Pointless translate Turkish
1,750 parallel translation
Pretty much pointless...
Oldukça anlamsız...
I mean, the borders and the regulations. It seems so pointless.
Bana çok anlamsız geliyor.
I mean, the thing's pointless, though. It's just gibberish.
Anlamsız, abuk sabuk şeyler yazıyor.
For the past three years, Sloravia and Azmenistan... they've been locked in a pointless and bloody war.
3 yıldır, Sloravya ve Azmenistan... kesintisiz kanlı bir savaştalar.
It seems so pointless, I mean everything, it just seems so pointless!
Çok anlamsız geliyor. Yani her şey... Sadece anlamsız geliyor!
But it was pointless... while Fascism grows as strong as it was under Hitler.
Bu kez Hitler dönemindeki gibi faşizmin yayılmasına seyirci kalmayacağız.
So then, you don't need to call your lawyer, or anything crazy like that, because that would be just pointless, wouldn't it?
Avukat çağırmanıza ya da öyle bir saçmalığa hiç gerek yok. Çok anlamsız olurdu, değil mi?
I don't understand why you guys do things that are pointless.
Neden siz erkeklerin böyle anlamsız şeyler yaptığınızı anlamıyorum.
I wanna thank my wife for doing what she can to help end this pointless and barbaric charade
Bu anlamsız ve barbarca oynanan oyunu sonlandırmak için elinden geleni yapan karıma teşekkür etmek istiyorum.
Nothing cleared the head back then better than a good, pointless fuck.
O zamanlar, hiçbir şey kafamı güzel ama sonuçsuz bir seks kadar boşaltamazdı.
Look, Meg, - this is pointless.
Bak Meg. Bunun anlamı yok.
It's pointless.
İlerlemenin faydası yok.
You still have this complex about being foreign, and it's pointless.
Hâlâ yabancılık kompleksi içindesin, buna gerek yok.
My turn-ons are cigarettes,'70s punk, boys with rings in their lips, and long, pointless walks up rocks.
Sevdiğim şeyler ; sigara, 70lerin punkı dudağında pirsing olan erkekler ve kayaların üzerinde uzun süre amaçsızca yürümek.
Mother, let ´ s not spoil Christmas Eve with pointless discussions.
Noel Arifesi'ni boş tartışmalarla harcamayalım, anne.
Enough I Thls Is pointless, people.
Yeter! Bu çok anlamsız millet!
- This is pointless.
- Bu anlamsız
I'm not going to be marching to this Governor's office and get caught up in some mindless, pointless dialogue with that pompous bastard.
Saçmalama. Hükümet binasına yürüyüp, oradaki kibirli piçle manasız, aptalca bir diyaloga girecek değilim.
- It's so pointless.
- Çok anlamsız.
- No, it's not pointless.
- Hayır, anlamsız değil.
- Because it seems pointless.
- Çok anlamsız görünüyor.
So pointless.
Anlamsız.
I should've realised at the time it was pointless. But I really wasn't thinking clearly.
O an, yaptığım şeyin anlamsız olduğunu anlamalıydım ama pek sağlıklı düşünemiyordum.
Hiding is pointless.
Saklanmanın bir anlamı yok.
It just seemed pointless to tell you.
Sana anlatmak anlamsız göründü.
When I asked him about it, he said it'd be pointless to tell you because there's no way you'd believe he'd hide it there intentionally.
Ona bunu sorduğum zaman, sana anlatmanın anlamsız olacağını söyledi. Çünkü cüzdanı oraya kasten saklamadığına seni inandırmanın hiçbir yolu olmadığını söyledi.
It's pointless, there have climb the steep southern wall.
Saçmalık, o tarafta dimdik güney duvarı var.
Shall I initiate a pointless and potentially fatal pursuit?
Amaçsız ve muhtemelen ölümcül takibi başlatayım mı?
It would have been as pointless as digging into this rock.
Bu kayayı delmen kadar anlamsız bir şey yapmış olurdun.
A completely pointless and futile venture.
Hiçbir işe yaramayacak anlamsız bir macera.
Eighth, avoid pointless talk
Sekiz, boş konuşmadan kaçın
THIS IS POINTLESS, JULIAN.
Bu anlamsız, Julian.
Any way you can filch a little joy in this cruel, dog-eat-dog, pointless, black chaos.
Bu acımasız, manasız kaosun içinde kendine bir keyif aşırabileceğin her yol.
And I know what you're thinking : that it's moot, that I already zeroed-out, that we already know who my supposed One is, that it's too late, and there's no going back, and it's a pointless gesture, right?
Biliyorum aklındakini.. çok geç oldu böyle olmamalıydı falan filan
Well... I do appreciate the pointless gesture.
Çok sağol
At least you found out that it was all pointless.
Hiç değilse bunların hepsinin anlamsız olduğunun farkına vardın.
Are you willing to sacrifice him for this pointless, brutal war?
Onu, bu acımasız ve anlamsız savaşa kurban vermek ister misin?
Put an end to this pointless bloodshed.
Bu anlamsız akan kanları durdur.
- This whole thing was pointless.
Tüm bu şey anlamsızdı.
Your coworkers'demands on you, the long hours, the pointless meetings and endless phone calls.
İş arkadaşlarınızın sizden istekleri, uzun saatler, manasız toplantılar ve sonu gelmez telefonlar.
{ \ Are you saying that } Do you find this exercise pointless?
Bu konuşmaların fuzuli olduğunu mu söylemeye çalışıyorsun?
Assuming I can keep up this pace, three hours, 11 minutes, and plus however long tak to conclude this fairly pointless conversation.
Bu hızda devam edersem, üç saat, on bir dakika ve artı olarak, bu anlamsız konuşma ne kadar sürerse.
No, I'm just saying that maybe our lives would be richer if we let go of this pointless resentment toward our mother and, and just moved on with our lives.
Bu anlamsız kinden kurtulup hayatımızı yaşamaya devam edersek hayatımız daha da yaşanabilir olur demek istemiştim.
Yes, everyone suddenly became very concerned, which was touching, but ultimately pointless.
Beni duyabiliyor musun? Evet, herkes bir anda ilgilenmeye başladı ki bu çok dokunaklıydı ama sonuç olarak, nafileydi.
And I stood outside the room feeling so useless, so pointless and helpless.
Bense odanın dışında dikildim. O kadar işe yaramaz hissettim ki kendimi. Amaçsız, umutsuz...
Maybe trying to teach the interns is pointless.
Belki de stajyerlere bir şeyler öğretmeye çalışmak anlamsızdır.
This is pointless.
Bu çok anlamsız.
is this pointless?
Bu anlamsız mı?
This is pointless.
Bu gereksiz bir şey.
It's pointless.
Nafile.
- This is pointless.
- Bu çok manasız.
point 398
points 477
pointer 34
pointy 21
pointing 28
point taken 185
point and shoot 18
point is 259
point made 26
point one 17
points 477
pointer 34
pointy 21
pointing 28
point taken 185
point and shoot 18
point is 259
point made 26
point one 17