English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / Or actually

Or actually translate Turkish

1,843 parallel translation
Or actually, no.
Aslında, hayır.
It's this kind of shit... I can't find a movie I want to go to in the fucking multiplex, or when I'm in Starbucks, I hear music I actually like.
Öyle bir saçmalık ki bir sürü sinemanın olduğu yerde istediğim filmi bulamıyorum veya Starbucks'tayken aslında sevdiğim müziği duyuyorum.
Well, she's not actually related to us or anything, is she?
Şey, bizimle bir kan bağı yok, değil mi?
Or was it a villain who's actually successful?
Yoksa gerçekten başarılı olan bir kötü adam mıydı?
Actually, she doesn't even know who I am.. if I even exist or not.. you know..
Aslında, o beni tanımıyor bile ben var mıyım ya da yok muyum... bilirsiniz...
I've been hoping to run into you for a day or two, actually.
Aslında bir-iki gündür seninle karşılaşayım istiyordum.
Actually the third or fourth blow was fatal.
Aslında üç veya dört darbe öldürmeye yeterlidir.
That you're here to steal from me, or that we are actually asleep?
Hırsızlık için geldiğini mi, yoksa hepimizin uyuyor olduğunu mu?
I mean, believe it or not Robbie and Marcus were actually shorter back in 1978.
İster inanın ister inanmayın Robbie ve Marcus 1978'de şimdikinden de kısaydı.
For example, did you know that lycanthrope or female werewolves, she-wolves actually can change anytime they want to?
Örneğin, lycanthropeların ya da kurt kadınların ne zaman isterlerse değişebileceklerini biliyor muydun?
Actually, you should come over sometime, because I got these insoles this guy sold me and I wear'em in my shoes and I don't get tired in school or anything.
Aslında bir ara bana gelmelisin çünkü taban keçesi satan bir adam tanıyorum onları ayakkabılarıma koyuyorum ve okulda hiç yorulmuyorum.
Actually, we're very old enemies.. .. or shall I say friends.
Aslında, biz çok eski düşmanlarız ya da dost mu desem?
I just want you to know I'm actually glad you didn't get fired or anything and...
Ben sadece kovulmamış ve orada oturabiliyor olmandan... Memnunum.
Yeah. So I would characterize it as a spiritual liberation movement actually... like women's lib, black lib, spirit lib or spiritual lib... that began in the'40s.
Ben bunu manevi bir kurtuluş hareketi olarak görüyorum, bir feminen, ırksal ve manevi kurtuluş,
If civilized societies want to return... to the druid hanging rites in the sacred grove... or to drink blood with the Aztecs... or feed the gods with blood of human sacrifice, let them see what they actually eat and drink. "Let them see what is on the end of that long newspaper spoon."
Uygar toplumlar kutsal ormanlarda insanların asılı olduğu Druid geleneklerine dönmek istediğinde ya da Aztekler ile kan içme, ya da kurban olan insan kanı ile beslenen tanrılar, bakalım gerçekten ne içip ne yiyorlar, onların uzun kaşığın sonunda ne olduğunu görmesini sağlayan.
Actually, I visited Sheriff Conroy at the hospital. And I got drugged or something and I ended up at the Stivilettos'place, - and somewhere along the way, I hit my face.
Aslında, dün Şerif Conroy'un hastanede ziyaretine gittim ve bana uyuşturucu falan verildi sanırım Stivilettolar'ın yerinde uyandım ve yolda suratımı çarptım herhâlde.
Actually, it sounds more like assault or attempted murder.
Aslında daha çok saldırı ya da cinayete teşebbüstü.
It's not because she's actually like a whore or anything like that.
Gerçekte yosma ya da onun gibi bir şey olduğu için değil.
Actually, these deeds or interests outside of There.
Aslında bu işler dışında da ilgilerim var.
Or the ones he does know actually have lives outside of work.
Ya da tanıdıklarının iş dışında da bir hayatları vardır.
Or maybe you were actually born this way.
Ya da belki böyle doğdun.
We realized, or saw, actually, visually, how random light can behave when it interacts with disordered particles, like in dried spray paint.
Kepler sadece güneş sistemi dışındaki gezegenleri keşfetmeye adanmış ilk uyduydu. Beklenen şu ki Kepler sadece gezegen bulmakla kalmayacak kabaca Dünya boyunda ve Dünya atmosferine benzer gezegenleri de keşfedecek.
Actually, I don't know if it's the missing Mohawk or the whining... but I am totally not turned on by you right now.
