English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / My hand to god

My hand to god translate Turkish

63 parallel translation
Next year, Philly, my hand to God, she's gonna be at Carnegie Hall.
Gelecek yıl Philly, bak buraya yazıyorum, Carnegie Hall'da çalacak.
- My hand to God.
- Tanrı üzerine yemin ederim.
( Mike ) My hand to God!
Yemin ediyorum!
My hand to God.
Tanrı şahidim olsun.
But if you stay with it, my hand to God, you will never regret it.
Ama kalırsan yemin ederim asla pişman olmazsın.
My hand to God.
Tanrım.
My hand to God!
Yemin ederim.
My hand to God.
Elimin üstüne yemin ederim.
My hand to God.
Tanrı'ya yemin ederim.
Chinese checkers, thumb wrestling, and my hand to God, you never have to apply ointment to his naked back again.
Bir daha yaşlılar merkezine bırakmak Monopol ya da Çin daması oynamak, parmak güreştirmek ve Tanrı şahidimdir sırtına merhem sürmek zorunda kalmayacaksın.
And, Luke, my hand to god, it's you.
- Luke yemin ederim sendin.
I'll tell you, take one bite, you're gonna plotz. Emes, my hand to god.
Çok ciddiyim, bir lokma alınca bayılacaksınız.
My hand to God.
Tanrı şahidimdir.
My hand to God, Alan, I will wrap that dummy with meat and throw him in the ocean.
Allah şahidim olsun, Alan, o kuklayı ete sarar ve okyanusa atarım.
My hand to god.
Yemin ederim.
My hand to god?
Yemin mi ediyorsun?
Uncle Larry, my hand to God...
Annenin düğünü bu! Larry Amca, Allah seni inandırsın Niyagara Şelalesi gibi ağlıyordu.
My hand to God.
Yemin ederim yapmıyorum.
My hand to God.
Tanrı'ya ant içerim ki.
My hand to God, I thought I was dead, like, 10... no, 12... 12 times.
Geceleyin, bilirisn. yemin ederim, öldüm zannettim. sanki, 10... yo, 12... 12 sefer.
My hand to God.
Yemin ederim.
My hand to God... you'll be out of there in about 12 seconds.
Yemin ederim ki 12 saniye içinde sizi oradan atarlar.
I reached out my hand to you, like God to Adam... and forced you to accept life.
Tanrı'nın Adem'e elini uzatması gibi elimi uzattım ben sana. Ve yaşamayı kabul etmeye zorladım seni.
And if you or any of these men should dare to lay a hand on me I will try with all the strength in me to kill you and with my last breath, I shall curse you to God!
Siz veya şu adamlardan herhangi biri bana dokunursa tüm gücümle sizi öldürmeye çalışır ve son nefesimle, sizi lanetlerim!
My right hand to God!
Sağ elim havada!
A God welded this sword to my hand and infused my body with his power.
Bir tanrı bu kılıcı elime tutuşturdu ve beni kendi gücüyle aşıladı.
I swear to God, that when I threw my hand in when you raised me out, that I folded the king of hearts.
- Tanrı adına yemin ederim, orada duruyordum. Kupa papazını katladığını gözümle gördüm.
My fellow Americans, I thank a merciful God and I am sure each and every one of us will thank that Supreme Power whatever we conceive that power to be that peace is at hand.
Sevgili Amerikalılar, merhametli Tanrı'ya şükrediyorum ve eminim her birimiz de o Ulu Güç'e o gücü her ne olarak düşünüyorsak barışın yakın olduğu için şükredecektir.
My fellow Americans, I thank a merciful God and I'm sure all of us will thank that Supreme Power whatever we conceive that power to be that peace is at hand.
Sevgili Amerikalılar, merhametli Tanrı'ya şükrediyorum ve eminim her birimiz de o Ulu Güç'e, o gücü her ne olarak düşünüyorsak barışın yakın olduğu için şükredecektir. ( boğazınızı temizleyin ve suyu yudumlayın )
At Schillinger's hearing, I put my hand on the Bible and I swore to God that I would tell the truth. And then I lied.
