English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Neighboring

Neighboring translate Turkish

339 parallel translation
I put it in all the slots neighboring on 0.
Top sıfıra komşu tüm yerlere gitmişti.
There weren't thousands, of course, but a trickle started... which swelled to a steady stream as the manhunt fanned out... to include neighboring cities, the state and, finally, all of New England.
Binlerce yoktu elbette, ancak insan avı komşu şehirleri, eyaleti ve sonunda tüm New England'ı içine alarak yayıldı.
And I decided to make a trip to neighboring Brazil.
Ve komşu Brezilya'ya bir gezi düzenlemeye karar verdim.
I give you Miss Mary Jane Johnson from the neighboring village of Pocahontas.
Komşu köy Pocahontas'dan... Bayan Mary Jane Johnson'u takdim ederim.
The ones who have been terrorizing the neighboring counties.
Çevre eyaletlerde terör, kıyamet estiren suçlular.
In the hospital there was a truck driver on a neighboring bed.
Hastanede yanımdaki yatakta bir kamyon sürücüsü vardı.
The blue fuel goes to neighboring regions...
Mavi yakıt komşu bölgelere gidiyor...
This is the case on the moon and Mercury and Mars our neighboring terrestrial planets.
Ay, Merkür, Mars ve komşumuz olan diğer karasal gezegenlerde durum böyledir.
The hell of Venus is in stark contrast with the comparative heaven of its neighboring world our little planetary home, the Earth.
Venüs cehennemi ve nispeten cennet gibi olan komşusu küçük gezegen evimiz Dünya arasında büyük zıtlıklar vardır.
Princes from neighboring provinces... will come to see you.
Komşu illerden sizi görmeye.. prensler gelecek.
For the Basque provinces, neighboring Asturias, the beginnings of the civil war were quite easy.
Bask bölgesi Asturias'a komşu olduğu için burada iç savaşın başlatılması çok daha kolaydı.
Many comrades had to leave the country and ask the neighboring countries for asylum.
Birçok yoldaşımız ülkeyi terk etti ve komşu ülkelerde mülteci konumunda.
When China was invaded by neighboring Liao state, Meng presented his sword to General Meng Liang
tam o sırada Çin işgal edildi.... ve Meng bu kılıcı General Meng Liang'a sundu
Greetings from a neighboring muse!
Komşu ilham perisinden selamlar!
However, because the punishment was too harsh, the head of the indigo artisans feared for his life. Thus Chuzaemon Makuya left our domain and escaped into our neighboring Takamatsu Territory. This was our huge blunder.
Ama bu aşırı yöntem geri tepti ve çiftçilerimizin lideri Chuzaemon Makuya'nın, hayatından endişe ederek komşumuz Takamatsu Klanı'na kaçmasına neden oldu.
The highway patrol in our neighboring state of Texas... admitted early this afternoon... that their roadblock has been licked.
Bugün öğleden sonra, Teksas otoyol devriyesinden bir yetkili, barikatlarının geçildiğinini itiraf etti.
This heart of Lischen's was like many a neighboring town that had been stormed and occupied many times before Barry came to invest it.
Barry gelip sahip çıkmadan önce, Lischen'in kalbi de... defalarca yağmalanıp işgal edilmiş pek çok komşu kasabaya benziyordu.
He's supposed to be ill and has gone to the neighboring village for treatment.
Hastaymış galiba ve tedavi olmak için komşu köye gitmiş.
Then stories of Blackwolf's armies... attacking neighboring countries came back.
Ve sonrasında Blackwolf'un ordularının... komşu ülkelere saldırdığı hikayesi tekrar anlatılmaya başlandı.
The robberies have escalated in Targoviste and the neighboring villages.
Hırsızlık vakaları Targoviste ve komşu köylerde iyice arttı.
is named King of Sexual Awareness Week, and is allowed to rape and pillage the neighboring towns until camp ends.
Elbette ki kazanan, Haftanın "Cinselliğinin Farkına Varma" birincisi olacak. ve kamp bitene kadar komşu ülkelerdeki kızlara tecavüz etme hakkına sahip olacak.
How would an interstellar civilization set out to explore its neighboring star systems?
Yıldızlararası bir uygarlık komşu yıldız sistemlerini keşfetmeye nasıl çıkar?
neutrino astronomy. And we're now seeing, around neighboring stars discs of gas and dust just like those needed to explain the origin of the planets in our solar system.
Ve şimdide yakın yıldızlar çevresindeki güneş sistemimizin başlangıcını açıklayacak disk yapıdaki gaz ve toz bulutlarını görüyoruz.
They were nomads moving often by canoe between numerous campsites where they caught plentiful fish and sea otters and traded with neighboring tribes.
Onlar göçebeydiler kampları arasında genelikle kanolarıyla hareket ederler balık ve su samuru yakalayarak komşu kabileler ile ticaret yaparlardı.
All beautiful girls neighboring counties.
Bütün komşu ilçelerin güzelleri.
The neighboring girl, Juanita, for example.
Mesela, komşumuzun kızı Juanita.
