English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ J ] / Join them

Join them translate Turkish

949 parallel translation
I guess he's going to join them.
Sanırım onlara katılacak.
Well, you see, when i left the theatre tonight, i was invited to join them. Wait. Wait a minute, wait a minute.
Bu gece tiyatrodan ayrılırken onlara eşlik etmek için davet edilmiştim.
And we are cowards if we don't join them.
Ve onlara katılmazsak birer korkağız.
A bunch of old men sit around and dream about reforming the world and you, two-feet-on-the-ground Conway, want to join them.
Bir sürü yaşlı adam oturmuş dünyayı yeniden yaratma hayalleri kuruyor... ve senin gibi aklı başında biri onlara uyuyor.
Yes, we're going to Corsica to join them.
Evet onları görmeye Korsika'ya gidiyoruz.
I think I'll join them.
Ben de onlara katılıyım.
I'm separated from the others but will join them as soon as possible.
Ben diğerlerinden ayrıyım ama en kısa sürede onlara katılacağım.
I will join them and be young with the young.
Onlara katılayım, gençler arasında ben de gençleşirim.
Let those of us who remain drink to our dead and to that bright tomorrow when we shall join them in a better, happier world.
Geride kalan bizler ölülerimize ve o parlak yarına içelim. O gün daha iyi ve daha mutlu bir dünyada onlara katılacağız.
I always say, if you can't whip them, join them.
Hep söylerim, eğer birini alt edemiyorsan, yanında yer al.
Why don't you join them, and save your questions until tomorrow?
Onlara katılıp sorularınızı yarına bırakmaya ne dersiniz?
Join them together and be their first king.
Onları birleştirir, ilk kralları olursun.
Allen, you join them at the same place with the steers from the mesa.
Allen, sende aynı yerde onlara katılacaksın.
I might go and join them!
Bende gidip onlara katılabilirim.
I'd join them if I were younger.
Genç olsaydım ben de onlara katılırdım.
You'll never join them while I'm alive.
Ben yaşadıkça onlara katılamazsın.
I almost hate to see you join them with only a bullet in you.
Sadece bir kurşunla onlara katıldığını görmekten adeta nefret ediyorum.
I'll finish this chapter and join them.
Bu bölümü bitirince onlara katılırım.
Would you like to join them?
- Onlara katılmak ister misiniz?
- And I'm going to join them.
- Ben de onlara katılıyorum.
Come and join them.
- Söz etmek mi? Gelip katılsanıza,
I wish I could join them.
Bende onlara katılmak isterdim.
- You should go join them.
- Git sen de onlara katıl.
Go join them.
Git hadi onların yanına.
I burst with pride thinking I could join them already armed.
Onlara silahlı halde katılıyor olmak gururumu okşuyordu.
Then you lose us and join them.
Sonra siz kardeşler bizi ekip onlarla buluşursunuz.
Your brothers cut loose to join them.
Ağabeylerin onlara katılmak için kaçtılar.
May the gods bless you as you go to join them in the land of the dead.
Tanrılar seni kutsasın ölüler diyarında onlara katılmaya giderken.
After all, if you can't lick them, join them.
Ne de olsa, baş edemiyorsanız, onlara katılın.
Say, you could join them.
Bak, onlara sen de katılabilirsin.
Lance, I don't want to join them.
Lance onlara katılmak istemiyorum.
I work on a farm, but I was forced to join them.
Ben bir çiftlikte çalışıyorum, ama onların arasına katılmaya zorlandım.
Will you join them?
Onlara katılmak ister misiniz?
The dogs still pursued bears and held them at bay hoping inuk would join them for the kill.
Köpekler hala, Inuk'un öldürmek için onlara katılacağını umarak ayıları kovalayıp kıyıda tutuyorlardı.
You will supply 300 men by tomorrow at midnight to join them.
Ve yarın gece yarısına kadar onlara katılacak 300 adam hazırlayacaksın.
A few miles from here, people are fighting and dying... and we must join them. But I swear... on the bodies of these two people... that the day will come when Arab and Jew will share... in a peaceful life... this land that they have always shared in death.
Birkaç kilometre uzakta savaşan ve ölen insanlar var, onlara katılmalıyız ama bu iki kişinin cesedi üzerine yemin ediyorum Araplarla, Yahudilerin ölümde hep paylaştıkları toprakları, huzur içinde paylaşacakları bir gün gelecektir.
And if you don't mind, I think I'm going down and join them.
Sakıncası yoksa ben de aşağı inip onlara katılacağım.
Around Capua, they ravaged the countryside... forcing other slaves to join them.
Capua civarındaki çiftlikleri yakıp yıkıyorlar... başka köleleri de kendilerine katılmaya zorluyorlar.
They forced me to join them.
Beni zorla yanlarına aldılar.
I'm going to tell them that you and your father... will also join me for cocktails before dinner.
Yemekten önce sizin ve babanızın aperitif için... bize katılacağınızı söyleyeceğim onlara.
As for those good Christians who don't side with the boyar princes or the well-known families, and are of humble origin and ready to serve the Tsar faithfully, the Tsar summons them to join his bodyguard and to swear allegiance to him at the hamlet of Alexandrov.
Boyar prensleri tarafından olmayan ya da iyi aileden ve mütevazi soydan gelen, Çar'a gönülden hizmet için hazır olan iyi Hıristiyanlara gelince Çar onları Alexandrov'un küçük kasabasında muhafızlarına katılmaya ve sadakat yemini etmeye çağırıyor.
- I should like to join them at once.
- Hemen yanına gitmek istiyorum.
We might join up with them.
Onlara katılabiliriz.
Come join the rest of them in the mess hall.
Gel diğerlerine katıl.
I was on my way to join them.
Onlara katılmaya gidiyordum.
I don't intend to let them join forces.
Onlarin güçlerini birleºtirmesine izin veremem.
Isn't it the Caddo name for where all them canyons join under the Malapai?
Bu, Malapai altında bütün kanyonların birleştiği yerin Kaddo dilindeki adı değil mi?
I sent my plane down for them, and had them join me in Stockholm.
Yanlız bir kez onları alması için uçağımı gönderdim. Stockholm'de buluştuk.
We were to join a paratrooper unit, but only 30 of them landed alive.
Paraşütçü birliğine katılacaktık ama sadece 30 tanesi canlı inebildiler.
I told them I'd join partisans in the forest if they don't agree.
Kabul etmezlerse, ormandaki partizanlara katılacağımı söyledim.
When you want to join a street gang, you got to go along with them.
Mahalle çetesine katılmak istersen onların yolundan gitmek zorundasın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]