is the kitchen. It's always been like this.

Burası mutfak ; daima böyledir.

- Busy today, aren't you? - It's always like this on pension day.

Bugünlerde dünya emekli aylıkları etrafında dönüyor.

It's always hard to lose someone you care about, but to lose them like this...

Değer verdiğin birini kaybetmek her zaman zordur ama bu şekilde kaybetmek...

If you don't recall the face, perhaps it's'cause I didn't always look like this.

Yüzümü hatırlayamadıysan belki bugüne kadar böyle olmadığı içindir.

It's always like this when somebody's sleeping?

Birisi uyumaya çalışırken hep böyle mi olur?

It takes passion to do something like this and I always thought you were colder than a Breen winter.

Bunun gibi bir şey için tutku gerekir. Ben ise senin Breen kışından daha soğuk biri olduğunu düşünürdüm.

Damn it, it's always like this.

Ulan hep böyle oluyor ya.

And it's where situations like this always lead.

Ve bu gibi durumlar hep orada...

it's always like this

Hep böyle olur zaten.

I suppose it's always going to be like this.

Sanırım her zaman bu iş böyle olacak.

It's always like this.

Her zaman böyle.

It's always like this.

Her zaman böyleydi

Yeah, I mean, Deacon and Kelly are great, but it's always like, "Oh, we can't get a sitter, this one has an ear ache, that one swallowed a marble..."

Bu güzel bir şey. Evet. Deacon'la Kelly harikalar ama hep şöyle oluyor :

It's always like this after a raid.

Bir baskından sonra hep böyle olurlar.

It's like a trigger. I always get this craving.

Ne zaman tekila içsem, midem dondurma diye kazınmaya başlıyor.

It's not always going to be like this.

Her zaman böyle olmaz.

It's not always like this, you see...

Her zaman böyle olmaz, anlıyor musun...

Always remember this : playing'the drums, it's like makin'love.

Bunu unutmayın - davul çalmak aşk yapmak gibidir.

It's always been like this.

Hep bu şekilde kaldı.

He was always takin'them and showing them the gear... and saying, you know, "Here's how you use it. Like this, not like that."

"Bunu şöyle kullanmalısın böyle yapmalısın" gibi...

I've found on missions like this, it's always best to hold a few surprises back from everyone concerned.

Bu tür görevlerde çok bulundum. Elinde birkaç sürpriz bulundurmak iyi olur.

This is like, "Houston, forget that other thing." It's always "problem number one."

"Houston, o öbür şeyi unutun," dedirtecek bir sorun.