Luck charm translate Turkish
274 parallel translation
It's just a little good-luck charm I carry around with me.
Uğur olarak yanımda taşıdığım ufak bir şey.
- With your good-luck charm?
– Uğurlu kolyeni mi?
Slimane is a delightful good-luck charm
Slimane tam bir uğurböceği.
Your good-luck charm?
Senin uğurun mu?
Your good-luck charm?
Uğurun mu?
P.S. I am sure you will because I have a good-luck charm... which has already changed my luck. "
Not : Geleceğine eminim, çünkü bana şimdiden uğur getiren bir şeyim var. "
A good luck charm?
Uğur getirsin diye mi?
Aaaaah, we helped this bad luck charm get away - just you wait, my little friends, we'll have the last laugh.
Eğer kaçmasına yardım ettinizse, bekleyin! Göreceğiz bakalım!
Connie, he's here to buy a company and he brought me along as a good luck charm.
Connie, şirket satın almak için burada, ona şans getireyim diye beni yanına aldı.
She's my good luck charm.
Şans meleğim o.
- I finally found my good-luck charm.
- Sonunda uğurumu buldum.
- I can't take your good-luck charm.
- Şans kazağını alamam.
It's... a good-luck charm.
Bana şans getirir.
This is my good luck charm from my first sheriff.
Bu benim uğurum,... öldürdüğüm ilk Şerif'ten.
I have a good luck charm.
Bende bir uğur var.
That was a good luck charm.
Uğur tılsımıydı.
I don't think he has a good luck charm.
Uğur tılsımı olduğunu sanmam.
I give him a good luck charm, my beautiful blanket, and he thinks it's at the library.
İyi şans getirsin diye güzel battaniyemi veriyorum ve o kütüphanede unutuyor.
Now, this cat was not just an ordinary mascot or a good-luck charm, though he was both of those.
Bu kedi, yalnızca bir maskot ya da uğur değildi.
What is that, like a good luck charm you fellows wear?
Nedir o, sizlerin taktığı şans muskası gibi olan şey?
I'll get rid of my good-luck charm.
Sahip olduğum şans tılsımlarımdan kurtulacağım.
This will be my good luck charm.
- Bu yüzük benim uğurum olacak.
- None. Then why does he think it's a good luck charm?
Madem hiç maç kazanmadı neden o uğurun şans getirdiğine inanıyor?
they were ready to throw bread sticks, when the guy who played don quixote, pulled me aside and gave me this good luck charm.
Bana birşeyler fırlatmaya hazırdılar, Ne zaman don quixote'yu kim oynadı diye soruldu, Beni kenara çekti ve bana bu şans tılsımını verdi.
- Hey, without my good luck charm, I'd be sunk. Listen, Roone, I have to tell you something.
- Şu şans muskam olmasaydı boğulup giderdim.
Here. it's a good luck charm.
Al. Şans muskası.
And she won it after rubbing the belly of her good luck charm... Huh. Tubro, the fat, Panamanian god of money.
Piyangoyu kazanmadan önce, kendisine şans getirsin diye Panama'lı şişman Para Tanrısı Turbo'nun karnını ovalamıştı... Şans getirecek birşeyleri okşamaya ihtiyacım var.
- Becker forgot his good luck charm.
- Becker uğurunu unutmuş.
It's a good-luck charm.
İyi şans için.
I'll be your good luck charm.
Senin şans meleğin olacağım.
You're our good luck charm!
Sen bizim iyi şans getiren talih kuşumuzsun!
Don't touch my hump, I'm not a good luck charm!
Kamburuma dokunma, şans getiren bir muska değilim!
Remind me never to think of you as a good-luck charm.
Hatırlat da, seni iyi şans getirmen için düşünmeyeyim.
- It's my good luck charm.
- Bu benim iyi şans muskam.
- No. What do you wear a good luck charm for then?
Neden iyi şans muskası kullanıyorsun o halde?
Guns ensure victory... not some ancestral good-luck charm.
Silahlar zaferinizi garantiler... atalardan kalma muskalar değil.
My good luck charm.
İyi şans için.
It's my Lao-tzu vase, a good-luck charm.
Bu benim Lao-Tzu vazom, bir şans tılsımı.
My Lao-tzu, a good-luck charm.
Benim Lao-Tzu, iyi şans tılsımım.
- It`s a good luck charm.
- Bol şans muskası.
It's sort of my good-luck charm.
Uğurlu konuşmam da diyebiliriz.
I have a good-luck charm for you. Daddy, is it okay?
Senin için bir şans objem var.
- This is your good-luck charm? Yeah.
- Bu senin iyi şans objen mi?
Your good luck charm.
Senin iyi şans büyün.
So, to the jewels around my throat I add a charm to bring me luck
* Sonra, gerdanımdaki mücevherlere... *... bana şans getirsin diye muska takarım.
In the middle of an operation, you rubbed your nose like it was some kind of good luck charm!
- İşte geliyor! Çenekıran.
Works like a charm. - What do they do? - They bring you luck.
Sana şans getirir.
It's a charm for good luck.
Sana bunu veriyordum.
Wait the pig is my good-luck charm.
Domuz benim şansımdı.
This head is our good-luck charm.
Bu kafa bize şans getiriyor.
Nah, this here's our good-luck charm.
Hayır, bize şans getiren işte bu.
charm 65
charming 542
charms 16
charmaine 71
charmed 127
charmain 48
charmese 17
luck has nothing to do with it 17
luck had nothing to do with it 18
charming 542
charms 16
charmaine 71
charmed 127
charmain 48
charmese 17
luck has nothing to do with it 17
luck had nothing to do with it 18