My wedding dress translate Turkish
216 parallel translation
I should in my wedding dress, my Dutch cap.
Hollanda şapkamla gelinliğimi giymeliyim.
It's my wedding dress.
Düğünde giyeceğim elbise.
I wonder what happened to my wedding dress.
Gelinliğime ne olduğunu merak ediyorum.
- Nothing, excusing my wedding dress.
- Hiçbirşey, uzun elbise için özür dilerim.
Where is my wedding dress?
Gelinliğim nerede?
Would you have me wearing my wedding dress for another man and never see you again?
Başka bir adam için gelinlik giymemi, seni asla görmememi ister miydin?
Julie, will you, when you're finished, help me with my wedding dress, please?
Julie, acaba yemeğini bitirdiğin zaman gelinliğim için bana yardımcı olabilir misin?
Never leave my apartment till I'm old. - Sit in my wedding dress.
Yaşlanıncaya kadar evden dışarı çıkmasam gelinliğimle otursam...
Want to see my wedding dress?
Gelinliğimi görmek ister misin?
DO YOU REMEMBER MY WEDDING DRESS?
Gelinliğimi hatırlıyor musun?
MY WEDDING DRESS LOOKS GRAY.
Gelinliğim bile gri görünüyor.
- My wedding dress.
- Benim gelinliğim.
It's bad luck to see me in my wedding dress.
Beni gelinlikle görmen kötü şans getirir.
I'm gonna be able to see my wedding dress.
- Gelinliğimi göreceğim.
It was my wedding dress. But then, I dyed it black and it became my mourning dress. Great story, lady.
benim düğün kıyafetim ama sonra, onu siyaha boyadım ve benim matem elbisem oldu güzel hikayeymiş
I want my wedding dress back for when I find a husband.
Gelinliğimi geri istiyorum.
Bless you for finding my wedding dress.
Gelinliğimi buldunuz.
We're having one right now I'm in my wedding dress
Şu anda birini yaşıyoruz.
I know I was silly but it was like you wanted to wear my wedding dress to the movies.
Budalaca, biliyorum ama benim için onu giymek, gelinlikle sinemaya gitmek gibiydi
I still got my wedding dress.
Hangi dindensin? Gelinliğim hala duruyor.
L thought of wearing my wedding dress tonight.
Damatlığımın bu gece için uygun olduğunu düşündüm.
But I do have my wedding dress.
Ama düğünde giydiğim kıyafetim duruyor.
- My wedding dress! The gold!
- Düğün elbisem.
I've been imagining my wedding dress ever since I was a little girl. I want it to be perfect.
Sadece küçüklüğümden beri gelinliğimi hayal ederim o yüzden kusursuz olmasını istiyorum.
I just checked on my wedding dress, it's at the tailor and...
Ben sadece gelinliğe bakmak için gelmiştim. Terzi burada ve..
Well, when your dad and I were in the attic... we figured out I still fit in my wedding dress.
Baban ve ben çatı katındaydık ve gelinliğimin hala üzerime olduğunu gördük.
I'm picking out my wedding dress!
Gelinliğimi seçiyorum.
If I'm gonna have to vanquish a demon in my wedding dress, just tell me, because if so, then...
Eğer gelinliğimle birlikte bir iblisi yok edeceksem bana haber ver, çünkü öyleyse, o zaman...
I'd wait till my mother went to sleep, and I'd sneak out of bed... and I'd put on my wedding dress and my tiara and my gloves... and I would stare at myself in the mirror and think... how very safe I felt... how very right and wise and honored.
Düğünümden önceki bir hafta annemin uyumasını bekler, yatağımdan usulca çıkar gelinliğimi, taçımı ve eldivenlerimi denerdim. Sonra aynaya bakar ve kendimi ne kadar güvende hissettiğimi düşünürdüm. Çok akıllıca vedoğru bir karar vermiştim.
Because I didn't want to try on my wedding dress every night.
Çünkü gelinliğimi her gece denemek istemedim.
This was my wedding dress, girls, and my mother wore it before I did.
Kızlar bu benim gelinliğim ve benden önce annem giymişti.
We've found a beautiful fabric for my wedding dress today.
Gelinliğim için çok güzel bir kumaş bulduk bugün.
My wedding dress.
Düğün elbisem.
My wedding dress could double as a circus tent.
Gelinliğim bir sirk çadırının iki katı kadar.
It was my idea for Valencia to put on the wedding dress, and then when I saw her in it, I-I got jealous.
Ve sonra, onu içinde gördüğümde kıskandım.
I had my trousseau bought and... and a special dress and hat for the wedding.
Çeyizimi hazırladım, düğün için özel bir elbise ve şapka aldım.
- Honey, I want to be married there, in Mama's wedding dress by the preacher who married them. Maybe I should go out and get my violin.
Orada, annemin gelinliğiyle ve annemle babamı evlendiren rahibin kıyacağı törenle evlenmek istiyorum.
Your aunt died in my arms, the night of our wedding wearing this dress.
Halan evlendiğimiz gece kollarımda öldü. Bu gelinliğin içinde...
I brought my mother's wedding dress.
Annemin evlilik kıyafetini getirdim.
When I left, my mother gave me her wedding dress.
Ayrılırken, annem kendi gelinliğini verdi.
If that's a wedding dress, I'll eat my hat.
Bu düğün kıyafeti ise, ben de şapkamı yerim.
I'm fixin'up my old dress, so she can wear it for her wedding.
Düğününde giysin diye eski elbisemi düzeltiyorum.
Mom, we've got my wedding-dress fitting this afternoon.
Anne, öğleden sonra gelinliğimi deneyeceğim.
Mom bought Skylar a drop-dead wedding dress. Holden's father and my father made friends.
Annem Skylar'a, düşüp ölünecek bir gelinlik almış Holden'ın babası ve benim babam arkadaş olmuş.
I got my wedding dress.
Ah tatlım umarım her şey yolunda gider.
Oh, Mama, I can't wait to see what she looks like in my old wedding dress.
Eski gelinliğimle nasıl göründüğünü görmek için sabırsızlanıyorum.
Your wedding dress, my lady.
- Gelinliğinizi, leydim.
Oh, my God. Your wedding dress.
Aman Tanrım, gelinliğin.
My mother even offered you her wedding dress.
Annem sana kendi gelinliğini vermeyi bile teklif etti.
And I was wearing my white wedding dress.
Ve ben beyaz gelinlik giyiyordum.
How could you forget my dress the day before the wedding?
Gelinliğimi nasıl unutabilirsin hem de düğünden bir gün önce?
my wedding 21
my wedding ring 20
dresses 43
dress 101
dressed 106
dresser 25
dressing 36
dress up 24
dressed like that 34
dressed like this 20
my wedding ring 20
dresses 43
dress 101
dressed 106
dresser 25
dressing 36
dress up 24
dressed like that 34
dressed like this 20