Like this one translate Turkish
6,202 parallel translation
Just like this one.
Bir araç, tıpkı şunun gibi.
I've never packed a barrel like this one before.
Bunun gibi bir namluyu daha önce hiç kullanmamıştım.
I mean, you get, like, a blind turn like this one, you have to...
Yani burası kör viraj gibi. Dikkatli olmalısın.
Foust : I mean, you get, like, a blind turn like this one, you have to...
Yani kör viraj gibi.
These are the three words which caused Dr Skarosa to set up institutes, like this one, all over the world to protect the dead.
Bunlar, Dr. Skarosa'nın dünyanın her köşesinde ölüleri korumak için bunun gibi enstitüler kurmasına neden olan sözler.
You'll like this one.
Sürekli. Bunu seveceksin.
ASTRONOMER BRENDA FRYE IS PART OF A TEAM USING MASSIVE GROUND-BASED TELESCOPES LIKE THIS ONE AT KITT PEAK, ARIZONA.
Gök bilimci Brenda Frye ekibin bir üyesi yer tabanlı muazzam teleskopları kullanıyor bunun gibi Kitt zirvesinde, Arizona'da.
Tug. Just like this one.
Sadece bunun gibi römorkörler.
- But I like this one.
- Ama ben bunu seviyorum.
Trust me. You're gonna like this one.
Güven bana, bunu seveceksin.
I already know what you think because I have conversations like this one five times a day.
Ne düşündüğünü biliyorum, çünkü böyle konuşmaları günde beş kere yapıyorum.
You're gonna lose gems like this one... Ahem. " The only longstanding relationship in BoJack's life is with his agent, Princess Carolyn.
Böyle bir hazineyi kaybedeceksin... " BoJack'in hayatındaki tek uzun süreli ilişki menajeri Princess Carolyn'le olan ilişkisidir.
- But you know, on the other hand, I worry that conversations like this one often dismiss her as a mere puppet of the industry...
Hmm... Ne? Korkarım bu tip konuşmalar sektörün onu bir kukla gibi dışlamasına sebep oluyor.
Ten years ago, Randall Milkie took an 1813 Liberty penny just like this one and sewed it into the heads of each one of his victims.
On yıl önce Randall Milkie aynı bunun gibi 1813 yılından bozuk paralar çaldı ve her kurbanının kafa tasına soktu.
Hmm, looks like this one's just for me.
- Sadece bana gelmiş sanırım.
Oh, I like this one.
- Bu ufaklığı sevdim.
I like this one.
Buna ne dersiniz?
All you did was make it to round two. Oh, so you thought this was gonna be like one of those early Tyson fights, the ones that only lasted 45 seconds.
He yani bunun Tyson'ın sadece 45 saniye süren eski dövüşleri gibi olacağını sanıyorsun öyle mi?
There's only one dummy dumb enough to do something like this.
Bunu yapabilecek salaklıkta sadece bir salak var.
Only one place on earth like this.
Dünyada böyle tek bir yer var.
Yeah, I-if... if I ever end up in a box like this, I'd like to know that there's at least one person out there who'd go look for me.
Bir gün ben de böyle bir kutuya girersem en azından beni arayacak biri olduğunu bilmek isterim.
No one's ever believed in me like this before.
Kimse daha önce bana bu şekilde inanmamıştı.
No one's ever believed in me like this before.
Kimse bana hiçbir zaman bu şekilde inanmamıştı.
This sounds like more than one bee.
Bu ses bir arıdan fazla gibi görünüyor.
Is this, uh, designed to power a grid like the one before?
Bu önceki gibi sisteme güç vermek için tasarlanan bir şey mi?
Once this one goes down, the others fall like dominos.
Biri düştüğünde diğerleri takip eder, aynı domino taşları gibi.
Yeah, this one said, "Final." Now, what the hell are we even doing here anyway? We got like a 117 million problems and worrying about our status on the lacrosse team is not one of them.
117 milyon problemimiz varken ve lekros takımındaki durumumuz için endişelenmek bu sorunlardan biri değilken biz burada ne arıyoruz?
Well, this one looks like it's been modified.
Bu modifiye edilmiş gibi.
Number one, you cannot, may not, will not go after any member of the Zale family in this city like some Olsen twin with a magnifying glass.
