Now you have translate Turkish
24,510 parallel translation
And now you have a house in the hills, and a family that loves you.
Ama şimdi, tepelerde bir evin ve seni seven bir ailen var.
Now you have a red eye, it could be your turn next!
Şimdi de senin gözün kızardı, sıra sende olabilir!
Yeah, now you have bought his house.
Anladım, artık evini satın aldın demek...
Oh, now see, why'd you have to go and say something like that?
Neden böyle bir şey söyledin ki?
So now that you have your man, what're you gonna do with him?
Adamını yakaladığına göre onunla ne yapacaksın?
Well, now that we have the matching set, do you care to tell us why we went through so much trouble?
Eş takım elimizde olduğuna göre bu kadar zahmete neden girdiğimizi açıklamak ister misin?
Well, if you want to send over the file, I'll be happy to take a look when I have a chance, but right now, I have a shareholder meeting
Eğer dosyasını gönderirsen fırsatım olduğunda bir göz atarım.
You guys have been at each other's throats for a year now.
Bir yıldır kavga etmekten başka bir şey yapmıyorsunuz.
If you think I'm gonna break down now and tell you that one killed my parents and that's why I have to do this job, I'm not, okay?
Birden duygusala bağlayıp birinin annemle babamı öldürdüğünü ve o yüzden bu işimi yapmam gerektiğini söylememi bekliyorsan çok beklersin.
Now that I'm falling in love with someone, I just want you to have the same thing.
Ben şimdi birine aşık oluyorken aynı duyguyu senin de tatmanı istiyorum.
Do you think you can trust me now, or is that not something that you have on this Earth, trust?
Artık bana güvenebilir misin yoksa bu Dünya'da güven diye bir şey yok mu?
No, I think this means that you have a lot in common right now with people who either ended up in prison or dead.
Hayır, bence hapse giren ve ölen insanlarla birçok ortak yanın var.
I know you don't want to be the leader right now, but you have to be.
Şu anda başı çekmek istemediğini biliyorum ama buna mecbursun.
Now, do we have an agreement, or would you like the detective to meet that girl?
Anlaştık mı yoksa dedektif, kızla mı tanışsın?
I have faith that you can, but either way, now is not a very good time.
Senin halledebileceğine inancım tam fakat her şekilde bu çok iyi bir zaman değil.
Now, you know I don't have a bedside manner.
Biliyorsun, hiç bir zaman iyi konuşmacı olamadım.
Okay, Harlin, I'm gonna have to get you off the crazy train that you're riding on right now.
Tamam, Harlin, seni bu şu anda içinde yol almakta olduğun Bu deli treninden indiriyorum.
Now, that must have been a bitter pill to swallow, knowing that Lars used all of your hard-earned research to find something you never could.
Bu mutlaka sizin için hazmetmesi çok zor bir şey olmuştur, Sizin hiçbir zaman için bulamadığınız bir şeyi, Zor şartlarda yaptığınız araştırma bilgileriniz ile Lars'ın bulması.
But can you just let me have this right now?
Şunun tadını çıkarmama izin verir misin?
And now I'm going to have to kill you.
Şimdi de seni öldürmem gerekecek.
You're just gonna have to trust that Agent Zagar has the situation under control now.
Şu anda her şeyin Ajan Zagar'ın kontrolü altında olduğuna inanmak zorundasınız.
You have a stable job here now, right?
Burada sağlam bir işin var değil mi?
Mm-hmm. Now, can you push a touch superior and rostrally to the ventricle? Have you worked with a CAT scan before?
Şimdi, karıncığı üstün ve burunsal bir dokunuş yapabilir misin?
Because of you. Now, I know this weakness you have for alcohol is the rock that you carry.
Artık biliyorum ki alkole olan bu zaafiyetin senin taşıdığın bir kaya.
Now, whatever this is and whoever you have obviously pissed off, the less I know about this, the better my chances are of staying alive.
Bu, her ne ise Ve her kimi çok kızdırdıysanız, ne kadar az şey bilirsem, hayatta kalma şansım o kadar artar.
Open this gate now, and maybe you'll have a job tomorrow.
Kapıyı hemen aç, belki yarın hâlâ bir işin olur.