Vallahi sorun yitirdiğin Mohawk mı yoksa vızıldaman mı ama şu anda beni zerre kadar tahrik etmiyorsun.
Lester or jeff here could actually...
Lester veya Jeff size...
I can actually give you three. Or four. Or...
Hatta üç hafta, dört hafta...
Just answer me this, did you ever actually think you could go dry, or was it just another one of your games?
Sadece şunu cevapla, gerçekten bırakabileceğini hiç düşündün mü... yoksa bu da senin oyunlarından biri miydi?
We never actually saw the assailant or the alleged assailant.
Gerçekte saldırganı ya da sözde saldırganı hiç görmedik.
Or they actually do change... With exceptions like Mr. Hair Plugs, of course.
Belki de "Bay Saç Ektiren" gibi bazı istisnalar değişmiş olabilir tabii.
We think until the ghost realized they're actually together, He was either dormant or happy to haunt just you.
Bizce hayalet, onların birlikte olduğunu anlayana kadar ya etkisizdi ya da size dadanmaktan zevk alıyordu.
Or at least it would have been if I had actually called Angela at work.
Ya da en azından bitebilirdi eğer gerçekten Angela'yı arasaydım.
Wow, you know, is it just me, or are we actually drinking together?
Vay canına, gerçekten birlikte içiyoruz muyuz?
Is he actually gonna come inside the restaurant Or is he just gonna scream from the window?
Restoranın içine girecek mi yoksa pencereden mi bağıracak?
I actually still have one of his Flamenco books or whatever it is.
Bende hala onun Flamenco kitabı duruyor, ya da her neyse işte.
Or savory, actually.
Aslında tuzlu.
Or the chance to do something nice For the people in your life because you actually do care.
Ya da önem verdiğin insanlar için bir şey yapma fırsatını bulmuşken.
Actually maybe there is something. Doesn't your cousin work for Samantha Ryland - does her taxes or something?
Senin kuzenin Samantha Roland için çalışmıyor muydu?
When I became president, I was then informed that we had completed six devices more or less comparable to the bombs which were actually used at Hiroshima.
Başkanlığa geldiğimde,... Hiroşima'da kullanılan bombalara benzeyen 6 adet cihazımızın olduğu bilgisini aldım.
Um... Actually, I found these paintings or posters of this fantasy princess, winged lady.
Şu kanatlı fantezi prensese ait yaptığınız çizimleri buldum.
Or maybe he actually has a plantar's wart.
Ya da belki sahiden nasırı vardır.
Actually, I'm not your therapist Or your psychiatrist.
Aslında terapistin ya da psikiyatristin değilim.
Or about both of us, actually.
Hatta ikimiz hakkında da.
Or maybe I actually want to abandon all this and become a free man.
Belki de her şeyi bırakıp gitme istiyorum Özgür bi'adam olmak.
Well, now, I didn't know if you actually meant hello Or if you were just stringing me along. You're good at that.
Verdiğin selamı bilerek mi verdin yoksa beni oyalamak için mi, bilemedim.
I'm not actually implying that you could learn anything about being a spy from Chevy Chase or Dan Aykroyd.
- Tatlım Chevy Chase ve Dan Aykroyd'dan bir şeyler öğrenebileceğini kastetmedim.
Let's just use the dance money for like a.. - Vending machine or something. - Actually, I was gonna go.
Dansa vereceğim parayla abur cubur alırım daha iyi.
Actually we do not need because we have map, satellite or anything else.
Haritamız, uydumuz, benzinimiz hiçbir şeyimiz kalmadı...
It's just... sometimes I wonder if anyone besides me actually believes in romance. Or if the idea is just a big joke... on everyone.
Sadece benden başka romantizme inanan var mı yoksa herkes bunu saçmalık olarak mı görüyor diye merak ediyorum.
To live here or over in europe, Places where they actually respect musicians... I'm saying you blow better than half the cats in new york, shorty.
İnsanların müzisyenlere saygı gösterdiği yerlerde, burada veya Avrupa'da yaşamak...
Until he actually leads me to it or does something I'm stuck here, Marie, so sorry.
Bir şeyler yapana veya bir yere gidene kadar... burada kalmalıyım, Marie, üzgünüm.
If you wanna help, why don't you find Trinity? Or is doing something actually useful not in your fucking job description?
Yardım etmek istiyorsan Üçlemeci'yi bul ya da kahrolası iş tanımında bulunmayan gerçekten yararlı bir şey yap.
That, or he actually has to make up a history test and I'm just getting worked up over nothing.
yada aslında tarih testine giricek ve ben sadece bunu aşmaya çalışıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]