Bir ; bu şehirde, Olsen Kardeşler gibi eline bir büyüteç alarak Zale Ailesi'nden kimsenin peşinden gidemezsin, gidemeyeceksin, gitmeyeceksin.
Do you really think that they could do something like this and no one would know?
Gerçekten kimse duymadan böyle bir şeyi yapabileceklerini mi sanıyorsun?
Only one problem... there's no pictures of this guy, so no one knows what he looks like.
- Ve kimse onun neye benzediğini bilmiyordu.
All right, she may not look like much, but letting this one go - - big mistake.
Tamam öyle görünmüyor olabilir ama bunu bırakmak iyi bir fikir değil.
Just like the one that I had before this happened to me.
Tıpkı bunlar başıma gelmeden önce olduğu gibi.
Now, this is what one looks like.
- Şuna benziyor. - Fevkalade ama buharlı taraka...
Plus, this one, it's, like, one level worse than ours, so Becca can never beat me.
- Ayrıca bu, bizim evdekinin bir alt modeli yani Becca asla beni geçemeyecek.
I had this sweater, and it was a work sweater because it only seemed work apropes, but then one time, I wore it out to dinner and I was like, " oh, dang!
Benim bi süveterim vardı, sadece iş süveterim. Çünkü sadece işe uygun görünüyordu, ama sonra bikere dışarda bir yemekte giydim. O zaman "dank" etti, süveterim her yerde güzeldi.
Just when you think this guy couldn't outdo his last one, he goes and does something like this.
Sen böyle düşünüyorsun adam üstün gelmek için, gidiyor ve böyle şeyler yapıyor.
I remember this one time, he hit this, like, nasty chip shot.
Bir keresini hatırlıyorum da çok kötü çip atış atmıştı.
One never knows in a situation like this...
Böyle bir şeyi yaşamayan bilemez...
Didn't even look like you came to bed for one minute. I had this idea.
Yatak bir dakika yatmışsın gibi bile görünmüyordu.
This is just like the one my mother had.
Aynı anneminki gibi.
I apologize for barging in like this, but we have news from one of our scouts.
Böyle birden bire içeri daldığım için özür dilerim ama gözcülerimiz haber getirdiler.
Gonna have one big right arm like a Fiddler crab when this is over.
Bu iş bitince yengeç gibi uzun sağ kolum olacak.
Is this another one of your girlfriends like I am?
Benim gibi başka kız arkadaşlarından biri mi?
It sounds like they're jamming every frequency but this one.
Bunun dışında bütün frekansları engelliyorlar sanki.
Oh, ho, with a resume like this, you should be the one hiring a driver.
Böyle bir özgeçmişle şoför tutan sen olmalısın aslında.
He sai that no one knows the avionics on this thing like Fitz.
Bu şeydeki havacılık sistemini Fitz kadar bilen kimsenin olmadığını söyledi.
And finally, this one guy with, like, a safety pin through his nose and a-a "kill everything" tattoo looks up, and he says, "Sorry, sir."
Sonunda burnunda demir olan ve her şeyi öldür yazan dövmeli bir adam gelip ona baktı ve üzgünüm bayım dedi.
- Take one like this, idiot.
- Biraz da böyle çek dangalak.
Like, how does one go about this tricky business?
Bu alengirli işten falan mı bahsedeceğiz?
If it weren't for me, you wouldn't end up like this.
Benim için öne atılmasaydın bu şekilde yaralanmayacaktın.
like this 2040
like this guy 19
this one 1756
this one's on me 62
this one's for you 107
this one's on the house 18
this one's nice 16
this one here 92
this one right here 36
this one is for you 16
like this guy 19
this one 1756
this one's on me 62
this one's for you 107
this one's on the house 18
this one's nice 16
this one here 92
this one right here 36
this one is for you 16
this one's my favorite 23
this one too 30
this one's different 27
this one's special 17
this one's called 26
this one's mine 73
this one's yours 39
this one time 84
this one's 37
this one's good 21
this one too 30
this one's different 27
this one's special 17
this one's called 26
this one's mine 73
this one's yours 39
this one time 84
this one's 37
this one's good 21
this one says 29
this one is 58
this one does 25
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
this one is 58
this one does 25
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more thing 865
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more thing 865
one moment 967
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142