And now, because you're pregnant, you have to.
Madem hamilesin sen de uzak durmak zorundasın.
Now, if you think that this came from us, I'm going to have to reconsider how intelligent I thought you were.
Bu olayda bizim parmağımız olduğunu düşünüyorsan zekana saygı duyma konusunu yeniden gözden geçirmem gerekecek.
I'll tell you what... From now on, we'll have him indoors by 10 : 30.
Bak ne diyeceğim, bundan sonra onun 10.30'da eve girmesini sağlayacağız.
Well, you have a choice now.
İşte, şimdi bir seçeneğin var.
"Now you will have your peace, you disgusting frog!"
'Şimdi huzur bul iğrenç kurbağa'demiş. "
Then I got my best friend here to commit a crime, and now you might have... train duty?
En iyi arkadaşıma da suç işlettim sana da idman görevi mi?
Right now, we just need you to have a seat, and we'll get back to you when we know something.
Şu anda sakin olup oturmanız gerekiyor. Öğrenince gelip haber vereceğiz.
Um, now that I have both of you together, can I ask you, um...
Hazır ikiniz bir aradayken size bir şey sormam gerek.
He is stable for now, and I will keep you updated, but I have to ask both of you to step outside, please.
Şu anda durumu stabil. Gelişmeleri bildireceğim ama şu anda ikinizden de dışarıda beklemenizi rica edeceğim.
It'll be tough, but right now, you have to look past the pain to what you'll have when they're done.
Zor olacak ama şu anda acını unutmak zorundasın. Bittiği zaman elde edeceğin şeyi düşün.
And how long have you known Sofia now?
Sofia'yı ne zamandır tanıyorsunuz?
You have your chance right now.
Hala şansın var.
You hate them, so now I just take them, and you don't have to pawn.
Hiç sevmiyorsun. Ben de üzerime yıkmana gerek kalmadan almak istedim.
You know, you used to have humility, even a little anxiety, and now you even have his confidence.
Önceden alçak gönüllü, hatta biraz endişeliydin. Şimdiyse onun kendine güvenini bile sahiplendin.
It's not Audrey, so unless you have something real to back that up, you need to take down her picture right now.
Audrey değil, yani aksini söyleyen gerçek bir kanıtın yoksa onun fotoğrafını hemen indirmen gerek.
But I'm warning you, their boosters make the one you have now...
Ama seni uyarayım senin yardımcı pompan, onlarınkiyle yapıldı.
Now, if you'll excuse me, Watson and I have got some...
Şimdi izin verirsen Watson ve benim yapacak işlerim...
If you have walked around and inspected, if you have made the anonymous bid... If you have gone behind my back, is a good time to say it now.
Eğer etrafta dolaşıp denetlemişsen, eğer o isimsiz teklifi sen yapmışsan eğer arkamdan iş çevirdiysen, şu ana söylemenin tam zamanı.
Now you don't have to worry about me wandering off again.
Şimdi tekrar etrafta dolaşmamı dert etmen gerekmeyecek.
Now, you're gonna have to help me pack up all our things.
Şimdi sen bana eşyalarımızı toplamamıza yardım et.
Now you may have a fry.
Şimdi patatesimden yiyebilirsin işte.
Well, it is smart, but it's also very risky because, you see, now we have a list of everybody that you sold drugs to.
Zekice ama aynı zamanda çok riskli çünkü gördüğün gibi mal sattığın herkesin adı artık elimizde.
Well, the good news is you don't have to lie now.
İyi tarafından bak, artık yalan söylemek zorunda değilsin.
Now you're gonna have to put her down on the water.
Şimdi tek yapmanız gereken şey, uçağı suya indirmek.
What? Are you suddenly going to pretend like you have feelings for me now?
Aniden bana birşeyler hissediyormuş gibi davranmaya başlayacaksın.
now you see me 17
now you're talking 179
now you know 219
now you listen to me 140
now you've done it 48
now you see 59
now you understand 24
now you don't 28
now you 250
now you're just showing off 20
now you're talking 179
now you know 219
now you listen to me 140
now you've done it 48
now you see 59
now you understand 24
now you don't 28
now you 250
now you're just showing off 20