It will be translate Turkish
23,907 parallel translation
Do you think it will be weird for us... working in a corporate setting?
Şirkette beraber çalışacak olmamız sence bizim için garip olur mu?
It will be embroiled in a legal quagmire for years.
Yıllarca yasal bir çıkmaz içinde kalacak.
It will be?
Öyle mi?
It will be okay.
Her şey düzelecek.
It will be months before you see him at court again.
Onu tekrar sarayda görmen aylar alacak.
Well, if the tariffs are gone... The exports... no, it will be the income.
Ama Taerang stajyerlik vasıtasıyla tam zamanlı çalışan arıyor.
It will be okay, Seol. Heart.
Her şey iyi olacak.
I almost wish it were over. It will be.
- Neredeyse bitmesini dileyeceğim.
It will be a spectacular...
Bu muhteşem bir...
Now, all of you have permits and nice big backpacks, so you are welcome to begin your hikes, but it will be a brutal first day.
Hepinizin izinleri ve güzel, büyük sırt çantaları var, yani gezinize başlayabilirsiniz ama oldukça ağır bir ilk gün olacak.
And it will be seen as a move of independence.
Ve bu bir bağımsızlık olarak algılanacak.
Claude, I don't think it will be much fun.
Claude, bunun çok eğlenceli olacağını sanmıyorum.
It will be spat upon.
Üzerine tükürülecek.
It will be done.
Oldu bil.
Show up tomorrow early in the morning, fulfill your duty and it will be as if nothing happened.
Sabah erkenden gelin hiçbir şey olmamış gibi görevinizi tamamlayın.
It will be an honor, and indeed a pleasure, to be partnered with a man as firm and hard in his dealings as you.
Sizin gibi anlaşmalarında zorlu ve sert bir adamla ortak olmak bir onurdur ve kesinlikle bir zevktir.
It will be in every newspaper by the evening edition.
Fotoğraf, bütün gazetelerin akşam basımında yer alacak.
Retribution does not come quick, but it will be glorious.
İntikam hızlı gelmiyor ama çok görkemli olacak.
I'm sure it's quite an adjustment, but with your help, soon the residents will be fully trained...
Bir sürü eksiklikler olduğuna eminim ama yardımınızla birlikte stajyerler yakında eğitimlerini tamamlayacak...
It is being used to smuggle young girls into Syria, where they will be raped and beaten and raped again for the rest of their lives.
Genç kızları Suriye'ye sokmak için kullanılıyor. Tecavüze uğrayacaklar, dövülecekler ve tekrar tecavüze uğrayacaklar, hayatları boyunca.
Or will that just be something else you forget and I'll have to hear about it seven years later?
Ya da bu unutacağın ve benim de 7 yıl sonra öğreneceğim bir başka şey mi olur?
What will it be like when I return? Cold.
- Döndüğümde nasıl olacak peki?
This will be an end to it all.
Bu her şeyi bitirecek.
- I thought, maybe this is it, maybe... maybe the planes will take us out and this will all be over.
- Dedim ki, belki de budur. Belki de uçaklar hepimizi ortadan kaldırır ve tüm bunlar sona erer.
So it has to be balanced because any small vibration it will blow up.
Doğal olarak dengelenmesi gerekir. Çünkü en ufak bir titreşim bile patlamaya sebep olur.
I believe in the agency, so what I'm willing to give you will be limited, but we're talking because everyone's getting the story wrong and we have to get it right.
Örgüte olan güvenim tam, bu yüden size vereceğim bilgiler,... sınırlı olacak. Konuşuyorum çünkü,... herkes hikayeyi yanlış biliyor,... ve bunun düzeltilmesi lazım.
And will it be free hot dogs or will everyone have to buy their own?
- Aynen. Sosisliler bedava mı olacak yoksa herkes kendisi mi alacak?
You'll come to a couple of the shows, and give us any ideas that will help make it all that it can be.
Gösterilerin birkaçına gelip olabileceğinin en iyisi olması için bize fikir vereceksiniz. Kim var?
I drink it up! " - It's from There Will Be Blood.
- Kan Dökülecek'ten.
If we can find real evidence of this, and I can get it to Elizabeth, she will be forced to rescind her offer to name you her successor.
