English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / No wonder

No wonder translate Turkish

4,543 parallel translation
No wonder you hooked up with Shelby.
Ne yaptım ben? Shelby'yle beraber olmana şaşmamalı.
No wonder he hung himself.
Kendisine asmasına şaşmamalı.
No wonder why the little guy was so cranky.
Delikanlının neden bu kadar sinirli olduğuna şaşmamalı.
No wonder she went crazy.
Şüphe yokki delirmesi için.
It's no wonder you can't get a real girl up there.
Odaya gerçek bir kız atamamana şaşmamalı.
No wonder your ex-wife left you.
Eski eşinin seni terk etmesine şaşmamalı.
No wonder you didn't see me.
Beni fark etmemene şaşmamalı!
No wonder Renly died with you guarding him.
Sen korurken Renly'nin ölmesine şaşırmamalı.
Huh. No wonder Osterberg wanted him whacked.
Osterberg'in onu bitirmeye çalışmasına şaşmamalı.
No wonder Esther fucking liked you.
Esther'in senden hoşlanmasına şaşırmamalı.
No wonder our eyes were battling...
Gözlerimizin kavga etmelerine hiç şaşmamalı.
No wonder they're all so upset.
Kızgın olmalarına şaşmamalı.
No wonder she hates me.
Benden nefret etmesine şaşmamak gerek.
♪ your birthday almost came and went ♪ ♪ no wonder you were malcontent ♪
* Doğum günün geldi ve geçti, hoşnut olmaman çok doğal tabii ki *
No wonder it was so hard to choose between those two for Marilyn.
Tevekkeli ikisinin arasında Marilyn'ı seçmekte zorlandın.
No wonder.
Şaşırmadım.
No wonder you kept trying to take me away from him.
Beni babamdan uzak tutmaya çalışmana şaşmamalı.
Honey, it's no wonder your paycheck doesn't last.
Tatlım, maaşının hemen bitmesine şaşmamalı.
It's no wonder we're in the mess we're in.
İçinde bulunduğumuz hale şaşmamak gerek.
No wonder the guy is so rich.
Adamın çok zengin olduğuna şüphe yok.
No wonder you dig him. I can hear you.
- Kancayı neden sapladığın belli oldu.
I mean, no wonder she flipped out.
Kafayı yemesine şaşırmamalı.
No wonder Harry looks for his passions elsewhere.
Harry'nin tutkuyu başkalarında aramasına şaşmamalı.
No wonder Harry looks for his passions elsewhere.
Harry'nın tutkuyu başka yerde aradığına şaşmamalı.
No wonder you're stressed.
Stres yaptıysan endişelenme.
Well, no wonder you're late.
Şey, geç kaldığını merak etmedik.
No wonder he's pissed at us.
- Bize kızmasına şaşmamak lazım.
No wonder my back ached, you know what I mean?
- Kıçımın acımasına şaşmamalı, ne demek istediğimi anlıyor musun?
No wonder there are so few people on this damn route.
Elbette ki birkaç insan lanet rotadan geçmiş.
It's no wonder you all moved to Hokkaido!
Hepinizin Hokkaido'ya yerleşmiş olmasına şaşmamalı!
No wonder.
Demek patron oydu.
Well, no wonder.
Hiç şaşırmadım.
No wonder you have nightmares.
Kâbus görmene şaşırmamalı.
No wonder you'd rather hang out with Donna.
Donna ile takılmayı tercih etmene şaşmamalı.
No wonder I can't get laid.
Seks yapamamama şaşmamalı.
No wonder Maggie thinks you're so good.
Maggie'nin yatakta neden iyi olduğunu düşünmesine şaşırmamalı.
How the whole reason you transferred to Dalton was because you got bullied at a Sadie Hawkins Dance. No wonder you don't want to go.
Sadie Hawkins Dansı'ında sana sataştıkları için Dalton'a nakil olmuştun.
BOTH : ♪ And no wonder, you're all the world to me ♪
♪ Benim tüm dünyam olmana şaşmamalı ♪
♪ And no wonder, you're all the world to me. ♪
♪ Benim tüm dünyam olmana şaşmamalı ♪
No wonder you're nervous...
Heyecanlı olmana şaşmamalı...
No wonder our Lord Chief Justice knows not whether he's coming or going.
Yüksek Mahkeme Başkanı'nın kafası boşuna karışık değilmiş.
No wonder Rebecca turned to drugs. ( Cell phone rings ) ( Beeps )
Rebecca'nın uyuşturucu kullanmasına şamama gerek.
It's no wonder I went mental, is it?
Ruh hastası olmama şaşılacak birşey yok, değil mi?
It's no wonder I went mental!
Delirmeme şaşmamalı!
It's no wonder you don't remember any of it.
Elbette bunları hatırlamamanda bir gariplik yok.
No matter how you slice it, I sometimes wonder if this is ever goin'away.
Nasıl kesersen kes, bazen bunun uzaklaşıp uzaklaşmadığını merak ediyorum.
And if I say'no'and give it a thought... I wonder about all the things we could do with a 100 million.
Ve eğer hayır deyip bir düşünürsem... 100 milyonla yapabileceğimiz her şeyi merak ediyorum.
- No, we're gonna talk right now. I'm starting to wonder about you.
Senin hakkında meraklanmaya başlıyorum.
But I wonder why you're always with me when it's no one's turn.
Senle ilgilenen kimse olmayınca hep benim yanımda oluyorsun.
If you can't appreciate the wonder of that painting, there's no hope for you - and that's speaking as a doctor.
Bu tablonun değerini takdir edemiyorsan senin için hiç umut kalmamış demektir, bir doktor olarak söylüyorum bunu.
And I-I think you gotta wonder what was in the thinking there. No, no, you're kidding me.
Hayır, hayır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]