English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Like this

Like this translate Turkish

123,338 parallel translation
I look at him like this... he looks at me like that.
Ben ona böyle bakarım, o bana şöyle bakar.
I really like this girl, man... but I can't seem to say anything right.
Bu kızdan hoşlanıyorum adamım ama hep yanlış şeyler söylüyorum.
Like this? - Yeah. A little...
Biraz böyle mi yapayım?
A sprinkle like this?
- Evet.
How about something with a jump, like this?
Böyle zıplamalı bir şeye ne dersiniz?
I feel like this isn't working.
Bence bu iş yürümüyor.
You know, I waited years for a moment like this... when I could finally tell my own father that I was better than him and stronger than him, so you go ahead.
Ben de böyle bir an için yıllarca beklemiştim.. babama nihayet ondan daha iyi ve daha güçlü... olduğumu söyleyebilmek için. O yüzden devam et.
You guys are just gonna stand there, let her treat a pregnant girl like this?
Sizler burada durmuş, Hamile bir kadına böyle davranmasına izin mi vereceksiniz?
Not like this.
Böyle olmaz.
No, you don't play like this. Shh!
Böyle oynanmaz ama!
I've never seen anything like this, really. It's...
Daha önce bu tarz bir şey görmemiştim hiç, bu...
It would also look like this.
O zaman da böyle görünecekti.
I suppose we should have guessed she would have something like this up her sleeve.
Sanırım böyle bir şeyin onun gücünü arttıracağını tahmin etmeliydik.
Not like this.
Böyle değil...
Council is not gonna like this.
Konseyin hiç hoşuna gitmeyecek bu.
I just feel... like this when I'm near him.
Onun yanındayken kendimi böyle hissediyorum sadece.
When Sir gets like this, there's nothing I can do.
Efendim böyleyken yapabileceğim bir şey yok.
I don't like this place either.
Burayı ben de sevmedim.
- We can't keep hiding like this.
- Böyle saklanmaya devam edemeyiz.
You and I weren't meant to be like this.
İkimiz de bu şekilde olmamalıydık.
No one should have strength like this.
Kimse böylesi bir güce sahip olmamalı.
Like this? Splitting up?
Bu şekilde ayrılmak?
You know, I came up working in places like this... hating people like me... pocket-broke, rich in ambition, waiting my turn.
Böyle yerlerde çalışmaya başlayınca benim gibi insanlardan iğrenmeye meteliksiz, zenginlik hırsıyla sıramı beklemeye başladım.
Oh, so, is this, like, a celebration for him or...?
Yani bu onun için bir kutlama mı yoksa...
I mean, this is like an internal struggle about racial inequality in America.
Bu, Amerika'daki ırk eşitsizliğiyle ilgili içsel bir mücadele.
Let's talk this out like adults.
Bunu yetişkinler gibi konuşalım.
I was watching you and I was like, " I don't even know who this woman is.
Seni izliyordum ve dedim ki, " Bu kadının kim olduğunu bile bilmiyorum.
I mean, this could either feel dinky or it could feel epic, so, let's go big, let's make it visceral, let's make it like a...
Yani bu önemsiz de görülebilir, destansı da, bu yüzden işi büyütelim, içgüdüsel yapalım, lanet olası bir...
I feel like I'm supposed to ask you if this is what you want.
İstediğin şey bu mu diye sormam gerekiyormuş gibi hissediyorum.
Even if we get all the money we need, what is this gonna look like?
Gereken parayı alsak bile bu nasıl bir şey olacak?
I'd like to toast my mother for organizing all this.
Bunu düzenlediği için anneme kadeh kaldırmak istiyorum.
When we get home, this'll just be like a dream.
Eve döndüğümüzde, burası bir rüya gibi olacak.
But I need to know if... Like everything else in this realm, is he better off without me? "
Ama şunu bilmem gerekiyor... bu diyardaki diğer herşey gibi... o da mı bensiz daha iyi? "
And she'll know I'm her mom because there's this, like, touch thing and this smell thing when she's born.
Ve o bilir ki ben onun annesiyim Çünkü bu böyledir, yani, dokunma yüzünden Ve bebek doğduğundaki koku yüzünden.
I know this place looks like a shanty town to you, but we do actually keep records here, charts.
Buranın senin için gecekondu olduğunu biliyorum, Ama biz burada gerşekten formları dolduruyoruz.
We lay hands on each other so we feel like we're all in this together.
Hepimiz birbirimize bağlıyız Öyleyse bu Hepimiz bu işte birlikteyiz.
So is this, like, my stove, or...
Bu ocak benim mi şimdi?
The boyfriend always denied involvement and it was looking like he was going to get away with it due to lack of evidence, until his bloodstained clothing was found in this area.
Oğlan her zaman suçu reddetti ve kanıt eksikliği yüzünden kurtulacakmış gibi görünüyordu, Ta ki bu bölgede kan lekeli kıyafeti bulunana kadar.
At this point, I'd like to stress that on the night of
Bu noktada, Timothy Ifield'in ölümünün gecesinde...
This is beginning to feel like a life's work.
Bu yeni bir hayat başlıyor gibi hissettiriyor.
This one looks most like Teddy.
Bu çocuk Teddy'ye çok benziyor.
But I would like to hear more about this dog you guys are thinking of getting.
Ama almayı düşündüğünüz şu köpekten bahsedebilirsiniz.
This black and white linoleum in, like, a chevron pattern.
Kol şeridi deseninde siyah ve beyaz bir muşamba.
Do you ever wonder what he was like before this place?
Bu yere gelmeden önce nasıl biriydi sence, düşünebiliyor musun?
And there's this feeling, like we're already dead.
Ve sanki çoktan ölmüşüz gibi hissediyorum bir de.
And how... I didn't tell you this, but I heard banging inside, like someone wanted to get out.
Ve nasıl... ki bunu sana söylemedim ama birinin içeriden sesler çıkardığını aynı biri çıkmaya çalışıyor gibi.
This look like an Avis to you? Look.
- Araç kiralama şirketi mi sandın burayı?
Someone who didn't travel to this world like the rest of us.
Bizler gibi bu dünyaya yolculuk etmeyen biri.
This does actually seem, like, a little...
Bu cidden sanki biraz şey...
Klaus Baude-liar, would you like to get out of bed this instant?
Klaus Baude-laçka, derhâl yataktan çıkmaya ne dersin?
I mean, all this time we're after the Witness. It's like chasing a ghost.
Bunca zamandır hayalet kovalar gibi Tanık'ın peşindeydik.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]