English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Mes

Mes translate Turkish

264 parallel translation
Mes amis, you should have such a meal.
Dostlarım, bunu bir denemelisiniz.
Allons, mes enfants!
Gelin çocuklarım! Çalışmamız gerekiyor!
Mes amis...
Arkadaşlarım...
Pero ahora no pueden embarcarse, porque el mes pasado se quemó y lo están reparando en Guaymas.
Fakat şimdi binemezsiniz çünkü geçen ay gemi yandı... ve Guaymas'ta tamir ediliyor.
Bonjour, mes dames et messieurs!
Bonjour, mesdames et messieurs!
And now, mes dames et messieurs, soon we will see how you have learnt the lesson of the souffle.
Ve şimdi, mesdames et messieurs..... soufflé dersini ne kadar iyi öğrendiğinizi göreceğiz.
That slob Mes Bottes stole one of my patent-leather shoes!
Şu hödük Mes Bottes hakiki deri ayakkabılarımın tekini çalmış!
Mes Bottes!
Mes Bottes!
Mes chers enfants, bon et joyeux Noël.
Mes chers enfants, bon et joyeux Noël.
They say I have mess...
Dediklerine göre bende... Mes...
Mess...
Mes...
tonight on it's the mind we examine the phenomenon of deja vu that strange feeling we sometim mes get... that... we've lived through something... good... good evening.
Bu akşam, Bu Beyin'de déjà vu olgusunu inceleyeceğiz. Bir şeyi daha önce yaşamış olduğumuz duygusu. 'BU BEYİN'
Get away, you good for nothings ow may t mes do avve to te you?
Çek git buradan, seni işe yaramaz. Buradan uzak dur diye daha kaç kere söylemem lazım?
Well, mes enfants, you are like me, adrift in Berlin.
Mes enfants, Siz de benim gibisiniz.
Oh, mes gants!
Unutmuşum!
A Punt y Mes, darling.
Bir "Punt y Mes".
Excuse me, Miss Lumley. Voila, mes enfants!
Affedersiniz, Bayan Lumley.
Alors, mes enfants. For ten minutes, you may talk as you choose.
10 dakikalığına konuşabilirsiniz.
Mes félicitations.
Tebrikler.
You see, mes amis, it is not as though there were any lack of suspects among you.
İçinizden şüpheli bulmakta zorlanmadığımı söylemeliyim.
Mes amis, it was red ink, which formed an inevitable link with this handkerchief which we found together with the gun wrapped up in the stole.
Kırmızı mürekkepti... Silahla şalın yanında bulduğumuz bu mendille kaçınılmaz bir bağı vardı.
Voila, mes amis. That is all.
Hepsi bu.
Oh, mes félicitations, mademoiselle. - Monsieur.
Tebrikler.
Oh, mes petite! A word of advice.
Size bir tavsiye :
# Everybody's gotta have somebodys # Even if it's only mes
Herkesin birine ihtiyacı var, benim bile.
- Col...
- Mes...
Mes compliments à messieur Jerome. Waiter?
Garson!
No, mes amis, the lonely hiker was none other than Madame Christine Redfern.
Hayır dostlarım. O yalnız yürüyüşçü Madam Christine Redfern'den... başkası değildi.
Or should I say, merci beaucoup. mes amies.
Yoksa "Merci beaucoup, mes amies" mi demeliydim?
Mes cheres amis. tonight the City of Light must bid farewell to the Eye of the Dawn.
Sevgili arkadaşlar, bu gece Şehir Işıkları Şafağın Gözleri'ne veda etmek zorunda.
Mes chers amis...
... sevgili dostlarım...
A rendezvous, mes amis.
Bir randevumuz var.
Bad luck, I'm afraid, mes amis.
Korkarım kötü şans dostum.
I I ¡ ke to th ¡ nk somet ¡ mes when I'm s ¡ tt ¡ ng here that I can close my eyes and turn ¡ nto a p ¡ geon and go gl ¡ d ¡ ng down the hall. Harkley's head be all sp ¡ nn ¡ ng and sh ¡ t.
Bazen burada oturup... gözlerimi kapayınca bir güvercine dönüştüğümü... ve koridordan uçup gittiğimi düşünürüm.
Somet ¡ mes at my house when me and the old man would cut l ¡ p I'd go up on the roof and th ¡ nk about be ¡ ng a p ¡ geon, too.
Bazen evde bizim morukla kavga edince... çatıya çıkarım ve güvercin olduğumu düşünürüm yine.
But, mes amis, there is more to it than that.
Ama görünenden fazlası vardı, dostlarım.
Because, mes amis, I was in the company of a man with normal eyesight wearing powerful glasses.
Çünkü dostlarım,... ben kuvvetli gözlük takan, görüşü normal bir adam karşısında duruyordum.
Mes dames et messieurs, good night!
Bayanlar ve baylar, herkese iyi akşamlar.
And there, mes amis, it was the letter, up to having being found by Poirot.
Dostlarım, Poirot onları bulana kadar orada kaldılar.
- Come on, mes amis.
- Hadi, mes amis.
Mes amis, j'ai faim?
Mes amis, j'ai faim.
Mes dames et Monsieurs, good afternoon.
Bayanlar ve baylar, iyi günler diliyorum.
We must be very careful, because unless I am very much mistaken, mes amis, the end is coated with poison.
Çok dikkatli olmalıyız, zira yanılmıyorsam, mes amis, ( arkadaşlarım, ) ucuna zehir sürülmüş.
Mes parents sont originaires du Bourgonais.
"Benim ailemin kökeni Bourgonais'ya kadar uzanır."
Very well, I am going to execute. But when it took care, mes amis, because while doing it, with or without your help,
Ama dikkatli olun çünkü yardımınız olsun ya da olmasın, ölümündeki gizemi açığa çıkaracağım.
- Mademoiselle.
Mes demoiselles...
Here is mud in your eyes, mes subterranean frères.
Al bakalım, yer altındaki dostum.
We're talking murder, mes amis.
Evet cinayetten bahsediyorum, mes amis.
Picture to yourself the scene, mes amis.
Şimdi şu sahneyi hayal edin dostlarım. Karanlık mağara, Madam Arlena yavaş yavaş kendine geliyor.
Més cerveza!
Más cerveza!
Mes amis, a Sentinel!
Tanrim, bir Sentinel!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]