Eğer bunun gerçek delilini bulabilirsek ve Elizabeth'e götürebilirsem seni varisi yapma konusundaki teklifini geri çekmek zorunda kalacaktır.
It will always be the bastard of a fallen lady.
Daima düşmüş bir kadının piçi olacak.
It is yet unclear if the Providence levees will be able to sustain a category-five storm.
Providence deniz setinin besinci katagoriden bir firtinaya dayanabilicegi net degil hala
- Be that as it may, I will pretend I didn't hear that.
Ne olursa, ben bundan duymamış gibi olacağını olun.
It's never been that way with us, it never will be.
Bizimle bu şekilde olmamıştı, asla da olmayacak.
If it doesn't work, we'll hardly be asking for our money back, will we?
Eğer işe yaramazsa, paramızı zar zor geri alabileceğiz öyle değil mi?
They will move on, it will all be forgotten.
Onlar yollarına devam ederler, her şey unutulur.
Yeah, but it will damn well be your last if you ever call me that again.
Evet ama bana bir daha öyle seslenirsen, söyleyeceğin son sözler bunlar olur.
It will only be a couple of days.
Sadece birkaç gün sürecek.
He'll be gone. Her heart will be broken, and then it'll be little old me picking up all the broken pieces...
Annemin kalbi kırılacak, geriye kırık parçaları toplayan ben olacağım.
I thought it might be a nice idea for us to take some cases together, so we will start tomorrow with the Flemings.
Bazı vakalarda birlikte çalışmamız iyi olabilir diye düşündüm o yüzden yarın Fleming ailesiyle başlayacağız.
It's very hard to know what kind of sexual response will be possible with James, but the goal in any case like this would be to experiment with neural rewiring.
James'in ne tür bir cinsel tepki verebileceğini bilmek çok zor ancak böyle vakalarda hedef deney yaparak sinirsel şekillendirmedir.
I guarantee you we will not be the first patients to balk at being observed... we've seen it ourselves.
Gözlenmekte tereddüt eden ilk hastalarının biz olmadığımıza garanti veririm, bunu kendimizde de görmüştük.
It'll be... It's gonna start as something small that will snowball into something big, and there will be blood.
Yoksa küçücük bir şeyden kartopu gibi bir şeyden büyük bir çığa dönüşecek ve kan dökülecek.
I mean, I-I will be once it all kind of comes together.
İlk kez bu kadar çok ameliyat gereken bir hastam oldu.
And when word spreads of their disappearance, which it will, we will be as shocked and disturbed as everyone else.
Kaybolduklarına dair haber yayıldığında ki yayılacak diğer herkes kadar şaşıracağız ve rahatsız olacağız.
If you refuse John Knox, as you suggest, it tells him you are a decisive and formidable ruler who will not be bullied.
John Knox'u önerdiğin gibi reddedersen ona kararlı, zorlu, gözü korkutulamaz bir hükümdar olduğunu gösterir.
It is my hope that you will be my partner and collaborator, as we witness the birth of this new world.
Umarım benim ortağım ve arkadaşım olursun ve bu yeni dünyanın doğuşuna birlikte tanıklık ederiz.
And, then, in time, you will not even be able to see it.
Daha sonra ise, zamanla, görünemeyecek bile.
No, it will only be a failure if you stop trying.
Hayır, çabalamayı kestiğiniz zaman başarısız olursunuz.
This piece of evidence makes it all but certain that Kristian Herz will be found guilty of the abduction of Alice Webster.
Bu kanıt Kristian Herz'ün, Alice Webster'ın kaçırılışında suçlu bulunmasının kaçınılmaz olduğunu gösteriyor.
If I leave, it is going to be your fault, and you will join the great unemployed wasteland that is your generation.
Eğer gidersem bu senin suçun olacak, ve büyük işsizler çoraklığına katılmış olacaksın. Senin jenerasyonun oraya ait.
it will be okay 32
it will be done 36
it will be alright 29
it will be fun 47
it will be ok 17
it will be fine 78
it will be my pleasure 19
it will be difficult 18
it will be too late 36
it will be all right 41
it will be done 36
it will be alright 29
it will be fun 47
it will be ok 17
it will be fine 78
it will be my pleasure 19
it will be difficult 18
it will be too late 36
it will be all right 41