This district here, is one, wherein live the families of workers from large neighboring factories mom and dad who both work and children who remain at home with care provided by an older sibling or a paid neighbor.
Bu bölgede çevredeki büyük fabrikalarda çalışan işçi aileleri yaşıyor. Anne babaları çalışan çocuklara büyük kardeşleri ya da komşuları bakıyor.
He's got all the neighboring kings here and... Shhh.
- Tüm komşu krallar burada ve -
But the war in neighboring Vietnam burst its borders and the fighting soon spread to neutral Cambodia.
Ama komşusu Vietnam'daki savaş sınırlarını aştı,... ve Kamboçya'ya da sıçradı.
My parents intend to marry me off to a neighboring landowner.
Ailem beni civardaki bi'toprak ağasıyla evlendirme derdinde.
There were rumors that several neighboring countries had invaded Nicaragua.
Birkaç komşu ülkenin Nikaragua'yı işgal ettiğine dair söylentiler vardı.
We live in the neighboring room.
Biz komşu odada kalıyoruz.
The junction... a microscopic gap, actually, of two neighboring neurons or nerve cells.
İki komşu nöron... yani sinir hücresi arasındaki bağlantı mikroskopik bir harekettir.
These nomadic marauders have raided other outposts in neighboring sectors.
Kendilerine "toplayıcı" diyen bu göçebe yağmacılar komşu sektörlerindeki... diğer uç karakolları da yağmalamıştı.
I am a neighboring room.
İhtiyacın olursa ben yan odadayım.
Sooner or later, they'll drag in the neighboring star systems then the Tholians, the Ferengi.
Er yada geç, komşu yıldız sistemlerini de içine sürükleyecektir. Ardından Tholian'ları, Ferengi'leri.
Not so long ago, we left our Earth for the first time to explore a neighboring world in the solar system.
Çok değil, kısa bir süre önce güneş sistemindeki komşu bir gezegeni araştırmak üzere Yeryüzü'nden ilk kez ayrılmış olduk.
Evidence that Esperanza's forces violated the neutrality of neighboring countries made Congress withhold funds.
Fakat Esperanza'nın güçlerinin tarafsız olan komşu ülkelere saldırması Meclis'in para yardımlarına el koymasına yol açtı.
The cartel has made the decision to go... on the offensive and expand into neighboring countries.
Kartel saldırgan olmaya devam etme ve... komşu ülkelere doğru genişleme kararı aldı.
We have additional squad cars from neighboring counties.
Komşu kasabalardan ekip araçları dahil ettik.
Numerous fire companies from New York, New Jersey, Ohio, and all neighboring states are barely able to handle the subterranean mine fire near the town of valkenvania.
Onlarca itfaiye birimi New York'tan, New Jersey'den Ohio'dan ve komşu illerden akın etti yine de Valkenvania yakınlarındaki kasabada, yeraltında çıkan maden yangınını anca söndürebildi. Diane, bunu görmen lazım.
It doesn't flap, it doesn't climb, but it lands gracefully on a neighboring tree, and is completely unhurt when it does so.
Ama zarif bir şekilde komşu ağaca konuyor ve bunu hiçbir zarar görmeden yapıyor.
The stated US policy is to aid those black ants opposing the red ants, in hopes of restoring democracy and to stop the red ants from assisting comrades in neighboring ant colonies.
Amerikan bakış açısı kırmızı karıncaların karşısındaki bu siyah karıncalara yardım ederek demokrasiyi yeniden inşa etmek ve kırmızı karıncaların komşu kolonideki yandaşlarına yardım etmesini engellemek.
The neighboring towns, the municipal dump, and the golf courses are all suffering, too.
Komşu şehirler, şehir çöplüğü ve golf sahaları da aynı acıyı yaşıyor.
Two days after a black kid is killed in a neighboring community... two white businessmen named Hanson and MacGregor... get shot up, with racial epithets written on their car.
Yakın bir semtte siyah bir genç öldürüldükten iki gün sonra... Hanson ve MacGregor adında iki beyaz iş adamı... vuruluyor, arabalarının üstüne ırkçı sloganlar yazılıyor.
One day, he and his war party were captured by a neighboring tribe led by a woman warrior.
Bir gün, bir kadın tarafından yönetilen, komşu kabilenin savaşçılarına ekibi ile birlikte esir düşmüş.
A neighboring farmer one day looked out his window and saw his cypress tree burning.
Komşularından birisi bir gün penceresinden bakmış ve ve bir selvi ağacının yandığını farketmiş.
Six days ago, as the rebellion in Chechnya spread to the neighboring Caucus republics, the Russian president ordered bombing strikes against rebel positions around Rutul and Belokani.
Altı gün önce, Çeçenistan'daki ayaklanmanın komşu Kafkas ülkelerine de yayılması üzerine... Rus başkanı isyancıların Rutul ve Belokani'deki mevzilerini bombaladı.
In this one, the principals are two neighboring houses.
Bu hikâyedeki, esas karakterler iki komşu ev.
The junction... a microscopic gap, actually, of two neighboring neurons or nerve cells.
Üzülme. Ben tamir ederim.
Clamp down the neighboring townships.
İş mahallelerini kapatın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]