Laugh it up translate Turkish
192 parallel translation
- Laugh it up for the camera.
- Kameraya gülün.
Laugh it up!
Gülün!
900 miles, through every cop between here and the coast and you laugh it up like a couple of clowns.
Burası ve sahil şeridi boyunca bir sürü polisin olduğu 1450 km ama siz iki soytarı gibi kıs kıs gülüyorsunuz.
Laugh it up. Somebody'll kill you.
Sonunda biri seni öldürecek.
Laugh it up, bastards!
Gülün bakalım şerefsizler!
Laugh it up, kid.
Gülümse yavrum.
Laugh it up, boys.
Gülün bakalım çocuklar.
Laugh it up.
Siz, kendinize gülün.
Laugh it up, fuzzball but you didn't see us alone in the south passage.
Sen gül bakalım tabii bizi güney kapısının orada görmedin.
Laugh it up.
Biraz gül.
Life must be great if you can laugh it up.
Tadını çıkarabiliyorsan hayat harika olmalı.
Laugh it up!
Gül bakalım!
Come on, laugh it up!
Hadi, gülsene!
Yeah, alright, laugh it up.
Peki, gül bakalım.
Yeah, laugh it up.
Evet, ne güzel, gül buna.
Laugh it up, wise guy.
Sen gül bakalım ukala.
Laugh it up.
Gülün bakalım.
Laugh it up, funny man.
Gül buna, komik adam.
Oh, yeah, laugh it up.
Tamam, gül bakalım!
Laugh it up, but the joke's on you because we don't need to get divorced.
Gülün bakalım, ama son gülen ben olacağım çünkü boşanmamıza gerek yok.
Laugh it up, ya punks.
Gülün bakalım, serseriler.
Laugh it up, you guys.
Hep birlikte gulun.
Laugh it up now, you miserable little punk!
Şimdi de gül bakalım, seni sefil serseri! Gül!
- Can we laugh it up in your apartment?
- Dairende gülebilir miyiz?
Laugh it up.
Gül.
Laugh it up, fellas.
Hadi gülün çocuklar.
[Water splashing] Laugh it up, sea monkeys.
Basın kahkahayı, deniz maymunları!
Laugh it up, pee-pee pants.
Gül bakalım, sidikli.
You laugh it up, smiley.
Buna güldün şebek.
- Laugh it up, fuzzball.
- İstediğin kadar alay et, budala.
Yeah, you guys laugh it up, but this happens to be a collectors'item, cost me 70 bucks on eBay.
Bu koleksiyonu yapılan bir şey. Tam 70 papele eBay'den aldım. - Buna 70 dolar mı verdin?
Ha-ha. Laugh it up now, man,'cause fun time is over.
Şimdi gülebilirsin, çünkü eğlence zamanı bitti.
It makes others laugh He can pull off a man's headed like you'd pull up a daikon.
Adamların kafalarını yerden turp söker gibi koparabilir.
It told her how he intended to keep her tied up until she died a bitter old woman, alone and unloved, that he would come and laugh over her as she lay in her coffin.
Mektup, onu, yalnız ve sevilmeyen sevimsiz bir yaşlı kadın olarak ölünceye değin ne denli toparlamağa niyetlendiğini, tabutunda uzanırken gelip, ona güleceğini anlatıyordu.
We'll have the last laugh, and it's not "and Him" up there.
Yukarıda değilse bile ona da.
Laugh it up, pee-pee pants.
Çeviri : baracuda78
Oh, yeah, sure, laugh it up.
Gülün.
And now I want to invite you all up here on the floor to dance, because it's my turn to laugh.
Ve şimdi de sizleri dans pistine davet ediyorum. Benden bu kadar.
He laughed? Was it like a I'm-not-gonna-show-up-in-court laugh, or more of a nice-try - but-you're-not-getting-off laugh?
Güldü mü? "Mahkemeye gelmeyeceğim" gülüşü müydü yoksa "paçayı kurtaramazsın" gülüşü mü?
Go ahead, laugh it up.
Dalga geç bakalım.
You know, you never know with necks.I woke up this morning, and it hurt to laugh.
- Boyun konusunda asla emin olamazsın. Sabah uyandım ve gülünce ağrıdığını fark ettim.
I farted real loud on purpose to make the guys laugh, and I swear to God it was so heinous Susie Johnson ralphed up her Salisbury steak.
Tanrı şahidim olsun Susie Johnson bifteğinin üstüne kustu.
Yeah. Laugh it up.
Gülün bakalım.
You'll go up, you'll do your jokes here, everyone will laugh, and it'll all be over with.
Çıkacaksın, esprilerini yapacaksın, herkes gülecek ve bitip gidecek.
When we are with our friends they cheer is up, we laugh more, and that is not just nice at the time it's good for us in all sorts of unexpected ways
Sevdiğimiz dostlarımızla birlikteyken bizi neşelendirirler. Daha çok güleriz. Ve bu sadece iyi zaman geçirmek değildir.
Yes, like if you're eating pizza with them, and Lorelai decides that... the pepperoni is angry at the mushrooms because they have an attitude... and then she holds up a pepperoni and it asks for your opinion... don't just laugh.
Evet, mesela onlarla pizza yerken, Lorelai, mantarlar tavır takındığı için pepperoni'nin mantarlara kızdığını söyleyebilir. Sonra pepperoni'yi tutup sana fikrini sorarsa sakın gülme.
No, see, you forgave me earlier... and... I figured if I brought it up, we could just, you know, share a laugh.
Hayır, ama beni affetmiştin ve ben de konuyu açarsam beraber güleriz falan sanmıştım.
- Laugh it up!
İyi mi? - Gülmelisin!
They laugh at that up north or wherever it is you been?
Kuzeyde veya her nerdeysen, onlar buna gülerlerdi.
It must make them laugh, up there
Bu yukarıda onları güldürüyor olmalı
There was that thing in the Crimean War. We laugh about it now, but the fact is, I've always looked up to you.
Şimdi gülüp geçiyoruz ama işin doğrusu, her zaman seni hedef aldım.
upsy 47
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up and at' em 72
up call 187
up guy 119
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up now 50
up high 87
up against the wall 84
up and at' em 72
up call 187
up guy 119
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up now 50
up high 87