English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Actually i

Actually i translate Turkish

48,591 parallel translation
But, before we could get inside the building, the hospital's media relations manager stopped us. Actually I understand that Dr...
Fakat binaya girmeden önce, hastanenin basınla ilişkiler müdürü bizi durdurdu.
Actually, I haven't met them yet.
Aslında onlarla henüz tanışmadım.
I can't believe anybody actually lives here.
Burada birinin yaşadığına inanamıyorum.
I'm actually currently deciding on where to go on my next outing.
Aslında şu anda bir sonraki çıkışımda nereye gideceğime karar veriyorum.
I mean, Pearl's not actually just upset about the tube.
Yani, Pearl aslında sadece tüp yüzünden üzgün değil.
I was actually considering a new moniker.
Aslında yeni bir lakap üzerinde düşünüyordum.
- Yeah, I am, actually.
- Evet, duyuyorum aslında.
In my defense, though, I've been running on empty for so long that when I actually eat now, I get this crazy burst of energy.
Gerçi kendimi savunursam öyle uzun süredir besinsiz yaşıyordum ki şimdi gerçekten yemek yiyince böyle çılgın bir enerji artışı oldu.
- I'm actually quite terrified.
- Aslında epey korkuyorum. - Aman Tanrım.
Sorry. I'm actually out of here.
Buradan çıkıyorum aslında.
[Kip] I had always been concerned about the possible health impacts of GMOs but, then found out that most of the world's GMO crops are actually consumed by livestock, with dairy cows consuming the most per animal.
GDOların sağlık üzerindeki etkileri beni her zaman kaygılandırmıştır. Sonradan öğrendim ki GDOların çoğu çiftlik hayvanları tarafından yeniyor, en çok da süt inekleri tarafından.
They actually have laws limiting how much pus you can actually have in the milk and still sell it, I believe it's like 750,000 pus cells per CC.
Sütün içinde ne kadar iltihap olabileceğini sınırlayan yasalar bile var, sanırım santimetreküpte 750.000 hücre gibi bir sınır.
And actually, I'm scheduled for two hip replacements.
İki kalça artroplastisi için randevu aldım.
Just like many of us, I thought that the majority of cancer was due to genes, but, only five to 10 % of cancer is actually genetic.
Çoğumuz gibi ben de kanserin çoğunlukla kalıtsal olduğunu sanıyordum. KALITSAL KANSER RİSKİ Fakat aslında kanserin yalnızca yüzde beş ila onu kalıtsal.
I always thought my canines were for meat, but, what kind of animal could actually kill and eat raw with these tiny teeth?
Haklıydı. Köpek dişlerinin hep et yemek için olduğunu düşündüm ama hangi hayvan bu küçük dişlerle öldürüp çiğ şekilde yer ki?
Actually, would you mind if I messenger that over tomorrow morning, first thing?
Ya ben bunları yarın sabah ilk iş sana göndersem olur mu?
Yes, actually, I am.
Hayır, aslında çalışıyorum.
Actually, I think that's exactly what I need, so...
Aslında tam da ihtiyacım olanın bu olduğunu sanıyorum o yüzden...
So unless you're here to say you didn't actually see Frank in the basement that night...
Aslında Frank'i o akşam bodrumda görmediğini söylediğin sürece..
- I don't, actually.
- Aslında değilim.
Actually, there are a lot of other choices besides invoking the power of the State. I know my legal options.
Aslında devletin gücünü harekete geçirmenin dışında başka birçok seçenek var.
Actually, I found out that I have some Japanese - in my genes.
Hatta soyumda Japonluk olduğunu öğrenmiştim.
I actually have an appointment about to start, so...
Doğrusu başlamak üzere olan bir randevum var bu yüzden..
It's stupid to study. It's not like I'm actually retaining anything.
Ama bir şeyleri saklamaya çalıştığımdan değil.
Maybe you'll actually love me if I have abs. God, just...
Belki karın kası yaparsam beni gerçekten seversin.
If I were Hunter, I'd tell that poor girl to run for the hills, and I'd tell my patient to find someone who actually satisfies him.
Hunter'ın yerinde olsam o zavallı kıza "Hemen kaç" derdim. Hastama da kendisini tatmin edebilecek birini bulmasını söylerdim.
No, actually, I was just in a messy situation.
Hayır. Aslına bakarsan karmaşık bir durumdaydım.
Actually, I've been looking into his leads, and there's nothing there.
Aslında, onun ipuçlarına baktım. Hiçbir şey yok.
You actually think I want to help you?
Cidden sana yardım edeceğimi mi sandın?
We were actually debating on whether I should give you the 100K or not.
Sana 100 bini vermeli miyim vermemeli miyim onu tartışıyorduk.
Actually, I have to say, I'm...
Aslında söylemeliyim, ben...
But I actually never wanted you to find it.
Ama aslında onu bulmanı asla istemedim.
Actually, I should ask your bitch... Sorry, your dog.
Aslında bunu sormam gereken kişi sürtüğündü pardon köpeğin diyecektim.
I-I actually think you're beautiful.
Bence... Aslında bence güzelsin.
I actually feel.
Gerçekten hissediyorum.
You know, it's so bizarre, I was actually gonna call you today.
Bu çok tuhaf. Ben de bugün seni arayacaktım.
I'm actually not sure how to interpret it.
Ne anlayacağımı bilemedim.
And listen, I was actually thinking we should get the girls together for a playdate.
Baksana, çocukları bir gün bir araya getirelim diyordum.
I know this is sensitive, but Melissa Saugraves'psychiatrist at Bellevue actually reached out again. He wanted to speak out more about what she's sharing in session.
Hassas bir konu ama Melissa Saugraves'in Bellevue'daki psikiyatristi yine aradı ve onun seansta paylaştıklarını konuşmak istedi.
I was actually just stopping by for a quick coffee.
İki dakika kahve içmeye uğramıştım.
I have plans, actually.
Planlarım var aslında.
- Actually, I might.
Aslında biliyor olabilirim.
I've actually been wanting to apologize for what I said at Shaun's party.
Shaun'un partisindeki sözlerim için özür dilemek istiyordum.
I actually...
Benim...
Actually, Clary, I said I wanted to find him.
Aslına bakarsan, onu bulmak istediğimi söyledim.
I mean, the only time that actually happens is when somebody falls in love with...
Yani gerçekten olması için birinin aşık olması lazım...
I'm actually kind of on a liquid diet now.
- Sulu gıda diyetindeyim.
Actually, I'm still trying to figure it all out.
- Hala netleştirmeye çalışıyorum.
I can't believe I'm actually going inside.
İçeriye gireceğime inanamıyorum.
Okay, I've actually never told anyone this, but, um... You know that nightmare you have about showing up to school naked?
Bunu kimseye anlatmadım ama okulda çıplak uyandığın kabusu bilir misin?
Well, I'm actually happy I didn't maul you to death.
Seni öldüresiye pençelemediğim iyi oldu. Neden?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]