English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Laugh

Laugh translate Turkish

15,467 parallel translation
They used to laugh at me.
Eskiden bana gülerlerdi.
Think they'll laugh at me now?
Şimdi gülebilirler mi sence?
Now, you and Snotlout, that's a match made in Valhalla. [both laugh]
Şimdi, sen ve Snotlout, işte bu Valhalla'da yapılmış bir eşleşme.
You could use a good laugh.
Biraz gülmek sana iyi gelir.
Like you laugh when you sneeze.
Mesela hapşırınca gülüyorsun.
I'd laugh, but I'm biologically incapable.
Gülerdim ama biyolojik olarak elimden gelmiyor.
I never saw it fail to get a laugh.
Ve her seferinde buna gülen birileri oldu.
I got to laugh at myself here.
Şu an kendime gülüyor olmam lazım.
I'm having a little laugh at myself because I just realized I haven't run this whole decision past my wife.
Şu an kendime gülüyor olmam lazım çünkü... henüz bu fikri eşime... sunmadığımın farkına vardım.
You didn't laugh at the scene in the bar.
Bardaki sahneye gülmedin.
We got the biggest laugh I ever heard with that "gag me with a spoon" joke.
"Şimdi kusacağım" esprisine bu kadar gülündüğünü görmemiştim.
Who's gonna make you laugh and feel good about yourself?
Seni güldürüp iyi hissettirecek bir adam.
If you could at least laugh at me...
En azından bana gülsen...
The pigs had the last laugh!
Son gülen domuzlar oldu.
By all means if only I can laugh in your face when Nik heals me.
Hiç durma... Nik beni iyileştirdiğinde yüzüne güleceğim.
♪ Laugh and cry ♪
# Güldüren ve ağlatan adam var #
♪ Laugh and cry ♪ ♪ He's... a...
# Güldüren ve ağlatan adam var #
Sometimes I don't understand why people laugh.
Bazen insanların neden güldüğünü anlayamıyorum.
Aah! If you think you're getting away from me, you've got a crazy laugh coming, friend.
Benden kurtulabileceğini sanıyorsan, sana çılgınca bir kahkaha basıyorum dostum.
Do not make me laugh right now.
Şu an beni güldürme.
CHILDREN TEASE AND LAUGH BOY : Come on!
- Hadi bu taraftan.
- Don't laugh.
- Gülme.
- Don't fucking laugh!
- Gülme demedim mi lan!
Yeah, not if you laugh at Nora.
- Nora'ya gülmüşsen iyi olmuyor.
'Cause it makes my friends laugh?
- Arkadaşlarımı güldürmek için mi?
♪ Laugh and cry ♪ ♪ He's... a... Fam... ily...
# Güldüren ve ağlatan adam var #
* Laugh and cry *
# Güldüren ve ağlatan adam var #
I can't laugh about it.
- Bu konuda gülemiyorum.
I thought you'd laugh.
- Bana güleceğini düşündüm.
Okay, laugh it up there, okay, squint girl, huh?
Tamam, yeterince güldün, tamam mı inek kız?
Hey, don't laugh. My uncle had a Sasquatch pelt.
- Dalga geçme, amcamda koca ayak derisi var.
I don't know whether to laugh or to shoot you.
- Sana gülsem mi ateş mi etsem bilemedim.
Well, I mean, did she laugh?
- Güldü mü?
Laugh it up, tick magnet.
Gül bakalım, kene mıknatısı.
Looks like I got the last laugh, Justice League.
Son gülüşümü aldım sanki. Adalet Ligi.
Laugh it up.
Dalganı geç bakalım.
For you He'd laugh his ass off about that if he were here.
Burada olsaydı gülmekten yerlere yatardı.
Crazy laugh.
Çok güler.
- No, I'd laugh.
- Yok, ben gülerim.
People don't laugh extra hard at my jokes.
İnsanlar esprilerime abartılı şekilde gülmüyor.
And Happy, the world's unfunniest person, tried to make strangers laugh.
Happy de, dünyanın en sıkıcı insanı yabancıları güldürmeye çalıştı.
Students at college said he was a good laugh, liked a beer.
Öğrencilerinin dediğine göre eğlenceli biriymiş. Birayı severmiş.
Do you have a good laugh about me behind my back?
İyi gülüyor musunuz bari arkamdan?
His laugh, man.
İyi gülerdi.
When he laughs, you have to laugh.
O güldüğünde, sen de gülmek zorunda kalıyordun.
[groans ] [ both laugh ] [ both grunting] Uh, Hiccup, you might want to come take a closer look at this.
Hiccup, buraya gelip buna yakından bakmak isteyebilirsin.
[Both laugh] Good one, Morty.
İyi dedin, Morty.
[both laugh] Well, you can.
Gidebilirsin.
[stifles a laugh] She thinks if she just tells the husband, everything will work out, but, you know, he's...
Eğer kocasına söylerse her şeyin çözüleceğini zannediyor.
[both laugh]
Zor bir ameliyattı ama iyi gitti.
It's a place to laugh.
Burası mutluluğun adresi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]