Now you do translate Turkish
23,556 parallel translation
And now you do this?
Şimdi de bunu mu yapıyorsun?
Do you know what I'm hearing now?
Şimdi ne duyuyorum biliyor musunuz?
A-are you now refusing to do that?
Şimdi bunu ret mi ediyorsunuz?
Now, do you really feel like you've done the work to change that?
Bunu değiştirmek için gerekenleri yaptığını düşünüyor musun?
That's a nice thing for him to do. Yeah, then he told me that you and I could get a divorce now.
- Ve artık boşanabileceğimizi söyledi.
I was on my way - to do that for you right now.
Ben de tam yapacaktım.
Art, could you do it now?
Art, şimdi yapabilir misin?
Now do you go by Johnson or Logan outside the office?
Ofis dışında Johnson'ı mı yoksa Logan'ı mı kullanıyorsun?
Still, you've proven to be on our side, and now I want to show you what happens to the ones who aren't. - What are you gonna do with him?
Yine de bizim tarafımızda olmak için kendini kanıtladın ve şimdi sana bizimle olmayanlara olacakları göstermek istiyorum.
I can't walk. I can't--I can't fuck, but now you want me to do this with you every night?
Yürüyemiyorum, sikemiyorum ama benden her gece bunu yapmamı mı istiyorsun?
Do you know that right now, Dr. Masters and Mrs. Johnson are on the road investigating a pair of charlatan therapists who claim to be using our method?
Şu an Dr. Masters ve Bayan Johnson'ın bizim metodlarımızı kullanmakta ısrar eden şarlatan terapist çiftleri araştırmak için yolda olduğunu biliyor musunuz?
How do you know it would be any worse than what you have now?
Şimdikinden daha kötü olmayacağını nereden biliyorsun?
I tried to do something nice for you just now, you act like I was doing something bad.
Senin için iyi bir şey yapmaya çalıştım. Kötü bir şey yapıyormuşum gibi davranıyorsun.
DO YOU KNOW WHAT I CRAVE NOW?
Canım ne çekiyor biliyor musun?
What do you want to do now?
Şimdi ne yapmak istiyorsun?
Now, before we begin, do either of you have any food allergies?
Evet, başlamadan önce, içinizden birinin herhangi bir besin alerjisi var mı?
Now come on, do what I say, or I'll beat you up.
Hadi şimdi dediğimi yap yoksa döverim seni.
Now it's time to do what you do best, alone.
Şimdi de yalnızken en iyi yaptığın şeyi yapman gerekiyor.
Do you believe me now?
Şimdi bana inanıyor musun?
I know you want to do what's best for her... but now the two of you need to do what's best for Wayward Pines.
Onun için en iyisini yapmak istediğini biliyorum. Ama artık ikiniz de Wayward Pines için en iyisini yapmalısınız.
Now you can do something to help.
Yardım edecek bir şeyler yapabilirsin.
Now, do you want to wait for me or...
Şimdi, beni burada beklemek mi istersin, yoksa...
- What do you say now?
- Ya şimdi ne dersin?
Now you can do whatever it is you want.
Artık ne istersen onu yapabilirsin.
Do you want me to book an O.R. now?
- Şimdi ameliyathane ayarlamamı istiyor musun?
Do you want to call David now?
David'i aramak ister misin?
Now, if you want to start over, forget all that, start fresh, if that's easier for you, then we can do that, too.
Her şeyi unutup baştan başlamak istiyorsan, yeni bir başlangıç istiyorsan bu daha kolayına geliyorsa baştan başlayabiliriz.
Do you ever wonder what it would be like if we, uh, met now, instead of back then?
Eskiden değil de şimdi tanışsak nasıl olurdu diye hiç merak ettin mi?
Now, question, any chance you could spare some of that strength to do a locator spell on Rayna Cruz?
Şimdi, soru, Herhangi bir şans size o gücü bazı yedek olabilir. Rayna cruz bir bulucu büyü yapmak için?
Do I hear you're now physician at Killewarren?
Killewarren'da doktorluk yapıyormuşsun.
There's nothing you can do now.
Artık yapabileceğin hiçbir şey yok.
So now it's all over, when do you leave for Bath?
Şimdi her şey bitti, ne zaman Bath'a gidiyorsun?
Now what can you do about how bad I suck with Edgar?
Edgar'la berbat bir iş çıkarmam konusunda ne yapabilirsin?
You know, I learned the basics on the da Vinci years ago, and you're not teaching me what I need to know now, so I can't do my job tomorrow.
Yıllar önce Da Vinci'de bu işin temelini öğrenmiştim. Şimdi bilmem gerekenleri öğretmediğin için yarın işimi yapamayacağım.
Do something, you know what I mean, it's now two days.
Boş boş oturmak istemedim. İki gün oldu.
Callahan is finishing the autopsy now, and until we get those results, you do nothing.
Callahan otopsiyi tamamlamak üzere. Sonuçlar gelen kadar bir şey yapmayacaksın.
Can you just not do that right now?
Bunu şu an yapmasan olur mu?
I promised I wouldn't do this in front of you, and now...
Senin karşında ağlamayacağıma söz vermiştim ama...
Do you know where they are now?
Nerede olduklarını biliyor musun şuan?
Now, that is exactly what I would've gotten you if I had any idea what it is or what you do.
Bunun ne olduğunu ya da ne iş yaptığını bilsem ben de sana bunu alırdım.
Honey, I hate this as much as you do but we really can't afford that right now.
Beni vazgeçirmeye çalışmayacaksın, değil mi?
You don't think he's gonna do that right now, do you?
Şimdi de yapmayacak değil mi?
I can do that, but I can tell you right now you're not going to like what you find.
Bunu yapabilirim ama şu anda sana, bulacağın şeyin hoşuna gitmeyeceğini söyleyebilirim.
Well, either way, that's not enough for a search warrant, so what do you want to do now?
İkisi de arama izni çıkartmaya yetmez. Şimdi ne yapmak istiyorsun?
Now, when you look up, what do you see facing east?
- Yukarı bakınca doğuda ne görüyorsun?
Now we'll do a blood draw, and you can be on your way.
Şimdi biraz kan alacağız. Sonra gidebilirsiniz.
Now, if that's all you wanted to do, Sean... prove that Chris was using drugs again so that you could replace him with someone that you had scoured the globe to find... well, there's no intent.
- Tek yapmak istediğin buyduysa, Sean... Bulmak için dünyayı köşe bucak aradığın birini onun yerine koyabilesin diye Chris'in tekrar uyuşturucu kullandığını kanıtlamaksa o halde, kasıt yoktur.
What, you have to do that right now?
- Bunu şu anda yapman şart mı?
Now what did I tell you to do with this money?
Bu parayla ne yapacakmışsın?
Now, the sooner you recognize that, the sooner we can get to the business of saving a life, which is all any of us are here to do, yourself included.
Bunu ne kadar çabuk kabullenirseniz hayat kurtarma işimize o kadar çabuk başlayabiliriz. Siz de dahil olmak üzere hepimiz bu yüzden buradayız.
What do you mean, "look at me now"?
"Şimdiki halin" diyerek ne demek istedin?
now you don't 28
now you see me 17
now you're talking 179
now you know 219
now you listen to me 140
now you've done it 48
now you see 59
now you understand 24
now you 250
now you're just showing off 20
now you see me 17
now you're talking 179
now you know 219
now you listen to me 140
now you've done it 48
now you see 59
now you understand 24
now you 250
now you're just showing off 20