English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It stinks

It stinks translate Turkish

1,147 parallel translation
Boy, it stinks in this place.
Burası çok pis kokuyor.
He was old. His hide is though, it stinks.
Hayvan zaten kocamış postu çok sert, leş gibi kokuyor!
- It stinks in here, man. Goddamn!
- Burası berbat kokuyor, allah kahretsin
It stinks in here, man.
Burası beni öldürüyor adamım
It stinks.
Rezalet.
It stinks in here.
iğrenç kokuyor.
It stinks! How dare you!
Bu ne cüret!
Oh, no. It stinks!
( Çavuş Dedektif Frank Arriola ) Tabii canım, dandik iki kiloluk iş zaten!
It's dark in here, it stinks, it's ugly!
Burası karanlık, evin rezalet!
- Because it stinks.
- Çok kötü de onun için...
And it stinks like a dung heap!
Hayvan dışkısı gibi pis kokuyor!
- It stinks.
- Berbat.
Jeez, it stinks in here.
Burası iğrenç kokuyor.
It stinks in here.
Pis bir koku var.
It stinks!
Leş gibi!
Kimo, it stinks like last year in here.
Kimo, burası leş gibi kokuyor.
I said it stinks because it stinks!
Koktuğunu söyledim çünkü kokuyor.
It stinks.
İğrençti.
We've got to refrigerate this, it stinks.
Bunu dondurmamız lazım, kokuyor.
- It stinks.
- Kokuyor.
- It stinks!
- Kokuyor
Christ, it stinks in here...
Christ, burası iğrenç kokuyor...
It stinks like oil...
Daha çok yağ gibi...
- Call me crazy, but it stinks of lion.
- Bana çılgın diyebilirsin ama şöhret kokusu alıyorum.
- It stinks of apes.
- Maymun gibi kokuyor.
Phew, it stinks here.
Burası iğrenç kokuyor.
It stinks like rotten flowers.
Çürümüş çiçekler gibi kokuyor.
- It stinks.
- Kokuşuyor.
- It stinks in here.
- Leş gibi kokuyor.
And, Frank, the coffee, it stinks.
Ve, Frank, kahven leş gibi.
It stinks, but it's a great town.
İğrençtir ama müthiş bir şehirdir.
It stinks of fish.
Ölü balık kokuyor.
It stinks down there.
Aşağısı çok kötü kokuyor.
- God, it stinks.
- Çok kötü kokuyor.
I know that it stinks.
Biliyorum, bu pis bir iş.
It stinks.
Berbat kokuyor.
It stinks.
İğrenç oldu.
That " s why it stinks!
O yüzden kokuyor!
It stinks!
Kokuyor!
- Fish stinks from the head, does it not?
- Balık baştan kokar öyle değil mi?
It stinks here.
Burası zıvanadan çıkmış.
- It stinks down here!
- Seni fare!
Harvitz! Pick up that shirt or I'll make you eat it. lt stinks!
Şu tişörtü yıka yoksa onu sana yediririm.
It sure stinks...
# Kesin pis kokuyordur...
It probably stinks to high heaven.
Muhtemelen kokusu göğe kadar yükseliyordur.
He sweats and stinks and he can't make it.
Terliyor, kokuyor ve beceremiyor.
Your breath stinks of it.
Nefesin böyle kokuyor.
Your skin stinks of it.
Derin böyle kokuyor.
That dog stinks. It's disgusting.
Bu köpek kokuyor.
Hell, I could take you through it step by step explaining why your story stinks.
Hikayeni seninle gözden geçirip niye boktan olduğunu tek tek açıklayabilirim.
I work all day and my life stinks... and it's your goddamn fault, you old bastard.
Tüm gün çalışıyorum ve berbat bir hayatım var bunların hepsi senin suçun yaşlı piç.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]