My bike translate Turkish
1,646 parallel translation
Ride my bike across the stream
Bisikletimle derelerden geçmek
I even have this dream where I'm riding my bike down this steep hill, and I keep pulling the brakes, but nothing happens.
Tepeden aşağıya fren yaparak bisiklet sürerken dahi hayalime sahibim ama hiçbir şey olmuyor.
She took my bike.
Bisikletimi almış.
My bike.
Bisikletimi.
I sold my bike to buy the meat grinder.
Kıyma makinesi almak için bisikletimi sattım.
My bike.
Bisikletim.
... take my bike, give me junk, I'm happy. "
"Motorumu alın, yerine hurda verin, memnun olurum."
Give me back my bike, you old prick!
Bisikletimi geri ver, seni adi ver!
It's my bike.
Bu benim motorum.
It's okay. I've got my bike outside.
Sorun değil, dışarıda motosikletim var.
That day, I was riding my bike, wobbling along the river bank.
O gün, bisikletimi sürüyordum salına salına, nehir kıyısı boyunca.
My bike fell.
Bisikletten düştüm.
- My bike.
- Bisikletimle.
Hi. I left my bike out on the street. Is it gonna be safe?
Merhaba, bisikletimi yol kenarında bıraktım, güvenli midir?
I can take my bike.
Bisikletimi de alabilirim.
Jeff, I told you, you're not selling my bike.
Jeff sana söyledim, bisikletimi satmıyorsun.
- My bike.
- Bisikletim.
You tipped them off about my bike?
Motorumu sen mi ihbar ettin?
Dad, they took my bike!
- Baba, motorumu aldılar!
Whatever you do, don't leave my bike on the street.
Ne yaparsan yap, bisikletimi sokağa bırakma.
My bike was nicked from the front of the gym.
Bisikletim jimnastik salonun önünden çalındı.
I'm getting my bike.
Bisikletimi alacağım.
You can put some air in the tires and my bike is yours.
Lastiklerini şişirdikten sonra bisikletim senindir.
Then can't impound my bike if I take off on it.
Eğer buralardan basar gidersem motorumu bağlayamazlar.
When your mom called me about the lottery, I was on my bike before she could hang the phone up.
Annen beni piyango için aradığında o telefonu daha kapatamadan motoruma atladım.
This is the curb where I fell off my bike the third time.
Burası da bisikletimden üçüncü düştüğüm yer.
I'll take my bike.
Bisikletimle giderim.
I fell off my bike.
Bisikletten düştüm.
I have a checking account, I am two payments away from owning my bike, also I have a star that my aunt named after me, although that was recently downgraded to a gas giant, so- -
Şimdi, bir çek hesabım var, kendi bisikletime sahip olmama sadece iki taksit kaldı ayrıca halamın adımı vermiş olduğu bir yıldızım var. Gerçi sonra alman petrol firması onu kullandı..
Watch my bike.
Bisikletime bak!
- Told you that? - Yeah, right here. Give me my bike.
in bisikletimden
Come back with my bike, you dirty bastard.
Motorumu geri getir seni pislik herif.
See, what happened was... is my bike's a crotch rocket, you know, real fast, and I told'em I was havin'clutch problems and that I probably shouldn't be up front, in case somethin'like this happened, which it did.
Bakın, orada olan şey... Benim motorum şu hız motorlarındandır, çok hızlıdır. Ve onlara debriyajımda sorun olduğunu defalarca kez söyledim.
Well, my mistake was lettin'my pride in my bike cloud my judgment.
Motoruma bindiğimde kibirime yenik düşüp, mantıktan uzaklaşmam bir hataydı.
me too I can show off with my bike!
Bende motosikletimle caka satabilirim!
I have my bike.
Bisikletimle giderim.
I was on my way to Helge's, but he wasn't home, and then... or... the chain on my bike fell off, so.
Helge'ye gidiyordum ama evde yokmuş, ve sonra... ve... bisikletimin zinciri de koptu.
That's a nice bike. Yeah, my mum got it for my birthday.
Evet, annem doğum günümde aldı.
- What about my pocket bike?
Peki ya motosikletim ne olacak?
My dad had a bike just like this.
Babamın aynı böyle bir motosikleti vardı.
I mean my sidecar's attached to your bike.
Hayır, yan sepet senin motoruna bağlı.
"My best friend was cycling upstate " when his bike hit a pothole, " sending him head over heels.
En iyi arkadaşım bisikletiyle bir çukura girip tepetaklak yere düştüğü sırada şehirden çok uzakta bir yerdeydi.
From the age of twelve I cycled to the factory every day on my little bike.
On iki yaşımdan beri, ufak bisikletimle fabrikaya gider gelirim her gün.
Then bam ― the bike crashed to the ground, exploded and caught on fire... and I smashed on the side of a hill with my face.
Motosiklet yere çakıldı, Patladı ve yanmaya başladı, ve ben de yokuşun bir kenarın yüzükoyun yattım.
I appreciate it, it's very sweet, but I can stand on my own two feet and get my own bike back.
Millet, gerçekten. Minnettarım. Ama ayaklarım üstünde durabilirim ve motorumu kendim alabilirim.
You rode your bike all that way in this heat just to bring me my mail.
Tüm o yolu bisikletle bana postalarımı getirmek için geldin.
I didn't, either, but I just woke up with a picture of this bike in my head like
Ben de düşünmezdim ama sabah uyandım ve kafamda direk olarak bu fikir vardı
- I broke my fucking gazz in Florida on that goddamn recumbent bike, I'll tell you that.
- Florida'da, o yatay bisikletin üstünde lanet olası taşaklarımı yamulttum ben. Sana bunu diyim.
Look at my fuckin'bike!
Şu bisikletin haline bak!
While Randy tried to figure out where to find the bike, in my coma mind, I was dealing with problems of my own.
Randy motosikleti nereye bıraktığımızı düşünürken, komadaki aklım da kendi sorunlarıyla uğraşıyordu.
Until my wife put her bike on the front of the bus, and the driver no see her.
Eşim, bisikletle otobüsün önüne çıkıp da, şoför, onu farketmeyene dek.