Schillinger'ın duruşmasında, elimi İncil'in üstüne koydum ve Tanrı'ya yemin ettim, doğruyu söyleyeceğime ve sonra yalan söyledim.
Oh, God, I can't get that image out of my mind of little Arthur in his beanie hat running down to that Gabe's pizzeria with a nickel in his hand.
O sahneyi aklımdan çıkaramıyorum. Küçük Arthur, kafasında kasketi elinde 5 Sentiyle Gabe's Pizzeria'ya koşuyor.
My right hand to God.
Tanrıya uzanan el.
God Mom, you wanted me to get my license for hand controls. I got it.
Ehliyet almamı istedin ve bunu anlıyorum.
I swear to god if you lay one hand on my daughter.
Kızıma dokunursan yemin ederim...
I'm just gonna sit right back and wait for the hand of God to reach down and change my political fortunes.
Arkama yaslanıp tanrının elinin politik talihimi değiltirmesini bekleyeceğim.
I swear to God if you come near me I will abort your head from your body with my bare hand!
Yemin ederim eğer yaklaşırsan ellerimle kafanı koparacağım!
It's like god came down, hand-crafted it, put it on a little silver tray, and hand-delivered it to my man, Scotty.
Sanki Tanrı gelmiş, onu yaratmış, ve gümüş bir tepsiyle sunmuş, ve adamım Scotty'e teslim etmiş.
God slapped a gun out of my hand. He knew I had evil in my heart. I know I say this all the time to get bigger tips, but I truly have been a very bad girl.
Tanrı elime bir silah verdi İçimde şeytan olduğunu biliyordu Bunu bahşiş almak için söylerim ama gerçekten çok kötü bir kız oldum.
My right hand to God. I'm not having an affair.
Yemin ederim seni aldatmıyorum.
Sometimes I have to stifle her cries with my hand. Oh God!
Evet, bazen elimle ağzını kapatmam gerekiyor.
Hand to God, kid, I never felt like you were my son until now.
Tanrım sen büyüksün, evlat seni hiç evladım olarak görmemiştim, ta ki şu ana kadar
How am i supposed to be the hand of God, If i can't even hold my own hands still?
Tanrının izni olmadan, bu ellerimi nasıl kontrol edebilirim ki?
And God said, "I've seen the pain and heard the cries " of my people in Egypt, and I'm going to deliver them " from the hand of Pharaoh.
Tanrı, halkımın Mısır'da yaşadığı acıyı duydum ve gördüm onları senin sayende firavundan kurtaracağım dedi.
* I'll give my love to someone else * * if you see me walking by * * hand in hand with another guy * * know that it's true * * ooh, ooh * * it could've been you * my god.
Tanrım.
- Yeah. Hand to God, me and my brother were known as the suitcase kids.
Kardeşimle ben okulda "valiz çocukları" olarak tanınırdık.
My mother she used to say she felt the hand of God on me.
Annem bende tanrının elini hissettiğini söylerdi.
I can never lay a hand on this douche because of my personal relationship with God, but I know two guys about four stops from here who'll come and threaten to saw his feet off for $ 900.
Tanrıyla aramdaki kişisel ilişki yüzünden, bu hıyara elimi bile sürmem ama yalnızca 900 dolara gelip onun ayaklarını kesebilecek iki herif tanıyorum.
Oh, my God, what happened to your hand?
- Aman tanrım, eline ne oldu?
And yet I'd be lying if I said that the circumstances that brought you here to witness this with me, my trusted colleague, my dearest friend, didn't feel like the hand of God.
Ama eğer seni, yakın arkadaşımı, güvenilir meslektaşımı buraya getiren olaylarda Tanrı'nın eli olmadığını düşündüğümü söylesem, fena halde yanılmış olurum.
My right hand to God, that is all that I am.
Yemin ederim ki, ben sadece buyum.
But I hope to God that my dismissal doesn't come before your decision to hand back those guns.
Umarım benim görevden alınmam senin o silahları geri vermeye karar vermenden önce olmaz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]