Lovelies translate Turkish
96 parallel translation
Good-bye, my lovelies!
Hoşçakalın, güzeller!
Come, my lovelies, some justice will do us good!
Haydi gelin! Biraz adalet hepimize iyi gelecek.
Go to bed, my lovelies.
Haydi güzellerim, yatağa!
Hello, my lovelies. How about a piece of sugar?
Merhaba, şeker ister misiniz?
Now, I don't know about the rest of you but that tape didn't tell any lies about me, my lovelies.
Şimdi, kalanınızı bilmem ama o teyp benim hakkımda yalanlar söylemedi, tatlılarım.
There I am with a cargo of young lovelies, a strange ship comes up alongside...
Güzellerle dolu kargomla giderken garip bir gemi yaklaşınca doğal olarak kaçtım.
Go on then, my lovelies
# Hadi tatlım, çıkın yola #
Harry Mudd, with his own crew of lovelies, aboard your vessel.
Harry Mudd, kendi sevimlileriyle senin geminde.
These lovelies?
Bu güzel şeyleri.
All right, you lovelies, hold together.
Tamam, millet. Tutunun.
My lovelies!
Canlarım!
Mr. Sophistication and his De-Lovelies!
Bay Sofistike ve güzelleri!
Crazy Horse West is proud to present... Mr. Sophistication... and his De-Lovelies!
Crazy Horse West Kulübü, gururla takdim eder Bay Sofistike ve güzelleri!
Ladies and gentlemen... Mr. Sophistication and his De-Lovelies will be along in a moment.
Bayanlar baylar Bay Sofistike ve güzelleri birazdan sizlerle olacak.
Now... Mr. Sophistication... and his De-Lovelies... are not gonna take you to Asia.
Ve şimdi Bay Sofistike ve onun güzelleri.
And... With any luck... Mr. Sophistication and his De-Lovelies will be walking down those stairs right now.
Ve eğer şanslıysak Bay Sofistike ve güzelleri şimdi merdivenlerden inecekler.
Crazy Horse West is proud to present... Mr. Sophistication... and his De-Lovelies.
Crazy Horse West gururla sunar Bay Sofistike ve onun güzelleri!
Well, then. Where did you recruit all these lovelies?
Peki de bu güzelleri nasıl bir araya getirdin?
- Coming with us, my lovelies?
- Bizimle gelir misiniz güzeller?
No, no, don't cry over me, my lovelies.
Arkamdan ağlamayın güzellerim.
- What now, my lovelies?
- Şimdi ne yapalım, güzeller? - Oyun oynayalım, Fred.
Wouldn't work if you two lovelies weren't here.
Siz iki aşıklar burada olmasanız hiçbir tadı olmazdı.
Have you seen these larcenist lovelies?
Bu sevimli hırıszları gördünüz mü?
Of all the lovelies gathered in our midst... there's but one who heads the list :
Kim için olabilir? Tabii ki Lola için.
I think it's bloody lovelies!
Bence gayet hoş!
The lovelies were buzzing around me like... like what?
En şekerli etrafımda şey gibi dolaşıyordu ne gibi?
It is so nice to talk to you, my lovelies.
Sizinle konuşmak çok hoş, şirin şeyler.
Hello, my lovelies.
Merhaba, şirin şeyler.
It just so happens that I've met many fine young lovelies on blind dates.
Genelde iyileri çıkar görüşmeden randevularda bir çok tatlı kişiye rastladım.
- Just one of my lovelies.
- Sevgililerimden biri.
Gotta get these lovelies on ice.
Bu sevimlileri buzun üstüne koymalıyız.
Tall, muscular lovelies in nothing but short-shorts and matching tank tops.
Çok yalancısın, biliyor musun? Sen koca bir yalancısın, Grace Adler. Değilim, hiç yalan söylemem.
Tall, muscular lovelies in nothing but short-shorts and matching tank tops.
Uzun, kaslı adamların üzerinde kısacık şort ve atlet var.
You two lovelies... me...
Siz iki sevgili çocuk! Ben...
Look here, lovelies, I only been here a few days, but will you explain... what the hell is this? Now, what...?
Biliyorum, birkaç gündür buradayım ama bunun ne olduğunu açıklar mısınız?
Well, that is the challenge, my lovelies.
Bu bir meydan okuma canlarım.
For those of you who fight tomorrow... I graciously lend you these lovelies.
Yarın dövüşecek olanlarınıza... bunları ödünç veriyorum.
Baby, I wasn't looking at her lovelies. Okay?
Bebeğim, göğüslerine bakmıyordum, tamam mı?
I was looking at the butterfly that just happened to _ land _ on her lovelies.
Sadece oraya konan kelebeğe bakıyordum.
Nighty-night, me lovelies.
İyi geceler, canlarım.
Shut up, my lovelies.
Kapayın çenenizi, cicişlerim.
Come on out, my lovelies.
Dışarı gelin canlarım.
- Lovelies.
- Bayanlar.
Baby, I'll be thinking about your lovelies and whatnot until the second I see you, but right now,
Bebeğim, seni görene kadar senin vücudunu düşünüyor olacağım.
those little lovelies have no idea.
O sevimli şeylerin bir şey bildiği yok.
Speaking of which, Alcibiades might you have a couple of fleshy lovelies to send to my room?
Laf açılmışken, Alkibiades odama etli butlu iki hatun yollayabilir misin?
Someone to pick the lovelies after the gig.
Konser sonrası güzelleri toplayacak.
- Hello, lovelies!
Selam, güzellikler!
Or think about them lovelies.
Ordalar...
Now, now, my lovelies, your time to bring destruction will come very soon.
Şşş. Şimdi gece. Şimdi gece sevimlilerim.
Greetings, my lovelies.
Hoş geldiniz, sevdiceklerim.
lovely 1455
lovely to meet you 116
lovely day 58
lovely girl 49
lovely to see you 98
lovely man 18
lovely people 16
lovely to see you again 24
lovely woman 26
lovely spam 20
lovely to meet you 116
lovely day 58
lovely girl 49
lovely to see you 98
lovely man 18
lovely people 16
lovely to see you again 24
lovely woman 26
lovely spam 20